Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / BİR FİLOZOFİK ADAM

BİR FİLOZOFİK ADAM

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Rıza Tevfik Bölükbaşı ,edebiyatımızın filozofik adamlarından biridir.Çok yazması ve usta felsefi yorumlarıyla bunu hakeden de birisidir.Onu filozofik bulmamın nedeni,aykırı ve bir o kadar da içten olan edebi kişiliğidir.Onlarca alan ve türde kalem oynatan usta,tıpkı Ahmet Mithat gibidir.Okurken yazan,yazarken de yorum ve düşünce üreten Filozof Rıza Tevfik,çok okunası bir düşün adamıdır.Sanat alanındaki eserlerini yorumlayacağımız yazıda,daha çok şiirlerinden hareket edeceğiz.Üstadı tanımaya vesile olabilirsem çok mutlu olurum.Yazdıklarını gördüğünüz zaman,onun bir çok ustaya rehberlik ettiğini fark edeceksiniz.Mısralarının arasında gezen folklorü ve bizden düşünceleri biraz daha seveceksiniz.Onun ne kadar yerli ve bizden biri olduğunu da hissedeceksiniz.

Rıza Tevfik’i en beğendiğim pastoral şiiriyle tanıyalım.Sizin de ders kitaplarından anımsayacağınız bir metin,uçun kuşlar.Şairin uçun kuşlar dediğinde,şiirin kuş dili mi olur?Yoksa uçan kuşlar sevdiğinize haber mi götürür?Tümü metnin içinde gizlidir.Tabiat şiirinin iddialı bir yüzü olan metin,beni en çok etkileyen eserlerinden biridir.O kadar savruk bir yaşama,bu şiir az bile diyesim geliyor.Yüz ellilik ol,ittihatçı-itilafçı ol,Sevri imzala,Abdulhamid’e isyan et hepsi onun yaşamına dahildir.Sürgündeki yaşamın gurbet dilini anlatan dizelere bakalım:” Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok/Öyle akarsular, öyle hava yok /Feryadıma karşı aks-i sada yok /Bu yangın yerinde soğuk kül vardı.”Gurbet ve sürgün ancak bu kadar güzel anlatılır.Soğuk kül.Gurbette vefa olur mu,olmaz.İnsan için vatanından başkası da yoktur.Rıza Tevfik de sonunda ülkesine döner ve mezarına kavuşur!

Çoğumuz Rıza Tevfik deyince,sadece filozofik ve düşünceli bir adam hatırlarız.Üstadın aşkı iyi anlatan ve romantik olduğu metinler de yazdığı bilinir.Bir çok felsefi esere ve felsefe sözlüğüne imza atan üstat,gözlerin şiiriyle sevgilinin iyi bir tasvirini de yapar.En sevdiğim ve iddialı bulduğum metin,hangi sevdalı  gönle şifa olmaz ki?Suat Sayın’ın şarkı sözü olarak kullandığı şiirin sağlam bir hece varlığı taşıdığını da biliyorum.Bu güzel şarkının vurulduğum mısralarını alıntılayayım:” Ruhumda gizli bir emel mi arar /Gözlerime bakıp dalan gözlerin? /Aklıma gelmedik bilmece sorar /Beni hülyalara salan gözlerin!”Hülyalara salan..,aşka inanmayan gözler ne güzel cümlelerdir.Gözlerin şiirine en iyi aşk şiirlerinden biri diye de bakarım.Cemal Süreya,en iyi yüz aşk şiiri antolojisine bu metni de eklemiştir.Şiirin kafiye ve vezni de oldukça sağlamdır.

Gelelim onun savruk düşünce ve eylemlerine.Yukarıda biraz açtığım politik tasavvurlarına,masonluğunu ve Danıştay üyeliği gibi ayrıntıları da ekleyebilirim.Bu kadar devlete yakın durmuş,iktidarın içine girmiş bir yazarın hataları olması da doğaldır.En büyük yanılgısı:Sevr anlaşmasını imzalamak,masonluğa kapı açmak ve Sultan Abdulhamid’e düşmanlık şeklinde özetlenebilir.Karışık bir düşünce dünyası olan birisinin,şiirinde tövbe edecek hale gelmesi de tabiidir.İnsan nadim olması kadar,onu esere dönüştürmesi de güzeldir.Abdulhamit konusundaki yanılgısını şiire dönüştüren şair,bir parça bugünlere de ışık tutar.Buna benzer bir yanılma hali,Mehmet Akif merhumda da vardır!İttihatçı ve mason olarak yüklendiği padişaha karşı nasıl ettiğini anlatan şair,bakın nasıl pişmandır:” Târihler ismini andığı zaman, /Sana hak verecek, ey koca Sultan; /Bizdik utanmadan iftira atan, /Asrın en siyâsî Padişâhına.”Sanki günümüzü anlatıyor!İftira attığını beyan edecek derecede bir özür!Asrın en siyasi padişahı diyecek kadar da hakkı teslim etme.

Onun düşünce dünyasının karmaşık olduğunu yukarda belirtmiştik.Felsefeci yanı beni de etkilemiştir.Osmanlıca felsefe metinleri de günümüz Türkçesine aktarılmıştır.Okumanızı da salık veririm.Felsefe Sözlüğü her aydının kitaplığında olmalıdır.Çok renkli filozofik kişiliği biraz da felsefeye olan ilgisinde gizlidir.Onun çapında filozofik bir adam günümüzde var mıdır.İyi soru!Sorma Hocam şiiri onun halk şiirine olan vukufiyetini de gösterir:” Feylesof Rıza’yım dinsiz anlama, /Dini ben öğrettim kendi babama, /Her ipte oynadım cambazım amma, /Sırat köprüsünü geçemem hocam.”Hocanın zatında kendini eleştiren şair,aslında ince bir ironi yaparak,ham sofuluğa da kızmaktadır.Yani dini kavramadan ve anlamadan konuşanlara eleştirel bakmaktadır.Sırat köprüsünü geçmiş midir,bilemem ama,şiirin köprüsünü geçmiş bir şair diliyle karşı karşıyayız.Asım Köksal Hoca,şiire nazire yazmıştır.O da ilginç:” Oynadın her ipte görmedim sanma! /Bilirim, mâhirsin çok şeyde ammâ /Geçebilirsen geç Sırat’tan, yanma! /Yoluna gerilip duran yok ise.”Evet,yolunuza dikilen yoksa,sıratınız da kolay olur.İki büyük şahsiyetin atışması da güzel,değil mi?

Filozofiye ihtiyacımız olan bir dünyada yaşıyoruz.Filozof Rıza Tevfik’i konuşmak da varmış hesapta.İnsanımızın filozofik bir tarafı olduğunu bilen birisi olarak,halk edebiyatı ve folklor üzerine yazdıklarını da okumanızı öneririm.Abdullah Uçman Hoca,halk edebiyatı üzerine makalelerini bir araya topladı.İyi de yaptı.Filozofik bir yazıyı,üstadın akıl dolu bir şiir parçacıcığıyla bitirelim:” Bana sual sorma, cevap müşküldür, /Her sırrı ben sana açamam hocam./Hakkın hazinesi darı değildir, /Cami avlusunda saçamam hocam.”Hakkın hazinesini televizyonlarda darı gibi saçan çakma hocalara gelsin!

isa çolaker

 

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*