Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / CÜMLENİN MAKSUDU BİR DEĞİL

CÜMLENİN MAKSUDU BİR DEĞİL

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                 Üniversiteler toplumun atar damarı ve ilim üreten yerlerdir. Mensubu bulunduğum üniversite camiası , insanları geliştiren bir yapıya sahip.Antik Yunan ve medrese döneminde de bu böyleydi . Birincil görevleri arasında insan yetiştirmek olan üniversiteler bu görevlerinden uzak duramazlar. Aynı zaman da her türlü farklı yapıdaki düşünceleri de bir arada tutan bir yapıdır üniversiteler. Yani üniversitelerin muhalif insanları da barındırması doğası gereğidir. Fakat bu farklılık , bir arada yaşama ve tahammül sınırlarını da zorlamamalıdır.

Son ODTÜ olayları bunun tersi bir durum arz etmektedir. İçinde bulunduğum Amasya Üniversitesi , yeni yüzüyle gayet demokrat ve insan profiline saygılı bir yapı arz ediyor. Değişik görüşlere ait insanlar ; konferans , seminer, çalıştay , politik konuşmalar yapıyor ve öğrencilerimiz bunu gayet demokratik bir olgunlukla dinliyor. Kimse ne yumurta atıyor, ne molotof atıyor ! Gelen konuklarımız üniversitemizden çok memnun bir şekilde ayrılıyor. Tüm üniversitelerimizin de böyle olmasını can – ı gönülden arzu ederim .

Lakin, “ cümlenin maksudunun  aynı olmadığı ” ODTÜ olaylarında ortaya çıkmıştır. Üniversitemin kapasitesinin on katına sahip olan ODTÜ , Göktürk2 milli uydusunun fırlatılışı sırasında çapına uygun bir olgunluk sergileyememişti r .Sayın Başbakan, milli uydunun fırlatılışı için ODTÜ’ye geliyor,ODTÜ yönetimi heybesi molotof dolu öğrencileri(…)okula girmesine göz yumarak, -aklınca şark kurnazlığı yaparak-siyasi kadroyu mahkum etmeye kalkıyor.Sonra malum yıkıcı ve bölücü olaylar oluyor,ODTÜ yönetimi bunu basit bir muhalif olay olarak algılıyor.Atılan slogan “bağımsız Türkiye”;atılan uydu Göktürk2 ve yerli yapım…Acaba “bağımlı Türkiye” diye slogan atacakken yanlışlıkla mı bu sloganı atıyor o yıkıcı ve bölücü gruplar…Polise öldüresiye vurarak,muhalif mi olunuyor?

Öncelikle evrensel bilgi üreten üniversiteler, milli meselelerde politik olarak halkının yanında olmak zorundadır. Kardeşim, senin ülken milli bir uydu yapmış;istihbarat,kadastro,askeri bilgiler toplayacak,sen bu uyduya karşı saldırıya geçiyorsun!!Bu olacak iş değil,üniversitelerin karşı bildiri yayınlayarak yıkıcı ve bölücü grupları ve gayri milli destekleyicilerini kınamalarını  milli bir tepki olarak alıyorum.Bilim üretenler,evrensel oldukları kadar,yerel değerlere ve onun ürettiklerine de saygı duyacaklar.Yoksa bizim uydumuza karşı çıkanların toplumsal yeri çok sıkıntılı olur…ODTÜ rektörünün Sn.Başbakan’la yapacağı görüşmenin olumlu ve milli bir duruşla sonuçlanacağını düşünüyorum..

Bu şiddeti ve vandalizmi onaylayanlara da şunu hatırlatırım , zinde güçler yıkamadıkları iktidarları hep  ODTÜ’nün de merkezinde olduğu karanlık noktalardan vurmuştur. 27 mayısın da , 12 martın da , 12 eylülün de , infaz olayları ve faili meçhulleri buradan ortaya çıkmıştır. Daha yakında ODTÜ’nün ormanlık  alanında kirli silahlar bulunmamış mıydı? Ankara’nın göbeğinde bir öğrenci derneği , nasıl oluyor da jandarma ve polisten gizli… saldırı malzemelerini o üniversiteye sokuyor? Acaba onlara yardım eden “derin bir devrimci abi” olmasın ? Büyük üniversite olmak için, bu kirli ilişki biçimlerine mi girmek gerekiyor? Bilimle çatışma ve kaos bir arada olamaz . Herkes işini yapacak , siz siyasetin alanına kanlı ve saldırgan olarak girerseniz , birileri sizi kullanarak başka çatışmalara kapı aralar. Bunu biz darbe dönemlerinde gördük…

Biz üniversite mensupları olarak ; daha çok ilim , daha çok araştırma ve bilisel kaliteyi artıracak çalışmalar yapmalıyız . Öğrencilerimize de ;vicdanlı olmayı , polise saldırmamayı , molotof yapmamayı salık vermeliyiz . Ben kendi adıma bunları öneriyor ve pratik yapıyorum. Devletiyle ve milletiyle barışık , farklılıklarla bir arada yaşamayı bilen , bilgi sahibi insanlar yetiştirmek bilim yuvalarının asli işidir.

Akif, gençlere seslendiği Nevruz ‘ a adlı şiirinde , nasıl “molotoflu öğrenci” yetiştirilmezin reçetesini vermektedir: “İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?  / Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek.  / Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme;  / Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek.” derken , reçeteyi doğru şekilde yazmıştır . Sözü , özü sağlam adam olmak ve bu nesilleri yetiştirmek gerek . Buradaki ihtiyar amcayı eğitimciler olarak alırsak , sorumluluklarımızı biliriz . İşini bilen , sözü sağlam , soyuna çeken , taklitçi olmayan , üretken , başarılı bir öğrenci yetiştirmiş oluruz.

Günün kitabı : Dostluk Üzerine , Deneme , Fethi Gemuhluoğlu , İz Yay .

 

İsa Çolaker

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*