özgür bahar ̶ /Sezai Karakoç
Dün bir gül düştü bir taraçadan
Bahar gelmiş dedim başımı kaldırmadan
Andım o gençlik günlerini güneş kızıl bir duman
Sense yüzünden göğsünden ellerinden gül akan
Eğilirdin zamana menekşeler gibi sen
Korkardım altında durduğun leylâklara bakarken
Leylâkların aydınlığında belirirdi mermer ülken
Kalbimizi serin özlemleriyle yakan
Alınyazımı vurdu sular dağlara yıldızlara
Geceye gömdü beni gün ve lâmbam karara karara
Bulutlar gölge saldı o ışıklı bahara
Çiçek tozlarının sarhoşlukları arasından bakan
Bir rüzgâr çarptı yüzüme bahar diye bağırarak
Bir köleyi özgürlüklere çeker gibi seni bana çağırarak
Ta Babil’den üstüme yıkılan zincirleri kırarak
Sana doğru koşmak istedim hemen o saat o an
Sonra birden bir sükûnet indi üstüme
Sen geldin gözlerimin önüne yüzünde bir gülümseme
Çevrende çocuklar mutluluklar gül demetlerinden bir küme
Gönlüme salkım salkım düşlerini bırakan
Kuvvetle yere bastım yokladım derinliğini toprağın
Omuzlarımdan kalktı sanki ağırlığı bir dağın
Resmini çizdim durdum kutlu sayfalarına çağın
İsmini fısıldadım yeryüzüne gökyüzüne durmadan