Kimi görsem, bize ne oldu diyor? Aslında özeleştiridir bu. Bize ne oldu böyle? İyi bir soru da, karşılığı sıkıntılı. Ne oldu diyenin de, çözümü yok, sadece soruyor. Evet, birçok şey oldu. Pandemik günlerde daha çok sorar olduk! Değerlerimiz felaket aşındı. Dün varolan, bugün aradıklarımızdır. Dün diğerkamdık, güvenilirdik, yardımseverdik, merhametliydik, adildik, çalışkandık vs. Şimdi birey olduk, bize bir hâl oldu! Bugün, bunların arandığı zaman oldu. Gelenek, geleceği de kurar. Bugün aradıklarımız, dünün kurucu değerleriydi. Toplumda vardı. Bugün karaborsa olan meta değil, aradığımız bu değerlerdir.
Çocukluğumuzda dostluk vardı. Mandalina tekini bölüşürdük. Babamın dostları atölyeyi doldururdu. Çay içilir, gönül demlenirdi. Gelsin çaylar, konuşsun erenler dönemiydi. Dinlediğinizde, dinlendiğiniz yurt gibi dostlarımız vardı. Sesleri hala kulağımdadır. Şimdi arkadaşlıkla yetinir olduk;fesbuk,tivitır,insagram arkadaşlığı mı olur? Hepsi uçucu, hepsi sanal, bir o kadar da uzak! Size sokakta selam vermeyen âdem, fesbukta dürtmeye devam ediyor! Ne kadar sahte ve acul bir ilişki. İnternetten ilişki çıkmaz mı, çııkar ama, bir o kadar da sanal olur. Tuzak olur.Ayağı yere basmayan, afaki, derinliksiz bir arkadaşlık olur. Dostluk daha sahici ve başka bir şey. Her ziyan bir öğüttür gerçeğinden hareketle, sahici değerlerimize sahip çıkalım. Yoksa çok realiti şovlar çekeriz.
Aşınan bir değer de saygı ve hürmet oldu. Saygı istenen bir değer olmamalı, o gösterilen bir şeydir. Sevgiyi geçtik, saygının da esamesi okunmuyor. İhtiyarî olan saygı bile aranır oldu. Talebe sınıfı geçene kadar, hocasına dayı diyor! Okul bitince saydırmaya devam ediyor. O da köşe dönmeci bir kafada. Oysa talebe ve hoca hayırda ortaktır.Nerdeeee..Devir çok kötü lafı, artık bir slogan değil, gerçeklik oldu. Gerçekten kötü günlerdeyiz. Pandemi bile insanların hırsını durduramadı! Azgın bir azınlık, tanrı gibi oldu! Huzursuz ve mutsuz tipler, etrafımıza bulaş yapmaya devam ediyor. Mütevazı olmak, salaklık olarak görülüyor. Kıyamet mi geldi ne? İyilik treni kaçıyor. Kibirli olmak, kendini sevmek diye servis ediliyor. Bütün sinema yapımları, kendini şımartmayı ve ötekini ezmeyi salık veriyor. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Dağ taş aşınır da, insaniyet aşınmaz mı? Hem de nasıl aşınır. İnsana dokunmak bile mesele oldu. Şimdi pandemik olduk, hiç dokunamıyoruz, iyi mi? Herkes kötülükte eşitlenmek peşinde, Kadın aldatır, kocama nispet ettim der; koca aldatır, meseleyi küçültürerek, beni affet sevgilim der! Ne olacak bu işin sonu? O çalmış, ben çalayım; o yemiş, ben yiyeyim; o hırsız, ben de çalayım derdindeyiz.Herkes kötülükte eşitlenmek peşinde. Kimse irfan ordusu neferi olmak istemiyor. O yanlışta, sende mi yanlışta olmak istiyorsun? Zina, filört; faiz, kâr; hırsız, efendi moduna geçti! Halbuki biz yalnız kalsak da, değerli ve bir o kadar da insan kalmalıyız. Zor olan insan kalmaktır. Ahlaklı adamın fiyatı değil, değeri olur. Kimse adaletsiz bir güç eşitliğini savunmasın. O çabuk yıkılır. Allah da intikamını alır.
Aşınan değerlerimizin yanında, çözümü de konuşalım. Değerler savunulmayı bekler, yaşanmayı bekler. Sadece konuşmak, sizi değerli kılmaz. Şeytan da iyi bir retorik ustasıydı. Dürüstlük, hamiyet, fazilet, dayanışma vb. savunulacak değerlerdir. Kimse bunları yok sayamaz.Nefsine hakim olan birey, değerlerine sahip çıkar.Bedavacı, emeksiz, sömürüye dayalı bir tembellik, değerleri yerle bir ediyor. Köşe dönmeci, kolay para kazanmak isteyen tiplerin sosyolojisi budur. Tembeli değil, çalışkanı; miskini değil, akıllıyı; acizi değil, özgüveni olan adamı savunursak, iyi bir nesil inşa ederiz. Bu güzellikler dün vardı, yarın da olacak. Sadece diplomayla bu haller gerçekleşmiyor. Nefsin eğitimi de önemli.Yaşadığımız salgın bile nefis terbiyesi ve tezkiyesi olmalıdır. Allah’ım bize ne oldu demeliyiz? İhtiyarlar, bu muameleyi hakediyor mu demeliyiz? Yoksa hergün pandemi olsa ne yazar!
Bugün yaşadığımız olumsuzluklar, yarın yaşayacağımız güzel günleri engellemez. Yeter ki biz iyilik adamı olalım. Dünyayı iyilik kurtaracak. Biz insani değerlerle donanmaya devam edeceğiz.”Mademki görüyorsun, o zaman hoşgörün.”diyen Veysel usta, iyiliğe ve güzelliğe gönderme yapar. Dünün insanın da adabı muaşeret vardı. Doğayı severdi, kurda kuşa hürmet ederlerdi. Günümüz insanı doğaya zarar verdi, kendi ayağna sıktı! Sadece parayla da adamlık olmuyor!Parayla adamlık olsaydı, coniye nur yağardı. Allah onu bile; maskeye, ventilatöre, cceset torbasına muhtaç etti. Allahm sen ne büyüksün! Hikmetinden sual olunmayacak zamanlardayız. İyi ki sen varsın Rabbim. herksi eşitledin.İnsanın fıtratına uygun, doğal bir eğitime geçmeliyiz. Bu dünya, bu kadar zulmü ve acıyı kaldıramadı. Yenilenelim, tefekkür kaleleri kuralım. Sevelim aşkla, sevilelim. Bu dünya kimseye yâr olmaz.
Gelelim yeni insanın inşasına:milli, insani, ahlaki, fikri ilkelerimiz olsun derim.Küçüğünü sevmeyen, büyüğüne saygı göstermeyen insandan; tabiatı seven, azcık da kendini seven, yararlı ve çalışkan fertler yetiştirmeye özen göstereceğiz. Devletin, milletin, ümmeti Muhammedin imkanları ve gönül zenginliğimiz buna yeter. Yoksa, sadece para meseleyi çözmüyor. Bunu pandemik günlerin içinde de gördük. Ne diyor şair Esad:” Vakti şadi gelir, mevsimi mihnet de geçer.” bu da geçer, zor günlerimizi atlattığımız da bu reçetelere uyalım derim.Kalın sağlıcakla. Hayatın eve sığdığı günlerden, daha ferah günlere geçmek dileğiyle.