Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / PAYDAŞLARIMIZLA BERABER YAŞAYABİLMEK

PAYDAŞLARIMIZLA BERABER YAŞAYABİLMEK

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

İnsan tabiatta paydaşlarıyla yaşıyor. Börtü böcek, balık ve nebat  bunlara dahildir. Yeşilırmak nehri bu kentin markasıdır. Yıllardır yaşanan mutad balık ölümlerine bir türlü dur diyemedik! Bunu durdurmak bu kadar zor mudur? Ölenler can değil midir? Kim yapar bu balık katliamını? Duyarlı olan kurumlarımız nerdedir? Çevre ve Şehir il müdürlüğü ne yapar? Failleri niye bulamaz? Buldu da, biz mi duymadık? Kimlere ve hangi şirkete cezalar kesildi? Bu kadar kapalı kutu bir teşkilat yapılanması olur mu? Bir kere de açıklama yap, be kardeşim! Onlarca sorunun cevabını bu halka kim verecek, yoksa yine balıklar ölmeye devam mı edecek?

Amasya, bu çevre katliamını hak etmeyen bir şehirdir. Birileri şehrin kültür çıpasını yükseltirken, birileri şehrin yaşanmaz bir yer olduğunu mu anlatmak istiyor?  Şehrin altını oyuyor. Para verseniz şehre böyle zarar verilmez! Balıklar ölüyor, şehrin bürokrasisi bakıyor. Kirlilik alanı ta Turhal’dan başlıyor. Belediye, Helvacı bölgesinden bu tarafa sorumluluk alıyor! Peki kirlilik alanı nerden başlıyor? Bilen beri gelsin! Belediye başkanı, balıklar havasızlıktan ölüyor, diyor. İnanıyoruz. Neden havasız kalıyor? Cıvadan mı, şeker atıklarından mı, mikrobik mi niye yıllardır araştırılmıyor? Şehre karşı işlenen suçları tarih affetmez. Biz bu şehri seviyoruz. Çevre ve Şehircilik müdürlüğünün mobil araçları yok mu? Elemanlar sadece binada mı istihdam edilir!!!! Kirliliğin evsel ya da sanayi atığı olduğunu tespit edecek imkanlarımız yok mu? Rapor edecek bir Allahın kulu yok mu?

Sosyal medya ve iletişim bu kadar güçlüyken, Çevre ve Şehircilik il müdürlüğü niçin açıklama yapmaz. Sadece belediyenin açıklamaları yeterli mi? Değil. Bürokrasi koltuğunda otururken, üç defa balık ölümü faciası vicdanlarını niye sızlatmaz? Yüz günde bir balık faciası yaşamak kaderimiz değildir. Biz halkız ve vicdan sahibiyiz. Birileri iyi duysun ki, bu şehrin merhametli ve çevre dostu bir halkı var. Yalıboyu ve Yeşilırmak nehrini, biz vizyonumuz olarak görüyoruz. Sayın Valimiz, şehre karşı suç işleyen sorumluları ortaya çıkarıp ve hesap sorulmasını temin ederse, seviniriz. Çevresiyle yaşayan insan, ölümlere karşı duyarsız kalamaz. İnsan çevre ve iletişimle kaim bir varlıktır.” Hurma sizin halanızdır” diyen Resul’un varisleri değil miyiz? Bize emanet edilen tabiata, bu kadar ihanet yetmez mi?

Gelelim ikinci iflah olmaz çevre vakamıza: Tersakan çayımızın ortaya saçtığı feci koku meselesine! Kimse kokunun Suluova ahırlarından kaynaklandığı meselesine odaklanmak istemiyor. Oysa gerçek budur. Suluovalı müteşebbislerin, ataların eski yöntemleriyle yaptığı ahırlar, artık çevre kirliliğinin ana sebebi olmuştur. Sanırım siyasi oy kaybı saikiyle olsa gerek, kimse bu kokuyu yayan ahırlara ceza kesmek ve çözüm üretmek istemiyor. Çevre ve Şehircilik il müdürlüğü bu hadise  konusunda da sessizliğini korumaya devam ediyor. Özellikle Bahçeleriçi sakinleri belirli aylarda o nahoş kokuyu çekmeye devam ediyor. Bir ara topu maya fabrikasına atmışlardı, oranın yapmadığı anlaşılmıştır! Tersakan çayı üzerindeki mezbahaneye inceleme yapılmış mıdır? Sözkonusu tesisin arıtması var mıdır? Bakan var mı, yoksa ceza kesen var mı? Bu halk ne kadar sahipsizdir! Bu b.k. kokusunu çekmek caiz midir? Bu sorulara cevap beklemek hakkımız değil midir? Bu kadar bariz çevre kirliliği olacak, bunun da bir bedeli olmayacak, böyle bir dünya yoktur.

Ölen balıklar paydaşlarımızdır. Onlar da Allahın bize emanetidir. Bu şuurla çevreye ve insana bakmalıyız. Çevreye duyarlı olmayanlar, medeniyet inşa edemezler. Onbinlerce balık ölürken bakan çevre ve şehircilik bürokrasine  şehri emanet edemeyiz. Bu kadar vurdumduymazlık niye? Yıllardır balık ölümlerini izlemeye mahkum edilmek, nasıl bir şehircilik yaşamıdır? Biz  bedevi ya da hederi de değiliz. Elhamdulillah, medeniyet inşa etmiş bir milletiz. Çağdaş insan, sorunlara bigane olmayan insandır. Ölmüş balıkları yiyen halkıma ne demeli? Bu kadar beyin açlığı niye? O pislikten balık yiyenler, yağmacı mantığıyla hareket ediyor. Şeker ya da döküm fabrikası, hangisi kirlettiyse, ağır cezalar kesilsin. Bizim makus talihimiz, bu değildir. Suluova ahır kokularını politik kaygılarla çekmek zorunda değiliz. Bu Amasya’nın turizmine zarar ermektedir. Amiyane tabirle, balık ölümleri kaderimiz değildir.

Sn. Valimizin entelektüel duyarlılığına tanık birisi olarak, bürokrasiyi harekete geçireceğini düşünüyorum. Sayın Bakanın Amasya’ya teşrifi, hadiseyi biraz daha kamuya ulaştırmıştır. Dilerim bir sonuç alınır. Sn. Belediye başkanı olaydan muzdariptir. Politik kaygılarla, sorumlu ahır sahiplerine ve fabrikalara tolerans gösterilmemelidir! Çevreyi kirletenin ocağına incir dikilsin! Ak Parti il teşkilatı da işin politik takipçisi olsun. Bu şehir kendi haline bırakılamayacak kadar vizyon sahibidir.Biz börtü böcek, ağaç ve balıklarla beraber yaşamak istiyoruz. Bu çok zor bir dilek mi? Kayıkla gezeceğimiz Yeşilırmak, Tersakan çayı görmek istiyoruz. Kirli sermayedarlardan hesap sorulsun.Hiçbir çevre kirliliği cezası duymamış birisi olarak, çevre şehircilik il müdürlüğünden açıklama bekliyoruz. Çok mu?

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*