Öğretmen Okullarından Eğitim Fakültelerine döndük, herşey bununla başladı. Ders muhtevası zengin, hoca kalitesi yüksek olan öğretmen okulları; Eğitim Fakültelerine nispetle aranır oldu. Eğİtim Fakülteleri, tıpkı liseler gibi, mevzuat ve müfredat yorgunu. 28 Şubat’ın karanlık ve faşizan günlerinde, sadece ortaokul öğretmeni yetiştirmek üzere formatlanan Eğitim Fakültelerinin ipi çekilmiş oldu!Oturmamış alan dersleri, eksik ders saatleri, talebenin entelektüel çıpasını düşürmüştür. Akademik gelişmesi engellenen talebenin, ufuk açıcı bir öğretmen olması beklenebilir mi? Asistan olma marjı düşen, kpss başarısı çalınan, mesleki formasyonun da azalan öğrenci yapısı, çareyi başka mesleklere yönelmekte buldu. Bugün yaşadığımız budur.
Eğitim Fakültesi, rotası olmayan gemiye dönmüştür. Azcık burdan, azcık şurdan kafasıyla muallim yetiştiremeyiz. Türkçe Eğitimi Bölümünde iki saat Yeni Türk Edebiyatı dersi mi olur? İki saat Osmanlıca dersi olmayacağı gibi! Ders saati aşırı yüklü olsun demiyorum ama, bu kadarı da öğrenciyi aşağıya çekiyor.Ders saatlerini düşürmek için çaba harcamak, hangi akla hizmettir.İki saatte, hangi dersi kurgulayacaksınız.Sadece pedagojik derslerle ne yapılmak istenmektedir? Eğitim formasyonu, branş eğitimi için yeterli midir? Formasyon dersleri, sonuçta pratik derslerdir. Branş eğitimiyse, retorik ve teori gerektiren bir ağırlık ister.Yunus ustayı hakkıyla öğrenemeyen Eğitim Fakültesi talebesi, kişilik eğitimini nasıl alacaktır?Üstüne buz gibi eğitim formasyonu verseniz ne yazar!Genç sadece yorulmuş olur.
Eğitim, bir beka meselesidir.Bir test, bir tostla öğretmen yetiştiremezsiniz.Muhteva kelimesini bilmeyen bir elektronik nesille karşı karşıyayız. Türkçe’nin ana kaynaklarını görmeden; sanat tarihi, Osmanlıca Türkçesi okumadan, Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü mü okunmuş olur? Edebiyat öğretmenliği daha kuşatıcı değil miydi? Daha fazla ve kapsayıcı ders sayısı olamaz mıydı? Bu derslerle asistan değil, geleceksiz memur yetiştiriyoruz.Bilgiden niye korkarız. Mevcut dersleri 28 Şubatta dayatanlar, zaten ezik bir talebe ve öğretmen profili istiyorlardı.Sağlam dersler, talebeyi entelektüel olarak zengin kılar.Yüksek Lisans, Doktora zemini katledilen Eğitim Fakültesi talebesi, kendini yeni gelecek heyecanlarına hazır hissetmiyor. Hadi biraz da öğretmen olalım modundalar.Akademik alanı yokedilen talebeyi, hangi gelecek projeksiyonuna yönlendirebilirsiniz ki? Dersane öğretmeni bile yetiştiremez olduk.Vay halimize!
Eğitim Fakültelerinin bölümleri ağır ağır kapanıyor.Bu geleceksizliğin sonucudur. İyi yönetilemeyen eğitim ekonomisi, çocukların fakültemize olan ilgisini azaltmıştır. İyi ki gece bölümü kapatılmış, daha kötü sonuçlarla karşılaşacaktık.Öğrenci arzı, talebi geçmiş haldeydi! Neyse, bu hatadan dönüldü.Matematik sorusu yapmadan, Fen Bilgisi Eğitimi okumaya gelen talebeleri görüyoruz. Öğretmenliğin itibarî durumu sıkıntıya girdi. Bilgisayar Öğretmenliği, Fen Bilgisi Bölümü kapanmış durumda!Fen Edebiyat Fakültesinin bilimselliğine alan açmak için, Eğitim Fakültelerinin geleceği çalındı.Pansuman tedbirlerle değil, gerçekçi çözümlerle yol alabiliriz. İçerden birisi olarak söylüyorum; dil dersleri ve kültürel dersleri artırılmış bir Eğitim Fakültesi projeksiyonu istiyoruz.Sadece eğitim dersleriyle öğretmen yetiştiremeyiz. Talebe; sadece okuma, yazma, dinleme kültürüyle iyi bir öğretmen olamaz.
Eğitim Fakültesi müfredatının bu melez yapısı, bizi, özgün öğretmen yapısından uzaklaştırmıştır.Sosyal bilimlerin kalesi olan fakülte, cılız bir kalifiye memur yetiştiren bir kurum durumuna gelmiştir.Talebe, sadece diploma avcısı haline gelmiştir. Biz polis ya da asker olacağız diyerek, ezik içeriğe bile karşı çıkar olmuştur! İki saat Osmanlıca dersine gerek yok diyen talabe görür olduk! Akademik gelecek, olgun kültürel talepler kaybolunca, ortaya karışık bir öğretmen yetiştirme düzeni ortaya çıkmıştır.Okumaz yazar bir talebe düzenine geçilmiştir.Sadece ders anlatarak öğretmen yetiştirme düzeni kuramayız. Tiyatro, resim, fotoğraf, din, dil kültürü eksik bir öğretmen nesli yetiştiriyoruz. Hobisi olmayan adamdan öğretmen olmamalı.Çünkü yeterli uygulama ve hobi derslerimiz de yok. Bunların öğrencilerde olmaması da ayrı bir mesele.Yasa koyucu bu tespitleri okur, dikkate alırsa, daha iyi bir muallim nesliyle karşılaşabiliriz. Dünün irfan ordusu, bu ağır sorunlarla karşı karşıyadır.
Oysa öğretmenlik; irfan, hikmet,vicdan, merhamet, bilgi, hakikat, tefekkür, tezekkür, tecessüs isteyen kadim bir meslektir.Bir gazete ya da dergiye abone olmadan öğretmen yetiştirme düzeyini yükseltemeyiz.Sadece google arayan bir nesle aşina olamayız. Onun için acilen öğretmen yetiştirme akademisi işlevsel haline getirilmeli ve öğretmen yetiştirme düzeni değiştirilmelidir.Öğrencinin eksik haline teslim hocalar da, duruma vaziyet eder oldular.Bu yeni duruma çözüm üretemezsek, Rusya’nın düştüğü duruma düşeriz. İşsiz ve eksik öğretmen düzeni toplumsal bir mesele olur. Kalın sağlıcakla.