Encümle mâh gökde bir levha-i muallâ
Kim “haccetü’l veda”ı ihtâr ederdi manzar
Nâm-ı bülendin ey yâr menkûş-ı arş-ı izzet
Âyât-ı zü’l-celâlin çepçevre hâle-küster
Münkirlerin yüzünde nâr-ı cahîm alev-rîz
Vechinde mü’minînin tâbende nûr-i akmer
Vahdet-gehimde her şeb sensin enîs-i rûhum
Tenhâ seninle kalmak bir zevk-i vuslat-âver
Mi’râcım oldu cânân rüyâda iltifâtın
Lutfet cemâl-i pâkin bîdâr iken de göster
Olsam gubâr-i pâyin Mevlâ’ya yol bulurdum
Derdim habîbinin ben pâmâliyim serâser
Maşûk-ı bî-rakîbin müştâkıyım ki ben de
Pây-i seâdetinden vardır mübârek izler
Ben hâkisar-ı aşkı dûr etme devletinden
Senden budur ilâhî maksûd-i abd-i ahkar
Boynum bükük yüzümde ağlardı seyyiâtım
Takbîl ederdi pâyin gözyaşlarım mükerrer
Mahbûb-i müctebâsın sultân-ı enbiyâsın
Uşşâka reh-nümâsın sen ey şefî’-i mahşer
Sîret ne söyleyim ben meddâhı Kibriyâ’dır
Tavsîfe muktedir mi mehtâbı kirm-i ahter
HÜSEYİN SİRET ÖZSEVER