Tarih , insanoğlunun yaptığı ama, pek de kontrol edemediği bir sürecin adıdır. Gerçekleri kaydeden tarihin, olaylara tanıklığı da gerçekçi olacaktır. Tarih, şahit olduğu olayların esiri de olur.Dolayısıyla tarih; bir milletin hem vicdanı, hem de hem de hafızasıdır.Onun için inkar etmeye ve üzerinde oynamaya da gelmez.Osmanlıyı inkar etmek ve onu atası saymamak bir insanın yapacağı en büyük kötülük ve köksüzlüktür.
Yahya Kemal Beyatlı merhum: “Ne harabî, ne harabatîyim, kökü mazide olan kalan âtiyim” diyerek tarihisizliğimizin talihsizlik olacağını belirmiştir.Şair duyarlılığı, tarihe ilgisizliği harabîye benzetmiştir.Harabî: “Maddi şeylere değer vermediği için üstüne başına özenmeyen, dağınık, derbeder” olarak anlamlandırılan bir kelimedir. Y.K.Beyatlı tarihe duyarsız olanı derbeder ve dağınık olmakla suçluyor. Tarihe kayıtsız kalmamayı da formüle ediyor. Kökü mazide olan âti. Yani geçmişten kalkarak, geleceği kurmak. Tam bir ideal insan ve tarih yorumu. Tarihi olanın, ona kayıtsız kalması ve inkar etmesi imkan dahilinde değildir.
Son dönemde Osmanlının güncel yorumlamasını yapan kültürel etkinliklerden kalkarak , yeni anlayışlar ve kabuller ortaya konulmaya çalışılmaktadır.Osmanlı atam değil, Osmanlıyı soyum olarak görmüyorum, Osmanlı Türk değil yollu… hezeyanlarla tarihe ve soyuna sövme modası ortaya çıkmıştır. İnsanımızın, itin ve atın bile soyuna bakarak adlandırdığını ve evcilleştirip tarihe bıraktığını düşünürseniz, atalarımızın kaliteli bir hayvan ve insan soyuna önem verdiğini görürüz. Canlının bile soyuna bakan atalarımızın, geçmişe ve geleceğe katkılarını tartışmak için inkar ve red politikası yapmaya gerek yok.Köpeğin kangalına, karabaşına; atın arabına ,rahvanına ad veren soyun torunlarıyız.Bu gelenekçiliğin ve soy takibinin biyolojiye ve bilimsel antropolojiye katkısı bile varken, Osmanlı soyum değil demenin bizim kültürümüze ne katkısı olur?
Dağıstanlı ozan Resul Hamzatov bir sözünde der ki:” Geçmişine silah çeken, geleceğine top atar.”Ölülerimize ve tarihimize yapacağımız her köksüz eleştiri onları ve ruhunu rahatsız eder. Osmanlı paşası olan Mustafa Kemal, Kanuni, Fatih, Yavuz,Murat,Hürrem,Nene Hatun,İnönü..hepsi bal gibi soyumuz ve atamız olur. Bunları inkar etmek ya da reddetmek biz ne yarar sağlar?Geçmişi ve güzelliklerini unutmak, köklerinden kopmak demektir. Köksüz ağaç yıkılır ve emperyalistlerin oyuncağı olur.
Tarih yalnızca kuru övünme değildir.Ondan ibret almalı ve dersler çıkarmalıyız.Tarihinden ders almayan halk, pusuladan anlamayan kaptana benzer. Her ikisi de tarihte karaya vurmuştur.Tarihin güzellikleri yanında,korkunç ve ürperten gerçeklerini de anlamalıyız. Yoksa tarihi gerçekler çocukça ve komik kalır.Mehmet Akif Ersoy bir şiirinde: “ Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar/Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi.” diyerek tarihten ibret ve ders çıkarmanın zorunluluğuna vurgu yapar. Tarihin iptali olmadığını da bilmemiz gerek. Atam yok, soyum değil demek tarihi ve gerçekleri ortadan kaldırmaz.
Talihsizliklerden biri de; atalarımızı bugünün penceresinden yargılamaktır. Tarihsel konumlara, tarihsel koşullardan bakabilmeliyiz. Tarafların biri ölü ve toprağın altındadır.Ölüye vurmak kolaydır.Meclisini Osmanlıda kurmuş, polisi yüzyıllık,ordusu bin yıllık,itfaiye- danıştayı yüz ellişer yıllık geçmişi olan bin yıllık bir coğrafi geçmişin mirasçılarıyız. Kurumsal kimliği ve mimarisi çok eski olan bir topluluğun bir gecede kurulduğunu söylemek inkardır.İnkar ve ret tarihe rağmen olmaz. Eleştirel bir tarih yapımı ve yazımı tamam ama, sövme ve inkara hayır.Soysuz , sopsuz bir millet tarihi yoktur.Yeni yetme abd bile , kovboyluğu tarih yaparken; bize ne oluyor da, tarihe sövmeye ve inkara yelteniyoruz. Biz atalarımızdan ve muhteşem mirasından memnunuz. İnkarcılara da, yeni versiyon palavra tarihler olsun derim..
Tarih geri döndürülemez gerçeklerin toplamıdır. Onun için tarihimize sahip çıkalım, onun yer altı ve yer üstündeki değerlerini her fırsatta savunalım. İçselleştirilemeyen her tarih, kültürel yoksulluğumuz ve entelektüel çapsızlığımız olarak bizi ve milletimizi vurur. Yaşasın tarihi adam gibi anlayanlar, yaşasın atalarını mirasına sahip çıkan adam gibi adamlar.İyi ki varsınız.Tarihi yorumlayan bir Marx sözüyle bitirelim: “Dünyayı ölüler yönetir.”Vesselam.
Kitap notu:Yazar Olabilir miyim?,Semih Gümüş,Deneme, Notos Yay.
İsa Çolaker