Yakın tarihimizin en büyük şahsiyeti olan Namık Kemal hakkında şimdiye kadar yazılan eserlerde birbirine pek aykırı görüşler ileri sürülmüştür. Büyük bir adam hakkında, birbirine benzemeyen mütalâalar yürütülmesi tabii ise de vatana hizmet etmiş, milliyet uğruna çalışmış, millet ve hürriyet için her cefaya katlanmış yüksek ahlâklı bir insanı bu meziyetlerinin zıddı ile görmek tamamıyla hususi maksatlarla hareket etmekten başka bir şey ... Devamını Oku »
PADİŞAHLARIMIZ
HüseyinNihalAtsız Sultan Vahdettin: Osmanlı pâdişâhlarının en talihsizidir. Bu yüzden kendisine hâin damgası vurulmuştur. Fakat hâin değil, bütün Osmanlı pâdişâhları gibi vatanseverdir. Veliaht iken Almanya’ya gittiği zaman, batı cephesinde ateş hattı siperlerini gezmiş, herhangi bir umulmadık tehlikeye karşı başını eğmesi söylendiği zaman: “Türk başı düşman karşısında eğilmez!” cevabını vermiştir. Zekî ve otoriter bir pâdişâhtı. İttihatçılardan nefret ediyordu. Fakat Talât Paşayı çok ... Devamını Oku »
SOSYALİZM MASKARALIĞI
15 Mayıs 1964, Ötüken Sosyalizm Maskaralığı Bizim memlekette birisine “komünisttir” denildiği zaman, çok kere: “Hayır, komünist değil, sosyalisttir” diye cevap veriliyor. Fakat komünizm ve sosyalizmin artık bilim konusu olmaktan çıktığı, tamamıyla siyasi anlamda kullanıldığı hesaba katılmıyor. Komünizmle sosyalizmin sınırını kesin olarak belirten yok. Hele kırk yıllık komünist ülke olan Rusya’nın resmi adı ile “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği” diye anıldığı hiç ... Devamını Oku »
UNUTMAYACAĞIZ
Bizim gibi düşünmeyenlerin fikirlerine, kanaatlerine saygı gösteririz. Fakat samimî olmaları şartıyla… Büyük ülküleri, millî davaları gündelik ve aşağılık siyaset oyunlarına karıştıranların kanaati hürmete lâyık değildir. Çünkü bu kanaat esasen kanaat değildir. Duygunun, düşüncenin, vicdanın mahsulü değildir. Bu, menfaatin emrinde olanların emirle veya telkinle ortaya attığı bir iddiadır. Efendisinin buyruğu ile bugün bunu söyliyen adam, yarın onun tam zıddını söylemekten de ... Devamını Oku »
VATAN
Daha dün bizim olan yerleri yabancı bir seyyah gibi dolaşan Falih Rıfkı Atay’ın “Rumeli’yi Unutalım” diye yazdığı yazıyı niçin okuma kitaplarına geçirerek yıllarca ortaokul çocuklarına okuttuk? Kurtuluş Savaşını kaybedip İzmir ve Trakya’yı elden çıkarsaydık o zaman da İzmir’i unutalım mı diyecektik? Hakikatları olduğu gibi görelim; Millî ülküler taarruzidir!… Başka milletlerle dostluk yapacağız diye millet uyuşturulamaz. Dostluklar milletlerden ziyade dışişleri bakanları ... Devamını Oku »
NİÇİN EDEBİYAT OKURUZ?
Edebiyat, tarih, coğrafya dersleri okutmakla güdülen gayelerden birisi de, gençlere, millet ve yurt sevgisi aşılamaktır. Bu işin hiç yalan söylemeden, gerçekleri değiştirmeden yapılması gerektir. Çünkü yalancılık üzerine kurulmuş yurtseverlik olamayacağı gibi, gerçeklerin değiştirilmesinden de hiç bir erdem doğmaz. Çocuklar, kendi edebiyatlarını ve tarihlerini okurlarken düşünürler, muhakeme yaparlar, sevinirler, kızarlar, beğenirler, tenkit ederler; fakat sonunda bütün zaferler ve bozgunları ile iyi ... Devamını Oku »
GENÇLİK VE AHLAK
(H. Nihal ATSIZ) Milletlerin temeli ahlâktır. Ordu, bilgi, teşkilat gibi şeyler ahlâktan sonra gelir. Gerek Türk milleti olsun, gerek başka milletler olsun, ahlâkça yüksek oldukları zaman büyümüşler, ahlâk sağlamlıkları bozulduğu zaman da çürüyüp dağılmışlardır. Roma, İran, Bizans, İspanya’daki Gotlar, Araplar ahlâklarının bozukluğu yüzünden battılar. Dünkü Fransa, ahlâk bozukluğu yüzünden devrildi. Türk tarihinde geçirilen sarsıntıların baş sebebi de ahlâkın gevşemesidir. ... Devamını Oku »
SAVAŞ ALEYHTARLIĞI
(H. Nihal ATSIZ) Savaş için mutlak olarak, iyidir yahut kötüdür diye bir hüküm yürütülemez. Milletin kuvveti iyi hesaplanmadan, millet savaşa hazırlanmadan girişilen, mağlubiyetle biten savaşlar kötüdür. Fakat yabancıların elinde tutsak yaşayan urukdaşları kurtarmak, milleti daha zengin ve güçlü bir hale getirmek, bir ülküyü veya bir dini yaymak için girişilen savaşlar, zaferle biten savaşlar şüphesiz iyidir. Tarihte savaşsız büyümüş bir ... Devamını Oku »
GERİ GELEN MEKTUP
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse… Ey sen ki kül ettin beni ... Devamını Oku »
WEST İNDİES, KIZIL ELMA, İTAKİ, MAÇİN!
İsmet Özel’in uzakları anlatan bir şiiri böyle başlar. Anlayacağınız, her uzak kelimesinde aklımıza Kızılelma düşer. Oğuz Kaan,“güneş bayrağımız, gök çadırımız”der, Kızılelma için. Uzak ideallerimizi anlamak için kullanırız Kızılelmayı. Yakın ideallerimiz zaten vardır. Afrine giden asker Kızılelma dedi, kızılca kıyamet koptu! Ne diyecekti? Lest go vest mi deseydi? Hadi oradan! ”Kızılelma, Ayasofya üzerinde parlıyordu. Ayasofya cami olunca, Kızılelma uçup ... Devamını Oku »