Gençlik,insan ömrünün en hızlı ve savurgan geçen dönemidir. Sürekli gençlerle içiçe olan birisi olarak, onların tahlilini de iyi yapabilirim diye düşünüyorum. Gençleri anlamadıktan sonra, toplumu anlasak ne yazar! Çünkü, toplumun bel kemiği, geleceğimizin teminatı gençlerimizdir.Gençlerimize kızsam da,onları anlamaya ve dinlemeye çaba sarfediyorum.Onları anlamak için de,önce onların meselelerini ve yaşadıklarını tanımak da fayda var.Gençlerin bazı hususiyetlerini tespit etmekte ve sorunlarını yorumlamakta fayda var.Gençlik üzerine epey okuma yapmış biri olarak,aşağıdaki tespitleri ve başlıkları yorumlamaya çalışayım.
Başlıktaki gibi konformist bir gençlik kuşağıyla karşı karşıyayız.Bu gençlik, konforuna ve keyfine oldukça düşkün. Konforuna ve keyfine düşkün gençlik, memleket meselelerine duyarlı olamaz. En azından yüz çevirir. Konformist gençlik, oldukça apolitik bir gençliktir.Politik duyarlılığı zayıf gençlik,kendi konforunun dışındaki hadiselere kulak kabartmıyor.Elinden bir tas su içemeyeceğimiz bir kuşağa doğru gidiyoruz. Selam,saygı,sevgi,kibarlık,sadakat üretemeyen bir gençlikle içiçeyiz. Verdiğiniz bir kağıdı ötekine götürmek istemeyen bir gençlik! Refah toplumu,rahat toplumudur. Sürekli hazırbulunuşla yetişen bir gençlik,ötekini anlamakta zorlanır.Yaşam konforunu kaybetmek istemeyen gençlik,aslında kendi ayağına kurşun sıkıyor.Yani sosyal yalnızları oynuyorlar!Arkadaşsız,ruhsuz,bencil bir neslin ayak sesleri geliyor.Sonuç,maalesef bu.
Elitist bir gençlikle beraberiz.Üstenci,kendini seven,diğerini düşünmeyen bir yapıda gençlik.Necip Fazıl’ın istediği gençlik bu değildi:”Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik…”böyle olmamalıydı!Marka düşkünü,maddiyatı önceleyen,sürekli elektronik düşünen bir genç;yukarıdaki değerleri nasıl omuzlayacak?Din,dil,ilim,kalb kolay kazanılan şeyler değildir.Elitizm bir batı hastalığıdır.Tüketime dayalı bir kültür tüketim meselesidir.Sadece sana önerilen sanal değerleri pazarlayacağın bir yapını adı,elitizimdir.Bu elitizm hastalığının şifası,müüyevazılık ve yerli değerlere sahip çıkmaktır.Tarihe,edebiyata,sanata,irfana yerli perspektiften bakmak elitizmin düşmanıdır. Kendini bilmek bile,başlı başına elitizm karşıtlığıdır.
Kendini aşırı seven gençlik,başkasını ve ötekini sevmekte zorlanıyor.Bedenini aşırı seven gençlik,kendi bedenine verdiği değeri,ruhuna da vermedikçe meselesini çözemez.Spor yapan,diyet yapan,çet yapan ama sohbet yapamayan,yalnız bir gençlikle beraberiz.Kendinden başkasına güvenmeyen,kendi bedenî fitliği peşinde bir gençlik.Maalesef gençliğin ulaştığı doyumsuzluk noktası budur!Genç biraz kendini sevecek ama, epey Allahını ve yaratığı kullarını sevecek.Sınıf içinde merhaba demeden dört sene geçiren onlarca genç tanıyorum.Yalnızlık Allaha mahsustur.Rejim,beden eğitimine önem verdiği kadar,ruh eğitimi,felsefe,din ve ahlak eğitimine yatırım yapsa,bu meseleleri yaşamazdık.Aileler de;imamı gazali,dede korkut,Ahmet yesevi değil,topçu ve poçu bir nesil istemiyor mu?Ebeveynlerin çaresizliğini anlıyorum ama,gençleri için de bir şeyler yapmalılar.Devlet de meseleye müdahil olmalıdır.Gençlik merkezlerinin faaliyetleri bir nebze ilaç gibi duruyor.
Konformist gençliğin ilacı, idealist gençliktir.İdealist gençlik;davası olan,derdi olan,başkasına zaman ayıran gençliktir.Ötekini anlamayan gençlik,idealist gençlik olamaz.Gençliğin elektronik düşkünlüğü,onların idealist genç olmasına engeldir.Elektronik olan fesbuk,tıvıtır gibi araçlar gençlerin fikri körelmesine de yol açıyor.Uygur’u,Patani’yi,Myanmar’ı,Filistin’i anlamayan bir gençlik , nasıl diğerkam olacak?Kendini yoksulun,yoksunun,fikirsizin yerine nasıl koyacak?Üstadın sorusuna ne cevap vereceğiz:” ‘Kim var? ‘ diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert ‘ben varım! ‘ cevabını verici, her ferdi ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur! ‘ fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik…”Nasıl olacak bu gençlik,nerede yetişecek bu gönül erleri?Milletinin derdini,kendi meselesi saymayan bir gençlik,nasıl idealist gençlik olacak?Kitap okuyarak,inandığını yaşayarak olacaktır.
Konformist gençliğe ilaç olacak bir metinle bitirelim:” İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum. Şekillenmesi, billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbaz kodomanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerimden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil! Allah’ın selâmı üzerine olsun…
Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!”
Eyvaallah! üstadım.Ben bu gençliği herşeye rağmen görüyorum.