Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / YAZMANIN DAYANILMAZLIĞI

YAZMANIN DAYANILMAZLIĞI

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                      Bazı dostlar soruyorlar. Ne zaman yazmaya başlanır? Ben de diyorum ki , okumak yazmanın arifesidir. İyi bir okuma geleneğiniz varsa , yazmanın sancılarını bekleyiniz. Dünden bugüne pat diye de yazılmıyor. Belki okur oluyorsunuz ama , yazmaya bir süreç gerekiyor. Okuyan bir yazmaz olarak epey eleştirildiğimi hatırlıyorum . Dayanıklı bir okur olduğumu düşünüyorum. Kitaba yatırdığım parayla ev alırdın diyen dostlarım oldu. Kitap biriktirmekle , dost biriktirmek aynı şeyler. Kitap okuyunca, insan ve dost biriktirmeye başlıyorsunuz. Ama aceleye de gelmez kitap okurluğu. Kitap , kutsalın yaşamımızdaki izdüşümüdür. Kitap okuru olarak , aynı zamansa sevap da kazanırız .Ne zaman camiye gitsem , Kuran okuyasım gelir.

İyi bir kitap kurdu olarak , kitaba verdiğim paraya acımam. Tıpkı yemeğe verdiğim paraya acımadığım gibi. Bugünlerde kitap okumanın meyvelerini de toplamaya başladım. Kitap okuyan insan, yazmanın dayanılmazlığına da yakalanmış olur. Önce okur olan insan , sonra yazar olmaya da hak kazanır. Okur yazar olmak , çağdaş yaşamı yakalamanın ilk adımıdır. Doğum yaşamanın ilk şartı ve arefesiyse , ölüm de o yaşamın sonucudur. Yani doğduğumuz an , aynı anda ölmeye de başlarız. Kitap okuru olduğunuz an , yazmanın da yolunu açmış olursunuz .

Kitap okumaya başladığımız an da ,yazmanın ilk basamaklarına tırmanmış oluruz. Okumanın mazereti olmaz. Bedeli vardır okumanın. Yazmanınsa , bir süreç olduğunu düşünüyorum. Kitapta kdv’nin düştüğü ve piyasanın “çapsız” da olsa kitap fazlası verdiği bir dönemi yaşıyoruz .Üniversitemin kütüphanesi ağzına kadar kitap dolu. Şahsımın odası ve evimin bir bölümü iyi bir kitaplığa sahip .Amasya’nın kitap tüketim rakamları eski yıllara göre fena da değil. Okur düzeyinin yüksek olduğu bir cemiyette entelektüel kapasite kullanımı da artar.

Kitap okumanın bir paradigması da vardır. Okur olmak biraz elitist ve eleştirel olmayı da beraberin de getirir. Olsun. Kitap okurları biraz sosyal yalnızdırlar. Evinizden çıkmaz , kahvehanelere ya da “ayak takımı” yerlere uğramazsınız. Kitap sizin arkadaşınız olur. Dostunuz kitaptır artık. Ev halkı bile size nazlı yaklaşır ! Biraz bize de bak gibi serzenişler olur. Olsun , tatlıdır kitap arkadaşlığı. Kitapların size sunduğu hediyeler de vardır. Kitapların  düşünce kırıntılarını , dostlarınızla paylaşırsınız.   Kitap arkadaşları edinirsiniz.

Kutsalın ilk emrinin de “oku” olduğunu düşünürseniz , kitabın ne denli eski bir kavrama geçmişi olduğunu da bilirsiniz . Yani kitaplı toplum yaşamı , ideal ve sahici bir yaşamın da adıdır. Gelişmiş toplumlar tarihte hep kitaplı düşünen toplumlardır. Kitapsız toplumlar , Peygambere ihtiyaç duymuş toplumlardır . Bugün kitaba ulaşmakta basitleşti. İnternet ortamı ,e-kitap ve cep kitapları gibi uygulamalar kitabı görünür hale getirdi .Türkiye toplumunun da kitaba ilgisi son dönemde iyi. Belediyeler kitap basıyor, kitap fuarları düzenleniyor,kitap kiralanıyor, kelepir kitap satımı ve ikinci el kitap satımı yapılıyor. Bunlar da kitabın piyasasını yaratıyor. Yani okur kitap temin etmede zorlanmıyor.

Kitaplı toplumun iki adet düşmanı vardır : Biri tv , diğeri de kötü kullanılan ve kitabın yerine göz diken bilgisayar. İki alete de teslim olmamalıyız .İkisi de nesnedir. Onlara teslim olmayalım. En azından saatlerini ayarlayalım. Kitap nesne gibi gözükse de , aslında yaşamın öznesidir. Çünkü biz” Kitaba” göre yaşamayı seçmişiz. Kitabı yaşamın başucuna koyarsanız , sizin yaşamınızın da anlamlı olacağını görürsünüz. Kitap okuyan ve düşünmeyi beceren insanları görürseniz , onların zengin bir düşünce hayatının olduğunu görürüsünüz.

Kitap okuru , yaşamı kavradıkça , çevresindeki insanlara ışık saçmaya başlar. Kitap okurundaki mütevazılığın , diğer insan kümelerine göre daha fazla olduğunu görürsünüz. Kitap okuyan insan aynı zaman da  ahlaki bir kişiliğe de kavuşuyor . Onun için diyorum ki , ne kadar kitap okursanız , o kadar değerlere sahip insan olursunuz. Sokaktaki lümpenliğin ve saldırganlığın kökeninde  az okumayı görüyorum. Bana göre devlet , kitabın kdv’sini kutsal kitaptaki gibi , yüzde bire çekmelidir. Mevcut durum hala , yüzde on sekiz kdv’dir.

‘ Kitapsız Toplum ’(Olcay Yazıcı) diye karamsar eserlerin yazıldığı bir kitap okuma geleneğimiz var. Yazarına ‘kitapsız toplum’ cümlesini kurduran bir yılların birikiminden , kitaplı bir topluma doğru gitmek istiyorsak , insanımızın kitap okuma kanallarını açık tutmalıyız. Kitap fiyatları da ucuzlamış vaziyette. Yani kitap okumama mazeretimiz de kalmadı. Kitaplar aynı zaman da bir aforizma ve vecize cennetidirler de. Bugün hatırladığımız her sözün, dün kitaplarda olduğunu unutmayalım.  ‘ Kitap Şuuru’ (Nevzat Kösoğlu) yüksek ve daha bol kitaplı günleriniz olsun. Merhum Akif ‘ in niçin okuyup yazdığını anlatan dizeleriyle bitirelim : “ Ağlarım, ağlatmam ; hissederim, söyleyemem; /  Dili yok kalbimin , ondan ne kadar bîzârım! /  Oku , şâyet sana bir hisli yürek lâzımsa; /Oku , zîrâ onu yazdım , iki söz yazdımsa.”

Okuma notu:Üç Mesele,Deneme,İsmet Özel,Şule Yay.

İsa Çolaker

 

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*