İmam Hatip Liselerinin açılışının yüzüncü yılını kutluyoruz . Bugünkü İmam Hatip Liseleri’nin kökü olarak 1913 yılında İmam Hatip yetiştirmek üzere açılan ve daha sonra Medresetü-l Vaazin ile birleştirilerek Medresetü-l İrşad adını alan Medresetü-l Eimmeti vel Hutaba kabul edilir. Bu okullar ömürlerini 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na kadar sürdürmüştür. Sonraları öğrencisizlikten kapatılan okullar(!), 1951 yılında tekrar açılarak , günümüze kadar gelebilmişlerdir . Yani dalya diyen bir kurumsal kimlikle karşı karşıyayız . İmam Hatip Liselerinin yeniden kuruluşuna imza atan Rahmetli Tevfik İleri ‘ yi minnetle ve şükranla anıyoruz . Demokrat Parti ‘ nin milli eğitim bakanı olan İleri , dalya yapan okulun ikinci kurucu bakanıdır . İmam Hatip Liseleri halk desteğinin ortaya çıkardığı sivil bir yapının adıdır . Ben de bir İmam Liseli olarak bu mutluluğu yaşıyorum . Kuruluşundan itibaren halkımızın göz bebeği olan imam hatip liseleri , artık bu milletin bir sivil toplum kuruluşu gibi olmuştur .
İlk açılan imam hatip lisesi İstanbul İmam Hatip Okulu ‘dur . Sadettin Ökten Hoca ‘ nın başını çektiği okul , İmam Hatip Liselerinin ilk örneği bir kurumdur . Kutlanan yüzüncü yılımız , aslında İstanbul İmam Hatip Okulu ‘ nun açılış yılıdır . Zamanla Anadolu ‘ ya yayılan İmam Hatip Okul ‘ları , tamamen halkın yatırımlarıyla ortaya çıkmış bir kimliktir . Yurt ve müştemilatının tamamen halkın paralarıyla yapılan bir İmam Hatip Lisesi gerçeğiyle karşı karşıyayız . Cami kapılarında para toplanıp , İmam Hatip Lisesi yapıldığı günleri çok iyi hatırlıyorum . Babamın ranzalarını yaptığı yurtlarımız gibi .
Yüzüncü yılına kavuşan okulların politik düşmanları da olmuştur . Milli ve manevi değerlere soğuk bazı kemalist çevreler bu okulun sicilli düşmanlığını yapmışlardır . Türkiye Cumhuriyeti milli eğitim bakanlığının müfredatına göre eğitim yapan okullara düşmanlık yapmanın , bu kesimlere bir katkısı da olmamıştır . Kurumsal kimliğe düşman olmak köy enstitülerine nasıl zarar verdiyse , imam hatip okullarına da zarar vermiştir . Okulları kapatmak değil , ıslah ederek yaşatmak daha doğru bir çözümdür . Onun için hiç bir okulun kapatılmasına ve örselenmesine gönlüm razı olmaz . Bu köy enstitüsü bile olsa . Onun için dalya diyen İmam Hatip Liselerine iyi ki varsınız diyorum .
İçinden bir başbakan ve bir çok politik figür çıkaran okulumuza sahip çıkalım . Dersleri itibarıyla sosyal ve bir o kadar da toplumsal bir havası olan İmam Hatip Liseleri artık bu toplumun bir malı durumundadır . İmam Hatip Lisesi nesli Asımın neslidir . Milli ve manevi değerlere sahip çıkan dindar bir nesildir . Bu nesle sahip çıkan Anadolu insanına da buradan şükranlarımı sunuyorum . Okulların hamisi oldukları için , İmam Hatip Liseleri her türlü engele rağmen ayaktadır . İyi ve milli bir kimlikli nesil yetiştirmek bu okullarının şiarı olmalıdır . Bizim dönemimizin sert hoca tipini de unutmalıyız ! Gariban Anadolu çocukları bu sertliği hak etmiyor ! Daha müşfik ve sahici bir nesil için çalışmalıyız .
İmam Hatip Liseleri günümüz şartlarında hem bilimsel eğitime hem de dini eğitime önem vermelidir . 28 Şubat koşullarında faşizan bir devlet baskısına maruz kalan okulumuz , Allahın ve bu necip milletin aşkıyla ayakta kalmış ve yeni bir teveccühe kavuşmuştur . Okullarımızın şiddet sarmalında olduğu günümüzde , İmam Hatip Liselerimiz yüz akımız durumundadır . Dalya diyen okulumuza devlet aklı da sahip çıkmalıdır . Evladı fatihan yetiştirmek isteyen okullarımıza her kesim insanımız sahip çıkmalıdır . Liseleri karşılaştırmayı ve diğerini tercih eden bir kafa yapısına da sahip değilim . Her okulun devlet eğitiminde bir yeri ve ihtiyacı vardır . İmam Hatip Liselerini cennet kapısı olarak da algılamamalıyız ! Sonuçta burası bir mekan . Onu anlamlı kılan insandır . Benim okulum senin okulunu yener felsefesi doğru değildir ! Yanlış yapan arkadaşlarım benim de oldu . Okulun misyonuna uymayan epey arkadaşımız okul yolunda elendi!
İmam Hatip Lisesi Mezunları olarak , toplumuza karşı sorumluluğumuzu da unutmamalıyız . Vizyon ve misyonumuzla milletin vakarına ters işler yapmamalıyız . Dini kimlikle milli kimliği birleştirerek , bir irfan geleneği oluşturmalıyız . Yazan , okuyan , çalışan , yararlı bir nesil olarak milletimize hizmet etmeliyiz . Kendi adıma söylersem , ben İmam Hatip Liseli olmaktan ve mensubu olmaktan gurur duydum . Onun ilkelerine ve çizgilerine uymaya özen gösterdim . Beni Giresun İmam Hatip Lisesine gönderen babacığımdan da razıyım . İyi ki göndermişsin baba . Milli ve manevi değerlere sahip bir akademisyen olmanın gururunu hep yaşamışımdır . Okulların yüzüncü yılı vesilesiyle kaleme aldığım yazımı ; Mehmet Akif Ersoy üstadın , ‘Asımın Nesli’ için yazdığı bir şiirle bitirelim. İmam Hatip Liseli olmak , Nevruz şiirindeki gibi bir şeydir : ” İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz? / Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek. / Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme; / Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek” İşte budur . Yüzüncü yılını idrak ettiğimiz İmam Hatip Lisesi neslinin bariz özelliği şiirdeki değerlerdir . İmam Hatip Liselerinin yüzüncü yılı ya da dalyası hepimize ve necip milletimize hayırlı olsun . Daha nice yüzüncü yıllara …
Günün sözü: “Bir su bir kapta çok kalırsa kokar.” Atasözü
İsa Çolaker