Yedi Güzel Adam dizisi,bir edebi dönem dizisi olarak televizyonda dönmeye devam ediyor.TRT’nin itibarlı ve sevilen dizisi olarak benim de ilgimi çekiyor.Her ne kadar edebi bir ekolü ve arkadaşlık gurubunu anlatıyor gibi gözükse de; dizi, yedi güzel insanın üstünden, İslamcı muhafazakar düşüncenin politik ve edebi evrimini anlatıyor.TRT’1’de ilgiyle izlenen dizi, Ahmet Tezcan gibi usta bir gazeteci tarafından senaryolaştırılmıştır. Bir dönemi de anlatması vesilesiyle; Alevi, solcu, sağcı, dindar, ülkücü vb. tanımlamaları etrafında da çekilmektedir. Esas olansa,Yedi Güzel Adamın macerasıdır. Dizi, bunu da böyle görmektedir. Yedi Güzel Adam manifestosu ve hazırladığı bir başlangıç metni olmasa da, “yedi meşaleciler” gibi bir edebi topluluğun adıdır. Yedi yazarı biraraya getiren ortak bir ideal ve irade beyanı vardır. Buradan bakıldığında dizi, edebi inşanın adı olan yedi güzel adamı gayet başarılı anlatmaktadır.
Bu dizi faslının bize çağrıştırdığı “yedi güzel adam” kimdir? Ne yapmışlar, hali hazırda nerelerdedirler? Ne iş yaparlar? Bu soruların cevapları dizide verilse de, pek edebi bir mecrada değil, film mantığıyla ve buğulu bir şekilde olmaktadır. Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Sezai Karakoç,Erdem Bayezit,Mehmet Akif İnan,Nuri Pakdil gibi ustalardan oluşan topluluk, günümüz edebi anlayışına damgasını vurmuştur.60’lı yılların birinci ve ikinci yenisiyle ortaya çıkan topluluk, çok ürün vermesine rağmen, tanınmasını 80’li yılların kitabevi İslamcı okurları sayesinde başarmıştır. Ümit Aktaş,”kitabevi İslamcısı”nı Kitabevi romanında çok iyi anlatır. Yedi Güzel Adam tabiri, güzel insan merhum Cahit Zarifoğlu’nundur. Doğru ve yerinde bir tabirdir. Mavera, Edebiyat Dergisi, Yedi İklim dergileri topluluğun inşa alanlarıdır. Lisede Mavera dergisiyle tanışmış biri olarak buna şahidim.
Ağırlıklı olarak Mavera Dergisi çevresinde kümelenen şair ve yazarlardan oluşan Yedi Güzel Adam, aslında bir kitabın da adı olmuştur. Bana göre yedi güzel adamın topluluk inşası şöyle olmuştur: Diriliş kavramı çevresindeki yenilenmeyle Sezai Karakoç, Müslüman devrimci duruşu nedeniyle Nuri Pakdil, aşk adamı kişiliğiyle Cahit Zarifoğlu üstünden oluşan edebi bir yapılanma. Namık Kemal, Eşref Edip, Mehmet Akif Ersoy gibi ustalarla başlayan kutlu yürüyüş yedi güzel adamla ete kemiğe bürünerek günümüze kadar gelmiştir. Yedi Güzel Adam İslamcılığı ve İslami edebiyatı güncel alanda yenileyen bir kurumsal yapıdır. Bugünkü politik iktidarın inşası bile bu hareketle kaimdir. Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç’un cumhurbaşkanlığı ve devlet sanatçılığı ödüllerini böyle okuyorum ve doğru buluyorum. Sanatta iktidar olmayanın, politik iktidarı daim olamaz. Ustalar daha iyi ödüllere de layıktır.
Yedi Güzel Adamın diriliş ve yenilenme tarafını Sezai Karakoç temsil eder demiştik. Doğrudur da. Sezai Karakoç, diriliş fikrini yenilenme ve silkelenme olarak alır. Diriliş Partisi, Diriliş Yayınları, Diriliş okumaları hep bu inanca dayanır. O, Müslümanın ezik olmasının böyle aşılacağını düşünür. Tıpkı İsmet Özel gibi. Diriliş ütopya değil, kendine dönmenin adıdır. Bu edebi, milli, İslami yenilenme halen devam etmektedir.Ustası Necip Fazıl’dan aldığı fikirleri yineleyerek sürdüren usta, bunu şöyle anlatır: ”Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti/ Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun” N.F.Kısakürek’in mısralarındaki derin batı karşıtı dizelere yakın, ne güzel mısralar. Noelci kafa ve manolyacı simgesel batıcılığa, onurlu bir itiraz dili.Noel ve manolyaya karşı, gül medeniyeti ve mona rosa anlayışı. Bu düşünce direnişimiz hala devam ediyor.
Yedi Güzel Adam’ın Müslüman devrimci ve direnişçi yönünü de, Nuri Pakdil temsil eder. Cumhurun başının ödül töreninde; antifiravunist, antiemperyalist, antisiyonist söyleyen adam Pakdil’dir. Edebiyat Dergisini yalnız bir kurt gibi yayımlayan usta kalem, Yedi Güzel Adam’ın vicdanıdır. Uydurukça yazım anlayışına itiraz etsem de, muhtevası dolu bir ürün yelpazesine sahiptir. İslamın politik, insani, direnişçi tarafını nesre en iyi aksettiren o’dur. Batı Notları, Klas Duruş gibi yapıtları onu çok iyi anlatan metinlerdir. Pakdil’in nesrindeki güzelliği anlamak için, şunlara bakmakta fayda var: ”Yumruğumuza titizlikle bakıverseler, kin’i değil, düşünce’yi bulacaklardır.”/”Tan ağardı; Cuma bizi teslim al demeye yüzüm yok.”Bir Yazarın Notların’dan alıntıladığım satırlar,ne kadar kadife bir yumruk ve kararlılık örneği değil mi? Keşke günümüz Müslümanları da böyle Klas durabilse! N.PAKDİL’DEN GENÇLERE ÖĞÜTLER/ KLAS DURUŞ:
1. Paraya pula metelik vermeyeceksiniz.
2. Adil olacaksınız.
3.İnsanlarla sıcak ilişki kuracaksınız.
4. Çok kitap okuyacaksınız.
5.Yabancı dil öğreneceksiniz.
6. Geziler yapıp notlar tutacaksınız.
7. İstanbul’u tanıyacaksınız.
Cahit Zarifoğlu,Yedi Güzel Adam’ın aşkla imtihanının adıdır. Gerek nesrinde, gerek şiirinde aşk tadında bir naiflik olan usta; günümüz okuyucusu tarafından da iyi anlaşılan bir şairdir. Zarifoğlu, ismiyle müsemma zarif bir adamdır. Mavera’nın Zarifoğlu özel sayısı da mevcuttur. Toplulukta ilk okuduğum şahıs kendisidir. Yaşamak, Bir Değirmendir Bu Dünya adlı eserleri ilk aklıma gelen yapıtlardır. Dizinin şiir tarafını o tamamlıyor. Şiirlerindeki İslami duyarlılık, bugün için bile dikkat çekicidir. Afkanistan, Mısır, Arakan gibi coğrafyaları şiirimize sokacak kadar geniş bir kafası da vardır: ”Şimdi bir aşk sayhası salacağım havalara/Derler ki bu adam isyan basıyor damarlara.” Evet, Zarif adamın şiirleri kalplere aşk isyanı zerkederdi.Yedi Güzel Adam’ın politik şiir yüzünü iyi anlatan Erdem Bayezit şiiriyle sonlandıralım:” İsyan şiirleri bilirim sonra / Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden / Harfler harp düzeni almıştır mısralarında / Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır / Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda /”Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.” Hırsız ve vurguncunun ağzına sıkılan kelimeler ve düşünce saflığımız olması dileğiyle. Bir dizi vesilesiyle yazdıklarımız böyleydi. İyi seyirler olsun.