…. Süt çocukları beşiğini, çocuklar eğlendiği yeri, gençler geçimlerinin sağlandığı yeri, ihtiyarlar dünyadan ellerini-eteklerini çektikleri yalnızlık köşelerini, evlat anasını, baba ailesini ne türlü duygularla severse insan da vatanını öyle duygularla sever.
Bu duygu, yani vatana gönülden bağlanma ve onu sevme; sebepsiz yere, sırf insanın tabiatından gelme bir istek değildir. İnsan vatanını sever. Çünkü, Allah’ın insanlara bahşettiği şeylerin en azizi olan hayat, vatan havasını teneffüsle başlar.
İnsan vatanını sever. Çünkü; tabiatın, yani Allah’ın bağışladığı şeylerin en parlağı olan göz, dünyaya ilk baktığı zaman vatan toprağını görür. İnsan vatanını sever. Çünkü, vücudunun maddesi, vatanın bir parçasıdır. İnsan vatanını hüzünlü bir hatırasını görür. İnsan vatanını sever. Çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı, meffaati vatan sayesinde ayakta kalabilir.
İnsan vatanını sever. Çünkü, varlık sebebi olan atalarının sakin mezarlığı ve çocuklarının meydana gelecği yer, vatandır. İnsan vatanını sever. Çünkü vatan çocukları arasında dil birliği, menfaat birliği ve birbirine fazla alışıklık olduğundan, gönül yakınlığı ve düşünce kardeşliği doğmuştur. O sayede bir adama göre vatan, dünya ile mukayese edildiğinde, oturduğu şehre göre kendi evi gibi görünür.
İnsan vatanını sever. Çünkü vatan mevcut olan hakimiyetin bir kısmını gerçek anlamda kullanma hakkına sahiptir. İnsan vatanına sever. Çünkü vatan, öyle bir galibin kılıcı veya bir katibin kalemiyle belirsiz hatlardan, sınırlardan ibaret değil; millet, hürriyet, menfaat, kardeşlik, hakları kullanma, hakimiyet, atalara hürmet, aileye sevgi, çocukluk hatıraları gibi bir çok yüce duyguların toplanmasından oluşmuş, mukaddes bir düşüncedir.
Bundan dolayıdır ki, insanlık tarihin hangi sayfasına bakılsa; her zaman ve her millette ortaya çıkan yüksek fikirli ve faziletli ahlak sahiplerinin tamamı, vatan sevgisini dünya işlerinin hepsinden üstün tutmuş ve pek çoğu vatan yolunda canlarını seve seve vermiş görülür. Bundan dolayıdır ki, her dinde, her millette, her terbiyede, her medeniyette vatan sevgisi en büyük faziletlerden, en mukaddes vazifelerdendir. Peki, ya ne zamana kadar kadar insanların anlaşması, uyuşması böyle vatan adıyla bir takım parçalara bölünüp duracak? Acaba, bütün insanlık bir aile ve bütün dünya bir vatan olsa, insanlık için şu anki durumdan daha faydalı değil midir? Faydalı mıdır, değil midir? Orasını oluşundan önce bilmek, keramete ihtiyaç gösterir. Zira, öyle bir durum ortaya çıktığı taktirde; savaş defedilmiş, kaldırılmış olur, birileri böyle diyor. Fakat biz şimdi, mevcut olan vatanlar içinde bir takım iç ihtilaller, ayaklanmalar görüyoruz ki, sebep oldukları tahribat, savaşlara göre kat kat üstündür. Hele, vatan sınırlarının ortadan kalkması ve insanların hepsinin tek cins, tek terbiye içinde bulunması ve dünyada yalnız bir dil kalması durumunda, kısacası şairin:
Milletim insanlıktır; vatanım yeryüzü!
Mısrasındaki gibi, bir düşüncenin oluşması halinde; dünya başka bir dünya olacağından veya hiç olmazsa böyle bir durumun ortaya çıkması bu dünyayı başka bir dünya şekline sokacağından; insanlık için saadet ümidini, genel birleşme zamanına bırakmakla, öteki dünyaya bırakmak arasında pek fark görülmez. Dolayısıyla, bir millet için o kadar uzak bir geleceğe göz dikerek, insanlığın birleşmesi adına vatan fikrini kaldırmaya yönelmek, ahirette rahat etmek ümidiyle, kendini öldürmeye benzer.
Çünkü kanaatimizde, vatan severliğin en büyük hareket unsurlarından, güç kaynaklarından olan vatan fikrini gönüllerden uzaklaştırmak, hakları korumanın en etkili araçlarından olan ateşli silahları, ellerden almaya benzer. Bir Millet, vatan sevgisinden nefesini ayırırsa, vatanını sevmezse, çok zaman geçmez, vatanını, vatan sevgiyle dolu olan başka milletlerin istilası altında görür. Nitekim, bir kavim ateşli silahtan elini çekerse, pek az zaman içinde o silahı, düşman eliyle kendi göğsüne çevrilmiş bulur.
Dünyadan, vatan fikrini kaldırmanın, insanlığa bir hizmet olacağını düşünenler varmış. Biz öyle garip bir maksadı gerçekleştirmek isteyenlere, öncülüğü seve seve bırakırız. Biz oturduğumuz yerlerin her taşı için, cevher kıymetinde bir can verdik. Her avuç toprağı, o yola kendini feda etmiş bir kahramanın hatırasıdır. Bu bakımdan, bize göre; vatanı Çin ve Sibirya ile aynı değerde tutmak ihtimalin dışında görülür.
Vatan bize kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize ait, yalnız bize ayrılmış biliriz. Daima kendimizden çok sever, canımızı uğruna feda ederiz…
Namık Kemal /VATAN MAKALESİ