Çok televizyon izleyen ama, az kitap okuyan bir toplum olduk. Televizyon izleme aralığımız Abd’nin hemen yanı başında.Kitap okuma aralığımız da çağdaş ülkelerin epey gerisinde. Onun için ; kitap izliyor ve televizyon okuyoruz başlığını attım.Televizyonu çok izlemenin analitik zekaya zarar verdiğini bilirken, az kitap okumanın da analitik zekaya katkısı olmadığını söylüyoruz.Dolayısıyla az kitap okuyan ve çok televizyon izleyen insan , analitik zekadan az yararlanır oluyor.Her iki halde okumayanın zararına.
Niçin çok televizyon izliyoruz sorusunun cevabı da kültürümüzde gizli sözlü bir gelenekten geliyoruz.Sözlü geleneğin hazır cevaplığı insanı dinlemeye ve konuşmaya yöneltiyor.Oysa okuma ve yazma emek istiyor.İstifleme ve birikim istiyor.Yani bayağı bir okuyacaksın ki, yazmaya ve düşünmeye entelektüel kültüre ulaşasın.Bu toplum uzun zamandır filozof çıkaramıyorsa, nedeni entelektüel kapasitesinin zayıf olmasındandır.Fikreden ve düşünen bir toplum yapısından, izleyen ve az düşünen bir sosyo kültüre geçtik.Yani daha az okuyarak ve az yazarak seyreder bir toplum olduk.
Okuma konusundaki sicilimizin bozuk olmasında, televizyonun etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.Televizyona teslim olmayı da düşünmüyorum.Sosyal medya da bu okumama haline katkı yapıyor.Fesbuk,tivit muhabbeti zamanı öldürmeye ve kitabın tahtını sallamaya devam ediyor.Artık insanlar tefekkürü bile fesbukta yapıyor!Kendi kendini beğenen fetiş bir toplum hali.Beğen bitsin olay.Halbuki kitap okumak emek ve tecessüs istiyor. Manevi okuma halinden, maddi ve yıkıcı okumama ve mazeretli toplum haline geçtik.İzleyen bir toplumdan kültür hali değil,röntgen ve kamera toplumu çıkar.Yani sürekli izleyen ve okumayan bir toplum yasası.
Eskiden evlerimizde kitapların mübarek kokusu olurdu.Ben öyle bir evde büyüdüm.Babam sürekli kitap okur ve okumamızı salık verirdi.Kitaplıklı evler artık, biblolu evlere döndü.Evlerin seyirlik hali televizyonla birlikte zirve yaptı.Okuma salonu ve kütüphane ev mimarimiz de yok artık.Bir artı birler de konuğu ortadan kaldırdı. Artık sohbet gitti diyorsak, bunda kitaplı toplum olamama halimiz neden oldu. Kitap arayan ve soran bir ev halkından, google soran ve kitabın tozunu yutmayan izleyiciler haline geldik.
Televizyon çağındayız lakin,kitap okumanın da insani bir gelişme nedeni olduğunu unutmamalıyız.Kitaplı toplum, irfanı olan toplumdur.İrfan dediğimiz olayın araçlarından biri, iyi kullanılan bir televizyon olabilir ama, sadece televizyon izleme irfan aracı olamaz.Hiçbir şey tek başına kitaplı kültüre denk gelmez.Allah, yaradan Rabbinin adına oku derken, irfana ve ahlaka kitapla ulaşacağımıza atıf yapar.Oysa televizyon izleme boyutunu aşar ve kendine teslim olan bireyler yaratmaya başlarsa, orada irfan ve ahlaktan söz edilemez.Kitap, araç olduğu kadar ilahi bir toplamıdır.Yoksa Tanrı, niye kitap yoluyla kutsalı göndersin ki; başak eşya veya araçlar ya da hikmetinden sual olmaz, yiyecek-içecek ritüelleri gönderirdi.Bunların hepsi bir yana, kitaplı düşünme ve filozofik ortam bir yana diyorum.
Kitapsız toplumun tipik belirtileri de var.Az okur ve çok televizyon izler.Televizyon izleme oranlarımız bunları doğruluyor.Çok tüketir ve yer. Tüketmeyeni insan saymayan bir liberal topluma dönüştük .Ye, iç eğlen.Toplumsal dinamiklerimiz bile eğlenceci ve hedonist oldu.Artık sadece eğlenceyi merkez alan bir kafa yapımız oluştu.Okuyan ve sonra da edebince eğlenen bir mutlu yapıya itirazım olamaz.Okumadan eğlence yapan toplum, eğlenceci ve boşlukçu bir kafa yapısına doğru koşar.Yani iradesini kiraya verir, başkası onun adına okur ve düşünür.En tehlikeli düşünme biçimi ve sipariş düşünen bir kafa yapısı. Bu toplumun dava ve ilkeleri de olmaz.
Kitap okumada bir de pop kitap olgusu var. Pop kitap yazarları olduğu gibi, pop okuyucu da var. İlkesiz ve omurgasız pop kitap okuyucuları da türedi.Vampir,seks,sapık vb. kitap konularını okuyan ve sapmaya hazır okuyucu tipi.Politik kitaplardan kaçan okuyucu, vıcık ve çapsız yazarların eline düştü.İmgesi,teması,omurgası,dini-imanı zayıf bir yazar ve yazarlar kümesi türedi.Kes yapıştırlarla,iki gecede üretilen tost kitaplar piyasa yapmaya başladı.Bu da ayrı bir yazı konusu.Pop yazarlar meselesini Feyza Hepçilingerler Hanım, ayrı bir kitap olarak yazmış.Aşkın her türlü halini, fetiş bir şekilde evire çevire anlatan piyasa kitapları var.Okuyucuyu yormayacağız diye, yüzlerce pişti olmuş konuyu aynı zaman diliminde ve süreçte yazma hali.Dolayısıyla bunu okuyan düz okuyucular pazarı.Bu da okumanın ve düşünmenin engeli bir durum.
Mortimer J.Adler ve Charles Van Doren’ in Birleşik’ten çıkan, “Kitapları Nasıl Okumalı” adlı çalışmalarında; nasıl kitap okuyacağımızı anlatırken, pratik kitap okuma ve anlama yöntemlerini de anlatıyor.Kitap okumanın teorisini yapan ve televizyon gibi görsellerin insanı nasıl etkilediğini çok çarpıcı anlatan bu tarz yayınları okursak, televizyonlara daha az angaje olur ve okumanın yollarını buluruz.Kitap okurluğu konusunda piyasada bayağı kitap artmış vaziyette.Yazmayı da Semih Gümüş’ün “Yazar Olabilir miyim “ adlı eserinden soruşturursak, hem okur hem de yazar olma kapasitemizi artırabiliriz.Çözüm soran okurlara tavsiyemdir.Yazar,sadece yazar değildir;okurlarını da bilgilendiren adamdır.Kalın sağlıcakla, bol okuma ve yazma dolu günleriniz olsun.
Kitap notu: İmgeden Yoruma,Deneme,Halime Yücel,Ayrıntı Yay.
İsa Çolaker