Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / AH BE ABİLERİM!

AH BE ABİLERİM!

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

AH BE ABİLERİM!

Yazıma “ah be muammer abi!”diye başlık atacakken, öğretmen-şair Seyfettin Karahocagil’in de ölüm haberi geldi. Edebiyat sohbetlerimizin kuvvetli halkaları birbir gidiyor. Önce şair Hasan Buldu, Mehmet Hopal,  devamında Burhan Özbakır, şimdi de müzisyen Muammer Palamut, Elif Yakın ve Seyfettin Karahocagil. Buna yürek mi dayanır? Zaten hepi topu kaç kişiydik? Külliye Gecelerinden bahsediyorum. Bayezid Camisinin müştemilatında yaptığımız edebiyat sohbetlerinden. Ne kadar önemli toplanmalarmış! Salgında savrulunca, şimdi daha iyi anlıyorum, toplanmanın önemini. Yalan dünya, gelimli gidimli dünya sevenleri ne tez ayırırmışsın! O kadar söz, kelam, hatıra, eğlence boşuna mıydı?

Sevgili Hüseyin Menç’in her zamanki organizatörlüğünde yaptığımız Külliye Şiir Geceleri aslında bir sohbet halkasıydı. Birileri şiir okur, birileri saz çalar, birileri de konuşma yapardı. Merhum Muammer Palamut abimiz, tüm bunların hepsini bir arada yapan ender kişiliklerdendi.Enstrüman çalar, sohbet eder, yemeyi iyi bilir, aynı zaman da muhibban bir kişilikti.Size iyi bir enerji verirdi. Tam bir Osmanlı beyefendisiydi.Namıdiğer Şekercizade merhum Muammer Palamut’tu. Köfte esprisi youtube düşecek kadar, espritüel bir şahsiyetti. İsacığım ne çalayım dediğim de, favorimin hüseyni, oynak bir şarkı olduğunu bilirdi. Burhan Özbakır’la aralarında  tatlı bir şarkı sırası tartışması olurdu, biri çalmazsa, diğeri boşluğu doldururdu.İnsana dokunan bir yapısı vardı. Birçok türkü ve şarkıyı ezbere bilecek kadar da, güçlü bir hafızası vardı.

Merhum, sevgili Muammer Palamut komple bir kişilikti. İl Kültür Müdürlüğünün ölmeden kısa bir süre önce yaptığı youtube söyleşisi, onu en iyi anlatan bir fragman olmuş.Çekimlerin dili ve rahmetli üstadın anlatımı tam bir nehir söyleşi olmuştur.Onun enstrümanlara olan hakimiyetini yakinen bilenlerdenim.Ben kanun çalmasına hastaydım.Udu, sazı, neyi, kemanı vb. öttürürdü. Bimarhane konserlerinin yüzü oydu. O nezih mekanı sesiyle ve sazıyla inletirdi. Bir çok insan, onun kanun sesini beklerdi.Yeni belediye, onu konservatuardan niye çıkardı? Anlamadım. Ondan daha liyakatli adam mı buldular acaba!Bu konuya çok içerlemişti.Neyse, sadede gelelim.Başarılı insanı sevmeyen bir yapımız var.İyi bir hocaydı. İlmini esirgemeyen bir adamdı.Konservatuar ayrılığı sonrası, babayurdu bir odada meşk ederdik. O çalar, biz dinlerdik.

Yalan oldu.Kovit hepsini aramızdan aldı.Yüzyılın taunu, kovittir. Muammer Abiye şaka yollu takılmıştım. Aman abi dışarı çıkma, kendine dikkat et demiştim. Kovitin aramızdan aldğı bir diğer abimiz de, merhum öğretmen-şair Seyfettin Karahocagil oldu. Merhum Karahocagil, Muammer abinin tam tersi bir kişilikti. Sakin, dingin, tek konuşan bir adamdı. Elinde şiir defteriyle gezerdi. Edebiyat sohbetlerimizin müdavimi bir kişilikti.Hasbi, imanlı, sakin bir hocaydı. Her haliyle bir Osmanlı beyefendisiydi. Aslen Erzurumlu bir aileden geliyordu.Genelde didaktik ve uzun şiirler kaleme alırdı. İsacığım şiire bakar mısın demesi ayrı bir sorumluluktu. Hemhal olmayı sevdiğim adamlardan birisiydi. İrfan sahibi bir hoca olduğuna inancım tamdır. Her sohbette kendi şiirlerinden birisini okurdu. Cönk tarzı olan defteri, bir divana dönüşmüş diye duydum.

Ölmeden, divanı çıkan nadir şairlerden oldu.Temmuz Yayınları,karahoca divanı‘nı bastı.Kovit tedavisi gördüğü hastane odasında, divanıyla poz vermiş bir şair kişilikti. Ölmeden önce ölmeyi becerebilmiş bir mütevekkil  şairdi:” “Haşin esişiyle serin poyrazın/ Verdiği bu telaş ölüm korkusu/ Ömrüm gibi biten bir koca yazın/Sonunda beklenen o kış uykusu…”diyen usta; aslında ölümün faniliğin devamı olduğunu anlatıyordu. Şiir taze ve dumanı üstünde bir metin. Ama, müslüman duruşa bakar mısınız, sanki ölüme hazır bir yürek! Sultan Bayezit Camiinin devamlılarındandı. Ne zaman camiye yolum düşse, bir köşede onu görürdüm.

Karahocagil usta bir başka şiirinde de şöyle söyle der:”Toprağa söyledik taşa söyledik/Kuruya söyledik yaşa söyledik/Yazık ki çok kere boş yere söyledik/Zaman bir nefeslik yeldi geldi götürdü.” Evet Seyfettin Hocam, zaman geldi götürdü. Aslında boşa söylemedi Seyfettin Hocam, sadece geleceğe yazdı. Ama söz bitti, şair, emaneti teslim etti. Bize de yazmak düştü. Kovit belası çok can yaktı. Hem Muammer Palamut ustamıza hem de Seyfettin Karahocagil büyüğümüze Allahtan rahmet diliyorum. Yürüdükleri yol kutlu olsun. İyi işler yaptılar, iyi bir şekilde anılacaklar. Sevenlerine başsağlığı, kalanlara da sağlık dilerim. Sizleri iyi bilirdik, eserlerinizle ve güzel sadanızla iz bıraktınız.

isa çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*