Öğretmen,mütefekkir Nurettin Topçu’nun Türkiye’nin Maarif Davası adıyla maruf bir eseri vardır.Maarif,yenilerin eğitim dediği kelimenin karşılığı bir kelimemiz.Arefe,bilmek kökünden geliyor.Hoş,sıcak bir kelime.Maarif sadece bilmek midir,hayır.Bilmek,maarifin bileşenlerinden birisidir.Hem de önemli bir etkendir.Maarifin komşusu olan bir çok kelime vardır.İrfan,talim,edep,terbiye bu kavramlardan bazılarıdır.Mesela,bilgi de maarifin tesis unsurlarının önemlisidir.Bilgili olan maarifin ve marifetin kapısından giriş yapar.Tek başına bilgi ve öğrenme de eğitimin kurucularından olamaz.Maarifli olmak biraz da,arif olmayı gerektirir.Şimdi ariflik mi sorun acaba?Demek ki,maarif bunların hepsinden mürekkep bir yapının adı olsa gerektir.
Modern eğitim siteminin bilgiyle bir meselesi olduğunu düşünmüyorum.Müfredatımız, çocuklarımız,sanki kuru bir bilgi deposu gibi.Ama yetmiyor.Sadece bilgi,insanı eğitimli yapmıyor.Eğitimin yanına;edep,görgü,irfan,ahlak eklemlemek gerekiyor.Siyasal mezunu Apo,Galatasaray mezunu Atalay iyi katiller(!) ama,irfanı ve vicdanı olmayan adamlar.Demek ki insana bilgi yüklemek yetmiyor.Okullarımızın gözle görülür şekilde,hâl ilmine ihtiyacı var.Yani ruh iklimimizde bir mesele var.Ruhunu donatamadığımız,inancını tesis edemediğimiz her birey maarifin bir meselesi oluyor. “Açar bir gün elbet gönlümüzün çiçekleri…”diyen Sezai Karakoç,aslında eğitimde gönül dilinin önemine de atıf yapar.Gönlümüzün aşk için çiçek açmasını beklediğimiz kadar,eğitim içinde gönül erleri yetiştirebilmek dileğimiz olmalıdır.Yoksa maarif davasını kaybedebiliriz.
Maarifin önemli bir alanı da talimdir.Eskiden talim-terbiye kurulumuz vardı!Onu da işlevsiz kıldık.Elbirliğiyle talimin de,terbiyenin de katili olduk.Talimsiz,terbiyesiz bir yaşam olur mu?Hayır.Talim,yani çalışma.Talim el Muteallim adlı Zernuci’nin klasik bir öğretim eseri mevcuttur.Az çalışan,okuyan bir talipte maarif şuuru tecessüs eder mi?Hayır.Test kültürü talimin düşmanıdır.Test geldi,talim öldü.Öğrenci-hoca talimde ortaktır.Hoca-öğrenci talimde birleştikleri zaman,maarifin ruhu ortaya çıkacaktır.Osmanlı-Selçuklu,İslam,Eski-Yunan’da böyleydi.Bundan sonra da böyle olmalıdır.Hoca,öğrenci hayırda ortaktır.Ne kadar yakınlaşırsa,maarif meselesi o kadar çabuk çözülür.Talim,terbiye çıpası açıldıkça,hayırhah bir talebe yetiştirme şansımız yok olmuştur.Şimdi okuldan kaçan hocalara tanık oluyoruz.Öğretmen memurlara şahit olduğumuz gibi!Nerde talim yapacak özverili hocalarımız?Teog,lys kurslarından talim-terbiye çıkarabilir miyiz?
İlmin,eğitimin önemli bir varlık unsuru da edeptir.Talimi yapsanız da,edebi vermedikten sonra,meseleler bitmez.Bugün okullarımızdaki şiddetin kökü edep eksikliğidir.Talebelerdeki laubalilik tamamen edep eksikliğindendir.Öğretmenlerin bazılarındaki ahlakî meseleler de edep eksikliğindendir.Edepsiz bir edebiyat olamayacağı gibi,edebe mugayir bir eğitim de olamaz.Bilgiyi önceleyen sistem,edebi geri plana almıştır.Çalışkan çocuk ama..tanımlamaları eksik edeple ilgilidir.İlmin ruhu edeptir.Bakanlığımızın adını maarif yapmakla,edebe dönüş yapamayız.İyi bir adap ve edep eğitimine ihtiyacımız var.Değerler eğitimi demekle,değerli insan yetişmiyor.Ailelerimiz İbni Rüşd,İbni Arabi,İmamı Gazali yetiştirmemizi istemiyor.Çalışkan,iş bitirici öğrenci yetiştirmeye koşullanmışız!Kuru başarı,kariyer faşizmine koşullanmış bir veli profilimiz gelişti.Ben illa edep,illa edep diyen geri kafalılardanım.Siz ne dersiniz?
İrfan,maarifin en önemli kavramların birisidir.Fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür nesiller yetiştirmek isteyen eğitim sistemimiz,bu değerlerin hepsinde yaya kalmıştır.Övüncümüz, Cumhuriyetin bu umdelerini yaşama geçirmekti,maalesef olmadı!Eğitimin ruhu irfandır.Bilgisi,mekanı,parası olan eğitim sistemimizin,maalesef irfanı yoktur.Bunu Cemil Meriç dahil bir çok aydınımız söyler.İrfan ruha tekabül eder.Sadece bedenini mutlu ettiğimiz öğrenci,eninde sonunda hocasını dövecektir.Onun beynini ve ruhunu da doyurmamız gerekmez mi?Evet.Cami,hamam,medrese üçlüsü bu ihtiyacı meşkederdi.Oklun etrafını büfelerle,içini de kantinle doldurursanız,ortaya büfeci bir eğitim sitemi çıkar.Olan da budur!Kılık-kıyafete indirgediğimiz eğitim sistemi artık kombinli talebeler yetiştiriyor.Oysa Necip Fazıl,Nurettin Topçu,Sezai Karakoç yetiştireceğimiz müfredatlara ihtiyacımız var.Bu klasik programla bu kadar!Eskiden öğretmen yazar,öğretmen çizer,öğretmen romancı denirdi!Öyleydi de.Şimdi pazarlıkla ders veren öğrenci-hoca kuşağına tanığız.Bu ilişki biçiminden irfan değil,yarar çıkar.Ondan da iyi kapitalist çıkar.Vah bize,eyvah bize!
Maarif davamıza sahip çıkmamamız dileğiyle,sancılarımıza şifa bir metinle sonlandıralım.Nurettin Topçu yıllar öncesinden meselemizi görmüş:” Bize bir insan mektebi lazım. Bir mektep ki bizi kendi ruhumuza kavuştursun; her hareketimizin ahlaki değeri olduğunu tanıtsın; hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın; vicdanlarınıza her an Allah’ın huzurunda yaşatmayı öğretsin.Amin dileklerimizle.
isa çolaker