Nesimi’lerin iyi iki şair olduğu ne kadar gerçekse,karıştırıldıkları da ayrı bir vakıadır.Seyyid Nesimi ve Kul Nesimi adlı iki ozanımızdan bahsettiğimi anlamışsınızdır.Seyyit Nesimi on dördüncü yüzyılın iyi şairlerinden birisidir.Kul Nesimi de on yedinci yüzyılın bilinen halk ozanıdır.Bazen edebiyat muhitleri bile onları karıştırmıştır.Cahit Öztelli iki ayrı şair oldukları gerçeğini belgelerle ortaya koyan araştırmacımızdır.İki Nesimi her ne kadar ayrı bir kişilik olsalar da,şiir dünyasında ortaktırlar.Yazdıkları ve ortaya koyduklarını okuduğunuz zaman,başlığımın anlamını daha iyi anlarsınız.İki şairi de bana sevdiren duygu ve düşüncelerinde ki yakınlıktır.Oysa aralarında üç yüz yıl gibi uzun bir dönem vardır!
Seyyit Nesimi bir divan şairidir.Türkmen olan ozanımız,şiirlerinde Türkçe’yi o kadar fasih kullanmış ki;Aşık Çelebi onun için,”Arap nutku tutulmuştur dilinden/Seni kimdir diyen kim Türkmensin”demiştir.Sonraları, Yunus gibi mutasavvıflara kaynak olacak sufi dizelere sahip olan şair,dünyayı eliyle bir tarafa koyacak kadar da,İslami bir duruşa sahiptir.”Bî-vefâ dünyâdan usandı gönül/Yok didi dünyâyı yok sandı gönül/Düşdi ışkın odına yandı gönül/Vahdetün kand-âbına kandı gönül” Allaha olan bağlılığını anlattığı tuyug dizeleri sanki,ilahî aşkın zirve mısralarıdır.Gönül kafileri bizi ruhlar aleminde gezdirmektedir adeta.Şiirindeki arı duru Türkçeyi bugün bile sözlüksüz anlıyorsak,onun ne kadar Türkçe aşığı bir ozan olduğunu daha iyi anlarız.
Oldukça protest,politik bir kafası olan şairin mısraları bazen iyi bir aşk şiirine dönüşebilir.Onun şiirlerindeki aşk o kadar mücessem ve hayata dönüktür ki,bugün okuduğumuzda da nazire yazasınız gelir.”Nigârum dilberüm yârüm enîsüm mûnisüm cânum/Refîküm hem-demüm ömrüm revânum derde dermânum”Kanuninin nazire yazdığı mısralar ne kadar sıcak bir sevgiyi anlatır.İyelik eki -m’nin manaya kattığı ses zenginliği de cabası.Hem-dem olan sadık dost ve sevgilileri özlemiyor muyuz?Nerde eski nigar,yar,refik,can olan sevgililer? Her şeyin maddeye nispet edildiği bir sevgisizliği yaşamıyor muyuz?Evet,iliklerine kadar sevgisiz bir cemiyet inşa ettik!Nasıl oldu bu,ben de anlamakta zorlanıyorum.
Türk edebiyatında Ahmedî, Nesîmî, Ahmed Paşa, Fatih (Avnî), Fuzûlî, Kanunî (Muhibbî), Bâkî, Usûlî, Penâhî, Bağdatlı Rûhî, Nedîm ve Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya kadar çok sayıda şair üzerinde Nesîmî’nin etkisini görmek mümkündür.Onun Hayyam’dan ilhamla söylediği dizeler beni çok etkilemiş ve düşünce dünyama çok şey katmıştır:” Bî-vefâsına dünyede umma vefâ/Çünki yokdur dünye yokdan ne safâ/Rencine düşüp anun çekme cefâ/Bulmaz anun hastası hergiz şifâ.”Dünyaya aşırı bel bağlayan nsanımıza şifa olan dizeler,bugün bile irfan dünyamıza çok şey katar.Vefasız dünyadan vefa ummak nasıl bir şeydir?Dünya için Allahı sevmedim diyen Terzi Baba haklı değil midir?Dünya sevgisinin şifası yoktur diyen Seyyit Nesimi,günümüz insanın madde sevgisini görse, ne söylerdi?Bu güzel dizelerden sonra, ikinci Nesimi olan Kul Nesimi’ye geçelim.
Kul Nesimi,Nesimi gerçeğinin ikinci olanıdır.Seyyit Nesmi’den sonra yaşayan ozan,asıl adı Ali olan bir şairimizdir.Seyyit Nesmi’nin adının da İmadüddin olduğu gerçeğini bilirsek,iki ayrı şair olduklarını unutmayız.Kul Nesimi; dere,tepe dolaşan bir Bektaşi dervişidir.Mahlasının Seyyit Nesimi’den mülhem olma ihtimali vardır.Politik bir Alevi şairi olması,onun şiirlerine heyecan ve tutku katmıştır. “Ben ol sadık kulam ki Caferi’yem/ Hakikat söylerem ben Haydari’yem”İmam-ı Azam’ın da Hocası olan Caferi Sadık’a yaptığı vurgu ve Haydarî olduğunu belirtmesi samimi bir Bektaşi tanımlamasıdır.
“Şîşemi ben daşe çaldım Hakkı izhâr eyledim,/Andan ahvel ağrısa doğru nazarlar ağrımaz” diyen Seyyid Nesimi mısralarına yazdığı nazire dizeleri:”Ben melâmet hırkasını kendim giydim eğnime/ Ar- ü namus şişesini taşa çaldım kime ne” onun şiirindeki Seyyit Nesimi etkilerini iyi anlatır.Yazı yazmama neden olan dizeler bunlardır.Aşkın bir anlatımı ve duygulu bir müslüman duruşu olan dizeleri ezberlemenizi öneririm.Mısraların alt ve gizli sufist manalarını anlayabilmek önemlidir.Melamet hırksını giymiş dini bütün ve erdemli dindarlara oldukça ihtiyacımız var.
Kime ne redifli şiiri Kul Nesimi müslümanlığını ne güzel anlatır.Sanırsınız Yunus Emre önünüzde gidiyor.”Gâh çıkarım gökyüzüne/Hükmederim Kaf’tan Kaf’a/Gâh inerim yeryüzüne/Yâr severim kime ne”Allah sevgisini yeryüzüne indiren coşkulu ve müslümanca dizeler.Gökten ilham almayan müslümanlıktan,öğretmeni Gökyüzü olmayan düşünceden bize ne!Dağlara yemin eden zamanın sahibi Allah,bizi yeryüzüne iman etsinler diye göndermedi mi?Yâri sevmek için müslüman olmak etmez mi?Aradakiler ne ola?”Ben yitirdim ben ararım/Yâr benimdir kime ne/Gâh giderim öz bağıma/”Gül dererim kime ne”Gül medeniyetinin mensupları olarak,Kul Nesimi’ye bu güzel dizeler için ne kadar teşekkür etsek azdır.İnsan dünyada kaybettiğini aradığı sürece insandır.İki Nesimi üzerinden bir gerçeği öğrendik.İki ozan da soluklu ve iyi bir şiirin sahibidirler.Güzel bir Kul Nesimi mısrasıyla bitirelim:”…Yârin ile hoş musun/Hoş olayım olmayayım/O yâr benim kime ne” Evet, Allahla aramıza simsarlar girmemesi dileğiyle,imanımızı sıkı ve iyi inşa edelim.