Cemil Meriç , eserleri arasına serpiştirdiği sözlerinin etkisiyle de ünlü bir kişiliktir . Tüm Cemil Meriç okumalarımda , bu gerçeğe uygun kalite notlar ve sözler yazmışımdır . Çoğunu kültürel ortamlarda paylaştığım ya da işin erbabı dostlara anlattığım aforizmaların benim fikir dünyamda epey etkisi olmuştur . Okurlarımla da paylaşmak istediğim vecize ya da söz parçacıklarının , etkili bir arka planı da vardır . Bağlamının dışında emek isteyen bu sözleri , paydaşlarımla birlikte yorumlamaya çalışırken , rahmetlinin düşünce dünyasına ve eserlerine sadık kalmaya özen göstereceğim .
“Slogan , ilkelin ideolojisidir .” Üstadın bugün bile gerçekliğini koruyan bir sözüdür . İnsanların çarşı pazar sloganla yaşadığını düşünürseniz , sloganın sathiliğini ve ilkelliğini anlarsınız . Sloganı örtmenin ve boş karşıtlığın bir aracı olarak gören Meriç , onu ilkellik olarak nitelemiştir . Sık slogan atanların yüzeysel yaşadığını ve koca adamların da buna alet olduğunu görmüyor muyuz ? İdeolojiyi tek başına ‘giydirilmiş deli gömleğine’ benzeten Meriç, burada slogana ilkel diyerek , onu bir nevî ideoloji unsuru olarak gördüğünü söylüyor . Bu da doğru bir tespittir . Boş ideolojilerin aracı olan sloganlar da uçucu sözlerdir . Etkisi de atılana ya da bağırılana kadardır !
Bu Ülke , Mağaradakiler , Umrandan Uygarlığa , Jurnal , Kırkambar vb . eserlerinden hareketle seçtiğim vecizeleri yazmaya ve değerlendirmeye devam edelim. “Tefekkür vuzuhla başlar , kurtuluş şuurla ” sözü düşünce dünyama çok etki etmiş laflardan biridir . Gerçekten de tefekkür , açıklık ve şeffaflık gerektiren bir yapının adıdır . Oldum olası gizi gündemi olan ve kendini kibirle gizleyenlere karşı , bir duruşum ve mesafem olmuştur . Açık sözlü ve net olanların da , kurtuluşa giden yola taş döşeyenler olduğunu görmüşümdür . Meseleleri çözen ve iradesi iyi insanlar , şuurlu insanlardır . Şuurunda kaynağı Meriç ‘ e göre ; tefekkürdür . Tefekkür de tezekküre dönüşünce ,ortaya reçete şuurlar çıkar . Gizli gündemi olanlar , karakutu gibi hesapkar adamlardır , onların ikbali olabilir ama , istikbali ya da kurtuluşa erdiren bir vizyonları olamaz .
Cemil Meriç ‘in kısa ve keskin cümlelerle kurduğu veciz sözleri ; eserlerinin kırılma noktalarında ya da düşüncelerinin evrilme anında ortaya çıkar . Yani eserlerini iyi okuyan kitap dostları da bilir , düşüncelerini kestirme ve kısa söylemek gibi bir özelliği var rahmetlinin . Paragraflarının en iyi cümleleri , kestirmeden ve dolaylama yapmadan söylediği sert sözlerdir . Bunlardan biri de : ” Ulu çamlar fırtınalarda yetişir .” sözüdür . Tabiî yaşamdan hareketle söylenen sözün özünde , tam bir insanî duruş ve kararlılık vardır . Gerçek düşünceler ve samimi sahipleri , çile çeken ve dayanıklı düşünce adamlarıdır . Muhtar olamaz denenlerin politik karar verici olduğu çalkantılı bir fikir dünyamız var . Dalgalanmadan durulan bir düşünce geleneği de yoktur . Belki de rüzgardan destek alan bir fikrî yapımız var ! Ulu çamları rüzgar beslediğine göre , düşünce adamlarını da çektikleri çileler ve düşünceleri besler .
Söz dağarcığındaki kelimeleri ve göstergeleri de farklı bir adamdır Meriç . Burada anlamaya ve çözümlemeye çalıştığım vecizeleri , az da olsa onu ve düşünce dünyasını ele veren vecizelerdir . Sözlerini seçerken biribirini naksetmeyen ifadeler olmasına özen gösterdim . Onu en iyi anlatan kelimelerden biri de ‘irfan’dır . Akif ‘ in de en güzel kelimelerinden biridir irfan . “İrfan , düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan kelime ” diyerek , ona potansiyel anlamlar yükler Cemil Meriç . İrfanı hür , vicdanı hür nesiller yetiştirmek isteyen biri olarak ; bu kadar kucaklayıcı ve kapsayıcı bir öz mü olur ? Düşüncesinden korkmayan ve çoğulcu bir kafası olan adam , slogan atmayan dolu adamdır . O da tezekkürleriyle topluma yön veren münevverdir . Bu toplum hala, kuşatıcı bir irfanî yapıya maalesef kavuşamamıştır . Sloganla düşünen , derinliksiz düşüncelerin esiri olamaya devam ediyoruz . Akif , öğretmen tanımı yaparken ; irfanı ,vicdanı , imanı olan diye görüş bildirir . Sanki Cemil Meriç ‘ e irfan ve düşünce desteği çıkar .
Üstadın irfan kelimesine niçin çok değer verdiğini de , kültür kelimesine yaptığı nefis tanımdan anlıyoruz : “Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: kültür.” İrfan mı kültür mü deseler , irfan dediğini buradan anlarsınız . Kültürü çakıl taşı gibi bayağı ve sıradan gören üstat ; irfan kelimesinin kapsayıcılığında ısrarlıdır . Ona göre kültür , hafızaya saplanan bilgi kırıntısı olduğuna göre ; kültürlü olmak , münevver olmak anlamına gelmiyor . Kültür günceli , irfansa ruhanî olanı temsil eder . Batı orjinli melez bir kelime olan kültür , bana da pek sıcak gelmez ! İrfan sahibi olmak , kültürlü adam olmaktan daha derin ve nezih olsa gerek !
Sözlerinden yola çıkarak Cemil Meriç’i anlamaya çalıştığımız yazımızı , yine üstadın seçme özlü sözlerinden seçmelerle sürdürelim : “Kahramanlık , hatada ısrar etmemektir./ Her büyük adam kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır ./ Şuuraltı (psikanaliz) her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı.” Yerli bir düşünce adamı ve sevdiğim bir yazarı tanıtmak bana ayrı bir keyif verdi . Finali de onun çoğulcu bir aforizmasıyla yapalım ; ‘Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak , kendimizi hataya mahkûm etmek değil midir? Karşımızdaki iyi dinlersek , irfan sahibi olmaya başlamışız demektir !
Günü sözü :”Belki de medeniyet uyuyor ve zaman zaman rüya görüyor.” Cemil Meriç
İsa Çol