Rahmetli Mehmet Kaplan Hocanın Nesillerin Ruhu adlı bir deneme kitabı mevcuttur. Nesillerin sayıya tekabül ettiği günleri yaşıyoruz. Yeni nesiller kimin? Nesillerin imtihanını nasıl anlayacağız? Kim, hangi nesille sınanıyor? Z kuşağı, Y kuşağı ya da V kuşağı var mıdır? Nesillerin kimin olduğu, en az nesillerin adı kadar önemlidir. Çünkü, neslin inşası biraz da tanımında gizlidir. Nesil inşa etmek isteyenlerin davası ... Devamını Oku »
ABDÜLHAK HAMİD TARHAN VE EVLİLİKLERİ
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e uzanan yolda, karizmatik kişiliği ve yazdığı eserlerle, dostunun da düşmanının da övdüğü Abdülhak Hamid, fenomen bir şairdir. Şairliği yanında, kadınlara karşı olan zaafları ve evlilikleriyle hep gündemde kalmıştır. Bizim bu yazıyı yazmaktan amacımız, belli ölçüler içinde kalarak ve titizlikle hareket ederek büyük insanların aile hayatına, aşklarına ve vefa duygularına neşter vurarak dersler çıkarma amacına yöneliktir. Bu yazıda, ne ... Devamını Oku »
AHMED ARİF-NECİP FAZIL-SEZAİ KARAKOÇ VE 33 KURŞUN
33 vatandaşın Kurşuna Dizilmesi:33 vatandaşı, ceberûti bir idarenin sürdüğü, tek parti iktidarının ve her şeyi teke döndüren bir anlayışın egemen olduğu 1943 yılında, tepeden keyfi bir emirle kurşuna dizdirip te 2000 yıllarına doğru kahraman olarak ilan edilen bir orgeneral (Mustafa Muğlalı) ve ortaklarına bağlı olay üzerine çok şey yazılıp çizilmiştir. Fakat bunları detayı ile incelediğimizde başta Necip fazıl olmak üzere ... Devamını Oku »
AYASOFYA HİTABESİ
Gençler!.. Ayasofya üzerinde çok lâf ettik! Ama lâfta bile onu tasarruf edebilmiş, mülkiyetimiz altına alabilmiş değiliz! Bana öyle geliyor ki, yalnız mânayı anlasak, yalnız onu yerine getirebilsek, Ayasofya’nın kapıları sabır taşı gibi çatlar, kendi kendisine açılır. İsterse açılmasın; ondan sonra herşey, küçük bir tatbikat işinden ibaret kalır. Biz kimden, neyi istiyoruz. Yemen’den Viyana’ya Fas’tan Kafkasya’ya kadar en aşağı 10 milyon ... Devamını Oku »
ÖFKE VE HİCİV
Koca bir vatan sathı, Süpürülecek faraşa! Çatısı Türk evinin, Tünek olmaz baykuşa! Nedir çaremiz nedir? Demokrasi mi, haşa! Hürriyet, o bir ökse, Uygarlık, o bir maşa! Asırlık garp pilanı, Türk ruhunda kargaşa! Tek maksat bu yollardan, Türk’ü getirmek tuşa! Yeter asırlık selam, Haç armalı serpuşa! Garp seni boşamadan, Davran, sen onu boşa! Hiçbir yama kar etmez, Güve sarmış kumaşa! Yeni ... Devamını Oku »
YOLCU YOLUNDA GEREK
Yol fikri edebi bir meseledir. Yoldaş, haldaş olmak bir tutumdur. Edebiyatçılar yol fikrine uzak insanlar olmamışlardır. Yol üzerine onlarca deyim, atasözümüz vardır. Yolsuz olmak, yolu izi kaybetmek, yoldan çıkmak gibi. Yol, düzen ve intizam gerektiren bir yapının adıdır. Kompozisyon da, biraz yolda olmayı gerektirir. Çünkü içinde düzen ve intizam barındırır. Yol fikri gitmeyi ve bulmayı da hatırlatır. Şair ... Devamını Oku »
HİKAYECİLER VE HİKAYELERİ
1.Sevim Burak: Ah Yarab, Yehova İdi Adı, Yanık Saraylar. 2.Leyla Erbil: Diktatör, İncik Boncuk. 3.Fürüzan: İkinci Yaz Şarkıları, Sevda Dolu Bir Yaz. 4.Sezai Karakoç: Geç Kalan Adamın Öyküsü, Kiralık Bir ... Devamını Oku »
GENÇLİĞE HİTABE
“Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik… “Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!” şuurunda bir gençlik… Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hâkimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, allah’ın kur’an’ında “belhüm adal” dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ... Devamını Oku »
NEFSİMMİŞ MEĞER
Yıllardır kendimi, güyâ tanırdım; Sanık ben, yargıç ben, hep aklanırdım. Şeytanı, en büyük düşman sanırdım; Ondan da beteri.. Nefsimmiş meğer… Gönlümü, hevâya kaptıran oymuş, Şuûru şehvete saptıran oymuş, Tutkuları, putlar yaptıran oymuş, En sinsi düşmanım.. Nefsimmiş meğer… Övgü dolu sözlerine kanmışım; ”Kalbin temiz” demiş, gerçek sanmışım. Hakk’ı ancak, zor günümde anmışım, İçimdeki nankör.. Nefsimmiş meğer… Öyle sevdirmiş ki,dünyayı bana; ... Devamını Oku »
SULARI ISLATAMADIM
Su kadar aziz olasın der atalarımız. Memleketimizin su kaynakları atıl vaziyette beklerken, şairin bu dizeleri aklıma düştü. Kümbetten Alucra’ya doğru giderken , yolun sağında ve solunda oldukça kuvvetli akan su kaynakları ya da pınarlar vardır. Eskilerin çeşme dediklerinin , düzensiz akanları gibi. Ne zaman baba yurduna yola çıksam , o suların başında bir süre dururum. Suyun sesini dinleyerek ... Devamını Oku »