Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / HAYATIN İÇİNDE OLMAYAN ŞİİR YOKTUR

HAYATIN İÇİNDE OLMAYAN ŞİİR YOKTUR

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                 Edebiyatımızda eskiden beri söylenen bir ön kabul vardır. Eski şiir yani divan şiiri ; sosyal yaşamı ıskalamış , dolayısıyla günlük konuları şiire ve nesrine sokmamıştır. Bunun böyle olmadığını seçtiğimiz şiir örnekleriyle , göstermeye ve anlatmaya çalışalım. Bunu yaparken de , hamaset ve duygusal bir inceleme yapmamaya özen göstereceğiz .Üzerinde konuşacağımız metinler ve şairleri, şiir edebiyatımızın orijinal eski ustalarıdır. Uzaktan yakına , dönem şiirine doğru yapacağımız şiir gezisini değişik şiir ve şair örnekleriyle taçlandıracağız.

Dostluk gibi , yaşamın oldukça ortasından bir konuyla , şiir meselesine giriş yapalım. İnsan yaşamında sürekli bir dost ve arkadaş arama ihtiyacı vardır. Dostlardan vefasızlık gören şair de , onu çok güzel benzetmelerle anlatmaya çalışmıştır. Enderunlu Vasıf , dostluk gibi netameli bir meselede bakın ne güncel şeyler söylüyor:” Bir kere kişi düşmesin alemde yerinden / Ol an dağılır meclis – i cemiyyet-i ahbab.” Manası : Kişi dünyada bir defa yerinden düşmeye görsün ,-işte- o an ahbapların toplu halde bulunduğu meclis dağılır. Statüsü ve kariyerinden bir şekilde inişe geçen ya da ekonomik sıkıntı çeken insanların , çevresinden yardım istediğinde  dostların sadece akıl verdiğine çok defa şahit olmuşumdur. İşte sosyal şiir konusu budur. Paran gidince , dostlar da gider meselesi. Değişen ne var ?

Eski şiirde çok kabul gören konulardan biri de, hikmet ve bilgi arayışıdır. Eski şirin derin sosyal yapısını en iyi anlatan konulardan biri de kaybettiğimiz hikmeti aramadır. Divan şiiri ve şairi de bunu açıkça yapar. Eski şiirin en sevdiğim temalarından biri budur. Cafer Çelebi bir şiirinde çok güzel bir mecnun ve çelebi kişilik değerlendirmesi yapar: “Âkil insan deme Ferhad ile Mecnun deli / Eylesen halka nazar her biri bir güne deli.” Manası : Akıllı bir adamsan Ferhat ile Mecnun’a deli deme. İnsanlara şöyle bakarsan , her birinin türlü türlü delilikleri olduklarını görürsün. Cin kökünden gelen Mecnun kelimesi , insanın doğadaki sevgi ve aşkını çok iyi anlatır. Aşık olan insan , biraz da cinlenmiş değil midir? Şair gönlü , psikolojinin bugün de kabul ettiği bir geçici dalgınlık ve dalmışlık haline şaşmamak gerekir diyor. Yani ara ara insanlar deli ve veli çizgisinde gider gelirler. Modern insan da aynı durumda değil mi?

Eski şiirin sosyal temalarına örnek olabilecek konulardan biri de, şiirimizdeki kahramanlık konulu güzel şiirlerdir. Normalde sevgi ve aşk şiirleriyle bilinen divan şiiri, aslında protest konulu şiir yapılarına da açıktır. Osmanlı devlet geleneğini ve onun hamasî yapısını iyi anlatan kahramanlık şiirleri de vardır. Namık Kemal üstadın dizeleri çok güzel bir örnektir: “Gavgada şehadetle bütün kâm alırız biz / Osmanlılarız can veririz nam alırız biz.” Manası : Biz her zaman kavgada şehitlikten keyif alırız. Biz Osmanlılarız , can verir, can alırız . Osmanlı’nın nizam-ı alem ve dünyaya nizam verme fikrine çok güzel bir atıf vardır. Tamamen kahramanlık anlatan filozofik bir şiir örneği. Şehitlik ve gaziliği yaşam biçimi yapan , insanları memleket ve değerleri için motive eden şair duyarlılığı. Şiirin sosyal kapasitesini tümüyle kullanan bir şair hafızası. Sanki slogan atan bir Namık Kemal şiiri ! Hani eski şiirde yaşam belirtisi yoktu? Hayatın tam ortasında ve kitlelere manevi duygular veren dizeler.

Eski şiirimizin rüzgarıyla devam edelim. Tevfik Fikret şiiri tamamen muhalif bir şiirdir. Yanlışa ve zalimliklere karşı her şiirinde bir telmih vardır. İtirazî bir şiir dili olan Fikret , tüm şiirlerinde haksızlığa ve zulme karşı koyar. Buradan baktığınız zaman Tevfik Fikret şiiri,  isyanın ve adalet duygusunun adıdır. Dönem şairleri içinde en sert şiirleri ve en sosyo politik dizeleri yazanlardan biri odur. Şiirinde şöyle söyler Fikret : “İnsanlığı pamal eden alçaklığı yık ez / Billah yaşamak yerde sürüklenmeye değmez.” Manası : İnsanlığı yerle bir eden alçağı yık , ez! Vallahi yerlerde yaşamak, sürüklenmeye değmez . Zalimin zulmüne karşı , insanları direnmeye ve dik durmaya davet eden bir şair duyarlılığı .Sanki dünyanın bugün biraz daha böyle bir duyarlılığa ihtiyacı var.Mazlumdan yana ve zalime karşı bir politik duruş. Şiirin politiği bu olsa gerek.

Zalimin zulmüne bir tokat da ,  Şanlıurfalı Nabi’nin yüzlerce yıllık dizelerinden gelir: “Zillettedir kararı eğer sağ olursa da / Kûtah olur hayatı sitemkâr olanların.” Manası : Zalimlerin ömrü kısa olur ; eğer -ölmez de–  yaşarlarsa , sürünürler. Zalimler daha çok yaşar diyen halk inanışına karşı , Nabi , onların daha çabuk öldüğüne inanıyor . Çünkü Allah intikam sahibidir . Yaşasalar bile sürünürler diyerek , zalimlere iyi bir yaşamı olmadığını anlatmaya çalışıyor. Zalimin zulmü varsa , mazlumun Allah’ı var demeye getiren şair muhayyilesi. Zalimi süründüren mecaz dizeleri.

Şiirimizin köklerindeki sosyal temaları ve anlayışları ele aldığımız bu yazımızı, değişik dönem şairlerinin güzel ve ince anlamlı şiirleriyle tarihe tanık ettik. Gördüklerimiz ve metinler de bizi yanıltmadı. Oldukça sosyal ve bir o kadar da yaşamın içinden konuları anlatan edebi metinlerimizi, şairlerimizi , ediplerimizi okuyalım ve onları anlamaya çalışalım .Entegre bir kültürün mirasçısı olan bizler , modern zamanlarda da bu metinlerin derin manasına vakıf olalım. Mana alemimizi dizelerle zenginleştirdiğimiz zaman göreceğiz ki , biz ne güzel bir edebiyatın ve eskimez bir sanatın mirasçılarıymışız. Sanat dolu , eskimez bir yaşamınız olsun.

Kitap notu: Bir Gizli Hazine İdim , Deneme , Ömer Sevinçgül , Carpe Diem.

 

İsa ÇOLAKER

 

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*