Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / ÜÇ TARZI İSLAM

ÜÇ TARZI İSLAM

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Taze tartışmaların bize hatırlattığı yöntemler ve tarzı siyasetler vardır . Bunları iyi analiz etmezsek , İslam ‘ ın yaşamımıza kattığı zenginliği göremeyiz . Modern insanın araçları ve tarzı siyaseti  de , İslam ‘ a ve yöntemlere uygun olmazsa , daha çok yanlışlara düşme durumunda kalırız . Benim okumalarım ve vardığım sonuç , üç tarzı İslam vardır . Bu farklı İslam ve yöntemleri iyi tespit edersek , en azından İslam ‘ ın doğasına aykırı düşmemiş oluruz . Bu üç İslam tarzını şöyle adlandırıyorum : Sosyal , Kültürel , Politik İslam .

Sondan başlarsak , politik İslam halen yürürlükte ya da  cari olan İslami anlayıştır . Uzun , yorucu bir mücadeleden sonra vukua gelen bu İslam ; en eski mücadele tarzının da adıdır . Mehmet Akif , Necip Fazıl , Nureddin Topçu , Kadir Mısıroğlu , Osman Yüksel Serdengeçti , Ahmet Hamdi Akseki vs. bu mücadele yolunun ana taşlarındandır . Parti politiği açısından baktığını  zaman , birlik vakfı , ilim yayma vakfı , mttb , msp , ak parti de bu uzun çizginin örgütleridir . Sürekli bir mücadele ve yapılanmayla yürüyen bu politik çizgi inkısar ve yorulmaya rağmen yoluna devam etmektedir . Tabanı ruh yapılanmasına değil , seküler bir particiliğe oturan bu çizgi , oldukça da pragma hareket eder  . Teşkilat hareketi , her zaman kudreti , gücü , iktidarı , çatışmayı ve araçları önde tutar. Devlet teşkilattır, ordu teşkilattır, parti teşkilattır. Sonuçta politik İslam ,diğer ülke örnekleri gibi ,  oldukça pragmatik ve çileli bir yolun adıdır . Şeffaf olan bu yapı , her haliyle devlete ve demokrasiye açık bir yapıdır . İnsan yetiştirme düzeni de gayet demokrat ve açık bir yapıda olacaktır .

Kültürel İslam ‘sa , kökeni itibarıyla daha eski olan ama ,  daha kapalı bir yapıya denk düşen anlayışın adıdır . Cemaat , tarikat , mezhep ya da  başka okumalarla adlandırabileceğiniz yapı ; İslam ‘ ın eski ve entegre tarafını temsil eder . Süleymancı , Halvetî , Nakşibendî , Kadirî , Nurcu vs. Kapalı ve içe dönük olan bu yapı , Cumhuriyetin başından itibaren koşullar gereği ,yer altına inen bir ruh hareketidir . Politik İslam ‘ ın alan açmasıyla , iyice gelişip serpilen bu hareketler , hiç politik bedel ödemeden siyaset yapmaya kalkmaktadır ! Cemaat ,  dergahtır; sohbettir, eğitimdir, duygudur. Teşkilat mücahittir, cemaat derviştir . Bu rollerini bırakarak ortalığa saçılan her derviş hareketi yenilmeye ve tarihin çöplüğüne gitmeye mahkumdur . Çünkü bu yapının sınırı ve siniri yoktur ama , yenildiği zaman da ortadan yaprak gibi dağılırlar . Kendini de toparlayamazlar . Devlete yönelik siyasi İslam ne kadar şeffafsa , derviş yapıları o kadar gizlidir . Herkesin yerinde ve hududunda durmasında fayda görürüm . Devlet başa kuzgun leşe dememek için ,kültürel İslam , adam ve ruh yetiştiriciliğine devam edecektir . Bunun tersini yapan yapılar , devlet fitnesine yol açar ve laikliğe zara verir . Kimse devletin yerine bir başka yapıyı koyamaz . Gerçek laiklik de budur .Dergahlar bu çizginin ana aksıdır . Derviş gibi adam yetiştirmekte şiarı olmalıdır . Kapalı ve silik kişilik , bu pîre dayalı yapının adam yetiştirme düzeni olamaz .

Üç tarzı İslam ‘  ın eski ve kadim yapılarından biri de , sosyal İslam ‘ dır . Bir merhamet dini  olan İslam , benim kafamda , en çok bu usule uyar . Sosyal  İslam , bir merhamet davasıdır . Öyle de olmalıdır . İHH , Kimse Yok Mu , Kızılay , Yardımeli , Yeşilay , S.Y.D.V.vs . bu yapının enstrümanlarından bir  kaçıdır . Yani İslam ‘ ın sosyal dayanışma tarafı ve eşitlikçi yanı , bu  tarzda gizlidir . Kızılay , Yeşilay gibi yüzyıllık yapılarla , tâ Osmanlıdan devlet katında olan bu yapı , bugün için sosyal İslam ‘ın özel kurumları olmuşlardır . Milletimizin gönül  rahatlığıyla desteklediği bu örgütler hayır ve hasenatlarıyla kendi tarzlarına yakışanı yapmamalılar . Yeryüzü Doktorları gibi tematik kurumlar da B.M. ‘den destek görecek hale gelmişlerdir . Bu üç tarzdan birisinde çalışan bir Müslüman Türk , diğer tarzların alanına karşı da saygılı olmasında yarar var .

Son günlerde yaşadığımız talihsiz hesaplaşma , en basitinden alan ihlalidir . Devlet hiç bir şahsa , guruba , tarikata ya da topluluğa bırakılamayacak kadar ontolojik bir yapının adıdır . Alevi , Sünni , Türk , Kürt , Arap veya başka sosyal  unsurlar , devletin teşkilatçı yapısına zarar veremezler . Bunu yapmaya kalkanlara devletin ağır ve sert tokadı inmelidir . Kültürel İslam ; kitap , okul , derviş işleriyle uğraşacak ; politik İslam ; teşkilat , polis , yargıya bakacak ; sosyal İslam ‘sa ; hayırlı ve barışçı işlerle uğraşacaktır . Bunların birinden feragat edip , alan dışına çıkanı da devlet hizaya getirecektir . İstihbarat yapan derviş , polisçilik oynayan pîr , devlete zarar veren müslüman olamaz ! Üç tarzı İslam ‘ ın hareket ve yöntemleri de farklıdır . Dolayısıyla ilmik ilmik dokunan bu yapıların seküler ve protestan anlayışlara yenik düşsün istemem . Bu yüce devletin ve millletin tefrikası  olur . Devlet fitnesine sebep olmayı da hiç bir müslümana yakıştırmam .

Tefekkür dünyamıza ve politik geçmişimize epey katkı  yapan Necip Fazıl ‘ ın temennisiyle bitirelim :”Bir buçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan Batı adamının bulamadığını, Türkün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta Batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin İslâm’da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik ” ve tarzınız olsun . Siz üç  tarzı İslam ‘ dan hangisini alırsanız saygım var ama , alanınızı çakallara  ve yerli conilere bırakmayınız .

Günün kitabı : Batı Edebiyatı , Teorik , li İhsan Kolcu , Akçağ Yay .

İsa Çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*