Son Haberler
Anasayfa / misafir kalemler / EĞİTİMDE KALİTE NASIL OLMALIDIR?

EĞİTİMDE KALİTE NASIL OLMALIDIR?

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

Bilgi çağı olan günümüzde sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler o kadar hızlı değişmektedir ki bu süreci yakından takip etmek neredeyse imkânsız gibi gözükmektedir. Böylesine hızlı değişmelerin yaşandığı dünyamızda kalite unsuru, başta eğitim olmak üzere hemen her alanda öne çıkan en önemli vazgeçilmez değerlerden biri olarak kabul edilmektedir. Eğitimde kalite geliştirmede yapılması gerekenleri ise şu şekilde özetleyebiliriz:

Eğitimciler, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, sürekli olarak kendilerini yenilemelidir. Edindikleri bilgileri panel, seminer, konferans, sempozyum çalıştay, hizmet içi eğitim… gibi programlarla topluma aktarmalıdır.

Eğitimciler, geleneksel eğitim metotlarıyla teknolojik-bilimsel eğitim metotlarını karşılaştırarak bulundukları konuma uygun yeni eğitim süreçleri geliştirmelidir.

Nasıl ki her üretici,  ürünlerdeki kalite standartlarıyla bir değerlendirmeye tabi tutuluyorsa, eğitimciler de ahlâki değerler ile akademik özgüvenleri ile ülkemize kazandırdığı kaliteli gençlerle değerlendirilmelidir.

Öğrencilere olan yaklaşımıyla, gösterdikleri büyük fedakârlıklarla kendisini fark ettiren eğitimciler, sadece senenin belli günlerinde değil sürekli teşvik edilmelidir. Böylece eğitimde kalitede yarış olmalı, aranılan standartlar eğitimciler arasında dalga dalga yayılarak geniş kitlelere hitap etmelidir. Bu teşvik edici ödüller, kimi zaman eğitimcilerin beklentilerine uygun maddî olabileceği gibi bazen de manevî değeri yüksek ödüller olmalıdır. Mesela eğitimin kalitesini yükseltmek için büyük fedakârlık yapan eğitimcimiz adına muhtelif programlar tertip edilebilir. Ayrıca her türlü zahmete katlanarak özverili çalışmalarıyla öne çıkan eğitimciler için öğrencilerin kaleme aldığı kompozisyon yarışmaları düzenlenebilir. Hatta yazılı veya görsel basın kuruluşlarında, eğitimcilerimizin hizmetleri sırasında yaptığı fedakârlıkları anlatan sunumlara yer verilebilir. Böylece sürekli dehşet haberleri veren basınımızda bu güzel insanlara yer vererek iyiliği teşvik hareketi öne çıkartılabilir.

Eğitimciler, gençlerle aralarına ulaşılamaz sınırlar koymamalıdır. Bilakis gençlerin bir anne veya babaları gibi kabul ettiği rahatlıkla kendisine ulaşabildiği sıkıntılarını paylaşabildiği şahsiyetler olmalıdır.

Eğitimciler, gençlerin her iyi ve olumlu çabalarını onura etmelidir. Özellikle gençlerin gönüllü olarak icrâ ettiği muhtelif program ve projelerin içinde bizzat eğitimciler yer almalıdır.

Gençlerin yardımlaşma ve dayanışma ruhunu yani “biz” bilincini kazanmaları için muhtelif vakıflar veya sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak rol almaları bizzat eğitimciler tarafından teşvik edilmelidir.

Bilindiği üzere lider olunmaz lider doğulur. İşte liderlik vasfına sahip, bulunduğu ortama yön verebilen gençlerle eğitimciler özel olarak ilgilenmeli hem ruhen hem zihnen onları yarınlara hazırlamalıdır.

Herhangi bir ümidi ve ideali olmayan gençlerle de eğitimciler yakından ilgilenerek, onların olumsuz duygulardan sıyrılıp, özgüvenlerinin artması için gereken çabayı gösterilmelidir.

Sonuç olarak, eğitimde istenilen kalite düzeyine ulaşılıp ulaşılmadığı sürekli kontrol edilmeli, eksik noktalar gözden geçirilmeli, gerekirse yeni birtakım plan ve programlar yapılmalı, eğitimin seyri düzenli olarak değerlendirilmeli, negatif ve pozitif yönler anlaşılır ifadelerle raporlaştırılmalıdır. Özellikle sorunlar detaylı olarak tespit edilmeli, problemlerin kaynağına inilmeli olumsuzluklar, yüzeysel olarak geçiştirilmemelidir. Kısacası eğitimle uğraşmak ve bu büyük ideallere ulaşmak çaba ister, gayret ister, azim ve fedakârlık ister. Bütün bunlar da geleceği inşâ eder…

Yrd. Doç. Dr. Nuran ÇETİN

Amasya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*