Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / BİRLİĞİN GÜCÜ

BİRLİĞİN GÜCÜ

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

Bin yıllık ömrüm olsa, ömrüm boyunca konuşmam ve yazmam nasibimde varsa, hep müslümanların birleşmesinden, bir araya gelip şuurlu birliklerini oluşturmalarından bahsederim. Bundan bıkmam ve yılmam. Çünkü: bundan daha büyük bir dava bilmiyorum. Tüm faaliyetim, islamın bir savunması ve bu savunmanın özü de, Müslümanların uyanıp dirilmeleri, birleşmeleri ve kendilerini dış aleme karşı koruma gücüne ermeleri yönündedir zaten.
Eğer Müslümanlar, tüm olarak, yeryüzünde birleşip bir güç oluşturmazlarsa, islamın temel prensibi ve hayat damarı, candamarı olan, Allah’ın birliği prensibini de yaşatmak zorlaşır. Putatapıcılık ve ortakkoşuculuk alır yürür, yeryüzünü kaplar. Putatapıcılığın mutlaka tasvire tapmak şeklinde olması gerekmez. Liderlere taparcasına bağlılık, onları insanüstü, kusursuz ve hata etmez görmek de putatapıcılığın bir türü ve çağdaş şeklidir. Hatta bu belki de, o anlamsız, saçma ve ve cahilce tasvire tapma şeklinden daha tehlikeli bir şekildir.
Müslümanlar, tüm yeryüzünde bir araya gelip askeri, ekonomik, kültürel ve tarihi birliklerini kurmazlarsa, parça parça, ufak ufak üniteler halinde kalırlarsa, esaret, eziliş ve sefalet onların alınyazısı olur; bu durumda, hiçbir zaman kızıl, kara ve sarı emperyalizmin pençesinden kurtulamazlar. Hep köle, hep sömürülmüş kalırlar. Oysa, onlar buna layık değildirler. Onlar, dünyanın en hür olması gereken halkı ve milletidir. Müslümanlar, dünyanın en şerefli, bağımsızlığa en duyarlı, en şuurlu, en idealist topluluğudur. Böyledir ve böyle olmak zorundadır.
Eğer bir çok İslam ülkesi, esarete düştüyse, bunun sebebi, parçalanmaları, bölünmeleri, birbirlerine düşmeleri, yönetimlerini ehil, layık olmayan kişilere vermeleridir. Türkistan ve Doğu Türkistan bundan dolayı esirdir. Azerbaycan ve Özbekistan bundan dolayı esirdir.
İslam Ülkeleri, aydınlarının uyanışı ve birleşmesi suretiyle birliklerini kurarlarsa, bu tüm insanlığın yararına olacaktır. Zayıf ve küçük ülkeleri, güçlü büyük devletler ezemeyeceklerdir. Çünkü: Müslümanlar, o küçük ülkelere sahip çıkacaklardır. Eğer Osmanlı Devleti yıkılmamış olsa ve güçlü bir devlet olarak yaşama yolunu bulsaydı, Doğu Avrupa’nın şu elli yıllık esareti mümkün olur muydu? Filistinlilerin başına gelen felaket mümkün olur muydu? İran- Irak savaşı mümkün olur muydu?
Müslümanların 20. Miladi yüzyıldaki en büyük sorunları, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra, onun yerini alacak, görevini üstlenecek büyük birlik oluşturamamış olmalarıdır.

Sezai Karakoç, Diriliş, 19 Ocak 1990, sayı:79

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*