Son Haberler
Anasayfa / misafir kalemler / BİR ÇIĞIR AÇMAK…

BİR ÇIĞIR AÇMAK…

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

İnsanlık âleminde yeni bir çığır açmak çok önemli… Efendimiz özellikle hayırda, iyilikte, yardımlaşmada yeni bir çığır açan kişinin alacağı sevabın çok büyük olacağını buyuruyor.  Her şey ufaktan yapılan ilklerle başlar… Ve o ilkler zamanla artar büyür gelişir… Efendimizin İslâm davasını sürdürmesi de tek kişiyle başladı. Önce ailesi, sırasıyla çevresi, dostları, akrabalarıyla bu kutlu yürüyüş her geçen gün arttı ve büyüdü.  Günümüzde dünya genelinde bir buçuk milyar Müslüman olduğu söylenir. Bugün gördüğümüz, tarihimizden bize kalan camiler, mescidler, kütüphaneler, imarethaneler hep o açılan çığırın eseri olarak karşımıza çıkar. İyilikler, güzelliler, sevgi, paylaşma, bir yetimin başını okşama, bir susamışa su verme, bir açı doyurma, ya da uzak memleketlerde zor durumda kalan, evleri başlarına yıkılan, tecavüzlere uğrayan, zalimlerin zulmü altında inleyen mümin kardeşlerimizin çığlığını duyma, onların acısıyla hemhâl olma hep efendimizin bize açtığı o kutlu yürüyüşün devamından ileri gelir.

blog

Bunun tam tersini de söylemek mümkün yani kötü bir çığır açmak… Aynı şekilde Efendimiz hadisin devamında kötü çığırda gidenlerin günahının da o çığırı açana ve ayrıca o kötü çığırda gidenlere yazılacağını bize haber veriyor. Çünkü bir kimse böyle kötü bir başlangıç yapmasaydı, o çığırda giden olmayacaktı. Meselâ Kabil’in ilk defa Habil’i öldürmesi gibi. Kıyamete kadar işlenen cinayetlere Kâbil’de ortak olmaktadır. Çünkü kardeşi Hâbil’i öldürerek ilk defa bu kötü başlangıcı o yapmıştır. Bunu Zina, hırsızlık, haksızlık, terör, işkence gibi tüm yaşanan kötü olaylar çerçevesinde genelleyebiliriz.

Bizler daima iyi çığır açma, ya da açılan iyi çığırdan gitme gayretinde olalım. Unutmayalım ki bize Rabbimiz tarafından verilen, el, ayak, göz kulak, zenginlik, ömür, beslendiğimiz çeşit çeşit nimetler hepsi birer emanet olarak verildi. Günü, saati ve zamanı geldiğinde elimizdeki nimetlere veda ederek bu dünyadan ayrılacağız. Önemeli olan Rabbimizin bize verdiği tüm bu nimetleri onun istediği koşullar çerçevesinde değerlendirmek. Meselâ bize verilen göz nimetini harama bakarak değil, helâl yolda yani Kur’ân okuyarak, kitap okuyarak, insanlığa faydalı olacak çeşitli bilim ve buluşlarda kullandığımızda böyle bir nimetin hesabını ahirette rahatlıkla verebiliriz. Ama bunun aksi olursa göz nimetini, harama bakarak, hırsızlıkta, haksızlıkta kısacası Rabbimizin istemediği şekilde kullandığımızda bize verilen bu emanete layıkıyla sahip çıkmamış oluruz. Önemli olan bize verilen tüm emanetleri bize verilen şekildeki safiyetini bozmadan korumak zamanı gelince en güzel şekilde teslim etmek…

Ne mutlu Rabbimizin verdiği nimetleri en güzel şekilde muhafaza edenlere…

Yrd. Doç. Dr. Nuran ÇETİN

Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*