Ocak , değerlerin ölüm ayı oldu. Aslında her ölüm erken ölüm derler ama , kaybettiğimiz insanlara da bakınca , sıradan ölümler olmadığını da görüyoruz . Mehmet Ali Birand , Toktamış Ateş ,Burhan Doğançay, Ahmet Mete Işıkara bu ay içinde kaybettiğimiz değerli aydınlar. Hepsine Allahtan rahmet diliyorum. Her biri kendi adına önemli ve değer şahsiyetlerdi .
Mehmet Ali Birand , bu ölümlerin içinde en apansız olanı. Yani akşam televizyonda Allahaısmarladık diyor , yarın vefat haberini alıyoruz . Alaylı bir spiker olan Birand ,28 şubattaki tökezlemesi dışında iyi bir sunucuydu . Demokrat bir kafa yapısı vardı . Ötekileri de iyi anlayan biriydi! Cenazesindeki homojen katılım da bunun göstergesidir . Spikerlikteki teklemeli durumunu geçersek , iyi bir haberciydi. 32.günü artık fenomen olmuştur . Posta Gazetesinde günlük yazıları yayınlanırdı. Üretken bir kalemdi. Başbakan Erdoğan’ın da belgeselini çekeceğini söylüyordu. Bütün projeleri, Allah’ın hesabıyla yarım kaldı. Nur içinde yatsın.
Toktamış Ateş hoca da , ocak ayında kaybettiklerimiz arasındaydı. Başarılı bir akademisyen olan hoca , aynı zamanda iyi bir yazardı. Kırka yakın eseri vardı. Bugün gazetesinde günlük yazıları yayınlanırdı. Demokrat ve hoşgörülü , insanlarla iyi bir diyalog kurabilen bir entellektüeldi. Onun cenazesi de çok homojendi. Toplumun bütün kesimleri cenazedeydi. İyi bir solcu ve sıkı bir Kemalist olan hoca , kendi gibi düşünmeyenleri anlayan bir dile sahipti. Onun bu tarafını örnek almamız gerekir. Hoca efendiyle diyalogları buna bir örnektir. Cenazesinin başında Dilipak’ın söyledikleri de manidardır. Volter’den alıntıyla : Senin gibi düşünmüyorum ama , senin bütün ifade özgürlüğünü savunuyorum mealindeki sözleriyle ona rahmet diledi. Mekanın cennet olsun Hocam.
Burhan Doğançay , Türk resminin son dönem ustalarındandı. Ocak ayında sesiz sedasız gidenlerden biri de odur. Resmini , sanatını özgürce geliştiren bir kafa yapısı vardı Doğançay’ın . Ama değerini yaşarken anladıklarımız arasındadır. Her daim fesbukta tablolarını paylaşmışımdır. Resim yaşamın profilidir. Bize tabiatı ve Allah’ı anlatır. Son dönem resim ustaları arasında çok beğendiğim bir adamdı. Sessiz ve vakur yaşadı , gürültüsüz bu dünyadan ahret yurduna gitti. Onu mütevazı ve derin resim çalışmalarıyla anacağız .Suretin çok iyi bir tasvircisi değildi , kendi kafasındaki resmi çizerdi. Derin ve soyut çalışmaları daha anlamlıydı. Resmini ve kişiliğini unutmayacağımız ağrı adamlardandı. Sevenlerinin başı sağolsun.
Nam-ı diğer deprem dede, Ahmet Mete Işıkara da rahmet-i Rahmana yürüdü. Çok yararlı bir üstadı kaybettik. Onu 99 Gölcük depremiyle tanımıştık. Deprem üstüne yaptığı yorumlarla gönlümüze girdi rahmetli. Bedensel rahatsızlıkları vardı. Onlarla yaşamayı öğrenmişti. Benim yanımdaki hayırseverliği , sadece deprem öğretisine katkısıyla değildir. O,aynı zamanda bir Kızılay’cıydı. Sevimli ve çok sempatik bir hoca dili vardı. Tabiatın en zor âfetini , en naif sunan biriydi. Milletimiz deprem karşısındaki duruşunu onun bilimsel yorumlarına göre ayarlardı. Amasya’da konferans vermişti. Kandilli Rasathanesi onun adıyla kulaklarımıza kazınmıştı. Tam bir kurumsal kimlikti. Yokluğuna zor alışılacak bir adam. Çocuklar da onu çok severdi. Depremin çocuk diliyle anlatımı tamamen ona hastı. Nur içinde yatsın.
Bu kadar uzun ve anma dolu bir taziye yazısı yazacağımı hiç hesap etmedim. Ama ölüm de tam böyle bir şey. Bir musallalık saltanat. Bu ay içinde kaybettiğimiz tüm değerli şahsiyetlere ve onun sevenlerine sabr-ı cemil dilerken , Allah(cc) ölümün de böyle güzelini nasip etsin. Bir şeyler yaparak, başarılı ve sevilen bir adam olarak yaşama veda etmek .Güzel ölüm bu olsa gerek. Seçemediğimiz ölümü , her daim Allaha yakınlaşma ve ahiret yurduna bir yöneliş olarak algılıyorum. Orhan Veli ustanın “Ölüme Yakın” adlı şiirinden bir parçayla bitirelim : “Ölürüz diye üzülüyoruz? / Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada / Kötülükten gayrı? / Ölünce kirlerimizden temizlenir, / Ölünce biz de iyi adam oluruz; / Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış, / Hepsini unuturuz.”
Kitap notu:İmaj ve Hakikat , Deneme , Alper Görmüş , Etkileşim Yay.
İsa ÇOLAKER