Kardeşlik hukuku çok içimizi ısıtan bir cümledir. Kardeş kelimesi kökeni itibarıyla çok eski Türkçe kelimelerimizden biridir.Çok da severim. Terminolojik başlangıcı da doğuştan itibarendir.Yani dünyaya geldiğimiz andan itibaren insanlık kardeşi oluyoruz. Biri birimizi sevmememiz için hiçbir neden de yoktur. Kardeşinizi seçemezsiniz ama , ortak vatan paydaşlarınızı seçebilirsiniz .
Bireyin kardeşlik kelimesine itirazı, dünyevi çıkarlara teslim olduktan sonra başlıyor. Değişik nedenlerle pozisyon alan insanoğlu, kardeşlik hukukuna aykırı işlere o zaman yelteniyor. Daha çok çıkar birliği etmiş toplulukların, kardeşlik hukukuna aykırı davranabildiklerine şahit oluyoruz. Mesela, ilişkilerinizi sadece çıkara hasrettiğiniz zaman ,kardeşlik kelimesi sizin için bir fantezi haline geliyor.Oysa kardeşlik hukukunun başka etkili değerleri olmalı ve vardır. Bunların değişik tezahürlerini uygulamalarda görüyoruz.
Kardeşlik hukukunun birinci değeri, insanımızın aynı coğrafyayı ve aynı değerleri paylaşmasıdır. Yani Türkiye coğrafyasındasınız ve paydaşlarınız arasında yurt ve inanç birlikteliğiniz var. Başka ,paydaş değerlerinizin ürettiği ortak vatanı paylaşıyorsunuz. Bu ortak vatanı yurt tutan atalarınızdan aldığınız mirasların size yüklediği değişik sorumluluklar vardır. Irk ve kan bağınız sizin paydaşlarınızın eksik olmasına yol açmaz. Türk ya da Kürt olabilir veya Müslüman ya da azınlık olabilirsiniz. Dinlerinizin, renklerinizin, aidiyetinizin kardeşlik hukukunuza halel getirmemesi lazım.
Bu değerlerin toplamını inkar edip, sadece sınıfsal meseleleri veya ülkenin başka bir önemli meselesinin çözümsüzlüğünü merkeze alırsanız, kardeşlik hukukuna zarar vermiş olursunuz. Bunu niye söylüyorum, bazı arkadaşlarımız Türklerle Kürtler arasındaki meselelerin artık kardeşlik hukukuyla değil, başka araçlarla çözülebileceğini söylemeleridir. Biz artık burayı geçtik demeye getiriyorlar.Hayır bizim insanımız kardeşlik hukukuna inanır. Meselelerimizin de aile içinde çözüleceğini düşünür.İktidarı da, muhalafeti de böyle düşündüğü için bugün bir çok toplumsal meseleyi düne göre aşmış vaziyetteyiz. Dün birbirini görünce cadde değiştiren insanlar, bugün, her meselenin konuşularak çözüleceğine inanıyor.
Kardeşlik hukuku ve çözüm arayışları, dilerim, en yakıcı meselemiz olan Kürt meselesini de çözer. Meselenin çözümüne kredi veren bir muhalefet ve birinci açılım hatalarını yapamamaya dikkat eden bir iktidar var.Kardeşliğin paydalarına özenle yol açarsak sıkıntı olmaz.Kardeşlik hukuku bitti demek, çatışmacı bir dildir.Hiçbir sorunumuzu çözmez. Çünkü kardeşlik bireye rağmen sağlanan bir gerçekliktir.Toplumsal muhalefet kardeşliğe sahip çıktıkça, bazı bireylerin kardeşlik hukuku bitti demesi sorun değildir.
Kardeşlik hukukunun diğer bir aracı da , insanların gönül dilidir.Yani paydaşlarımızın epey bir kısmı, ortak devletin de sahiplendiği araçlardır. Geliştirmek zorunda olduğumuz demokratik bir yapı ve her daim güçlü olması gereken bir devlet vardır. Devletin sürekli on sekiz yaşında olması gerekir esprisi bundandır.Devlet başa kuzgun leşe deyişi buna dayanır. Kardeşlik hukukunun önemli bir ayağı da sağlam bir devlet yapısıdır.Bizim hiçbir sorunumuzu Nazım Usta’nın dediği gibi coni gelip çözmez.Kardeşlik meselemizi de onlara havale etmemeliyiz.
Kardeşlik hukuku terminolojisi temelde, içinde bir duygudaşlık da barındırır. Kardeşler arasındaki meselelerin kültürel kotlarına bir çözüm de, stk’lardan gelir ve de gelmelidir. Birbirleriyle evlenen ve haldaş olan topluluklarda sıkıntı olmaz. Kimse bu coğrafya da yetim değildir.Yeter ki istemesini bilelim ve sorun çözücü olalım.Kırıp dökmeden meseleleri çözersek ,halledemeyeceğimiz sorun yok.İçimizdeki kardeşlik hukuku devletten talep edilmesi gerekenleri engellememeli.Hiç birimiz diğerinden üstün değildir.
Kardeşlik hukukumuzun gereği bir birimizi biraz daha fazla sevip, meselelerimizi kimseye havale etmeden tartışmayı bilmeliyiz. Yoksa tarih ve devletler çöplüğü sevgisizlikten ölmüş insanlarla doludur. Selçuklu aşiret kavgaları bile buna iyi örnektir.Kardeşlik hukukuna inanan ve bunu pratize eden biri olarak her şeye rağmen yaşasın kardeşlik hukuku diyorum.
İsa Çolaker