Cemil Meriç , kültürün bir ayağının yeraltında olduğunu söyler. Marks da dünyayı ölüler yönetir der. Coğrafyanın biraz da kader olduğuna inananlardanım. Osmanlı bakiyesi bir devlet geleneğine sahip olan bizler , kültür adına ne ürettiysek o kadar bu vatana sahibiz demektir. Amasya Ziyaret Beldesinde medfun Hicabi Baba , kültürümüzün yeraltındaki ayaklarındandır. Kendisi bir İslam alimi olan şahsiyet , döneminde bir çok esere imza atmıştır. Bunlardan biri de yarı ilmihal ve nasihatname sayabileceğimiz Zübdetü’l İslam’ dır.
Ziyaret Belde belediyesinin sevgili belediye başkanı Ahmet Kemal Dayıoğlu, çok hayırlı bir kültür hizmetine imza atmış. Hicabi Baba ‘nın Zübdetü’l İslam ( İslam’ın Özü ) adlı bu nezih eserini Türk- İslam dünyasına ve ilim alemine kazandırmıştır. Çok harika bir kuşe baskı ve orijinal kutulu kapak içinde prestij baskı olarak okurlara sunulan eser , tam bir başucu kitabı olarak derlenmiştir. İçinde Osmanlıca metin ve günümüz Türkçesi metniyle beraber basılan eser , belediyeden edinilebilir. Oldum olası belediyelerin kültüre katkılarına olumlu bakan bir insanım. Bu nedenle , bu eserin basımına ve çevirisine katkı sunan sevgili Ramazan Yıldız hocayı da ayrıca kutlarım. Kıyısından inceleme fırsatı bulduğum eseri , baskıdan sonra şahsıma gönderen sevgili başkana da hürmet ve muhabbetlerimi sunarım.
Gelelim eserin özüne : Hicabi Baba, nam-ı diğer Abdülbakî Bahçeserayî Hazretleri Kırımlı bir göçmen ailenin çocuğudur. İslam’ın Özü diye çevirebileceğimiz eseri , bilinen ve meşhur bir kaynaktır.Aslen Kırım Bahçesaraylı olan Hicabi Baba on sekizinci yüzyılın sonlarına doğru yaşamış bir İslam alimdir. Rus işgali sonucu Anadolu’ya göç eden bir ailenin çocuğu olan Hicabi Baba , Amasya Ziyaret Beldesinde yaşamış ve mezarı Ziyaret’tedir. Nakşibendî bir gelenekten olan Hoca , eserlerini de didaktik bir mantıkla tıpkı bir ders kitabı havasında yazmıştır. Ziyarette talebe okutup , tarikate katkı yapmıştır. Yani bu toprakların altını ve üstünü Müslüman yapmamıza vesile olmuştur. Müslüman kültür ve ilimi de böylece bugüne ulaşabilmiştir.
Zübdetü’l İslam’ın kitaptaki esas nüshası da , Çorum Hasan Paşa Kütüphanesindedir. Üstadın başka eserleri de vardır. Hediye-i Hilal , Risale-i Hicabî , Bade-i Kevser vb. bunlardan bazılarıdır. Zübdetü’l İslam adlı eserinde yer yer şiirler de vardır. Klasik nasihatnamelerde olduğu gibi , didaktik ve anlatıma hizmet eden şiirlerdir. Yani eser dönemin kişisel gelişim kitabıdır. Allahın adlarıyla başlayan ve namazla devam eden bir çok konu eserde avam üslubuyla anlatılmıştır. Mesela, tevhit konusunu anlatmak isteyen Hicabi Baba şöyle bir şiir yazmıştır :
“Hem işidenmiş hem dinleyen
Hem gösterenmiş hem gören
Hem çerh vurup hoş dönen
Hem ney imiş hem neyzen.”
Allah’ın sıfatlarını şiirle anlatan bir metin. Semi , basar ,ney ve neyzen kelimeleriyle verilen Allahın sıfatları , ne güzel anlatılmış. Şiirsel İslamî bir anlatım böyle olur. Öğretici şiirler , anlama hizmet ettikçe sorun yok. Hocanın şiirleri de kitapta sakil durmuyor. Nesir aralarına ve özenle serpiştirilmiş. Bir sufî Nakşî olan Hicabi Baba ‘nın böyle şiirler kaleme alması da doğal. Ney ve neyzen benzetmeleri de Allah ‘ı anlatmak için iyi seçilmiş kelimeler. Ruhu üfleyenle , üflenen insan aynı sıfatla anlatılıyor.
Kitabın önsözünden sonra , sırasıyla ; günümüz Türkçesi metin , Hicabi Baba ‘nın sanduka fotoları , Osmanlıca tıpkı basım metin vd. Çok harika bir yayın olarak kültür alemine sunulan eseri , bize kazandıran ve emeğini eserden esirgemeyen tüm dostlara teşekkür ederim. Bir belde belediyesinin , böyle güzel bir eseri Müslüman Türk dünyasına kazandırması , belediyelerimizin hanesine yazılacak sevaplardandır. Dil insanın yurdudur gerçeği ancak , böyle anıtsal eserlerle ve geçmiş kadim kültürümüze sahip çıkılarak yapılabilir. Ziyaret Belediyesi ve değerli başkanı da bunu başarmış. Kendilerini tekraren tebrik ederim.
Günün sözü .” Doğru söz yemin istemez.” Atalar sözü.
İsa Çolaker