Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / YAHYA KEMAL’İN DÖNÜŞÜ

YAHYA KEMAL’İN DÖNÜŞÜ

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Yahya Kemal Beyatlı, dinle ilişkisi merak edilen bir adamdır. Bir yüzü batıya dönük olan üstadın, bir yönü de doğuya teşnedir. Bunu eserlerinde de görebiliriz. Onun dinle ilişkisini anlamak için, şiirlerine bakmakta yarar var. Müslümanlığı sıkı, dini pratiği güçlü olmasa da, deist bir adam da değildi. Aldığı batılı eğitimle, dini romantizme sahip bir adamdı.Dinsiz hiç değildi. Eğer dine soğuk baksaydı, o yıllarda ilerici(!) olarak baş tacı da edilirdi! Çünkü, pozitif milliyetçiliğin çok baş tacı edildiği bir dönemde yaşadı.

Gelelim, onun dinle ilişkisini ortaya koyan hatırlı ve güzel dizelere.Üstadın çok da şiiri yoktur. Yaklaşık elli küsur şiiri mevcuttur.Modern ve sufi tarzındaki metinlerinden bazılarına göz atalım:” Büyük Allahı anarken bir ağızdan herkes/ Nice bin dalgalı Tekbir oluyor her bir ses.” diyen şairimiz, dinin gür sedasını ne güzel anlatır. Tekbir ve selâyı güzel anlatan mısralardan, kalabalıkların politik sesli gücünü anlamak ayrı bir tat. Selâlardan alınan kesimlerin kulakları patlasın! Burası Anadolu, burayı en iyi selâ ve ezan anlatır. Şair, bu görüşte.Yahya Kemal şiirlerinin yoğun bir ses örüntüsü vardır.Yandaki dizelere bir göz atalım:” Bir bir açılırken göğe, son defa yarıştık/Allaha giden yolda son defa yarıştık” Mohaç Türküsü şiirindeki bu mısralar, insanımızı imana ve İslam’a çağırmıyor mu?Anadolu’yu bu ruh ayakta tutmuyor mu? Evet, on beş temmuzda bu koşmayı gördük.Yahya Kemal Beyatlı’nın sadece aşklarını konuşmak, ona yapılacak en büyük haksızlıktır. O bir iman şairidir de.

O bir kültür milliyetçisidir. Yukarıdaki dizeler, bunun tespitidir.Onun şiirini kuran da; aynı zaman da dinidir, dilidir.Kültür adamı olarak, İslam’la ilişkisini anlamak için, aşağıdaki mısralara bakmak gerektir. “Gönlüm, dilim, kanım ve mizacım sizdenim/Dünya ve ahirette vatandaşlarım benim.” diyen şair, kültürel kimliğinin ayaklarını ahirete kadar gönderir. Üsküdar’da Dost Işıkları adlı şirinden yaptığımız alıntı; onun, dili, dini, kanı, gönlü, mizacı bir olanların, millet olacağına atıf yapmaktadır.Tanım, yanlış da değildir. Biz, dünya ve ahiret kardeşliğine inanırız.Milleti İslam’ın tanımı da bu değil midir? Bir başka şiirinde de:”Bir gün dolarsa çilemiz ey Rabbi -Zülcelal/ Bir şer bırakma der- kef-i mizan edilmedik” diyen Yahya Kemal Beyatlı; Allahım, bir gün ölürsek, terazide hiçbir kötülüğü tartılmadan bırakma diyecek kadar da, ahiret hesabına iman etmiş bir kişiliktir.Dünya ve ahiret hesabına böyle iman etmiş bir insanın, dini duruşu sorgulanır mı?Deist diyenlerin, bu metinlere bakmasında yarar var.

Yahya Kemal Beyatlı üstadın, Peygamberimize de büyük bir sevgisi vardır.Naat boyutunda dizeleri olmasa da.”Dünyada bu iksir ile mesud olan ervah/ Ukbada da sermest-i müdam olsun erenler.” diyerek;  dünyada ilahi aşkı ve Allahı bulanlar, ölümsüzlük aleminde de devamlı mutlu olsun düşüncesine inanır.Biz erenlerde buna amin diyoruz.Kalbim temiz müslümanlığı olan deizm, bu mısraların neresine düşer?Büyük şaire yapılacak en büyük bühtan, onu İslama ve Türklüğe ilgisizlikle suçlamaktır. Nazım Hikmet’in annesiyle ilişkisini, metinlerarasına sokmak,ona yapılacak en büyük saldırıdır.Size ne özelinden!Bir irfan hazinesi olan şair, şehre medeniyet anlamı yüklerken bile, imanıyla heyecan duymuştur.İstanbul’un Fethini Gören Üsküdar şiirinde:”Görmüş İstanbul’a yüz bin meleğin uçuğunu/Saklamış durmuş asırlarca hayalinde bunu” diyen şair,İstanbul’un fethinde manevi bir arkaplan görür.Konstantiniyye olan İstanbul, nasıl İslambol olacaktı? Şehrin ruhunu İslamla kayıtlayan şair, Müslüman-Türk İstanbulu anlatmaya çalışıyor. Mesele budur.

Bir çok şairde olan ölüm korkusu,  Yahya Kemal Beyatlı ‘da da vardır. Onda dini tutum eksikliği bulanlar, biraz da buradan yüklenmektedirler.Ölümle ilişkisi derin olan şairin mısraları arasında bunu görebiliriz.Bu demek değildir ki, o ölüme inat bir yaşam sürmüştür.Cahit Sıtkı, Orhan Veli boyutunda bir ölüm yalnızlığı yoktur şairin.”Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin/Bir çare yok mudur buna ya Rabbul Alemin.” diyen Yahya Kemal; ölüme itirazdan çok, yaşama arzusuna vurgu yapmaktadır.Yahya Kemal şiirinde ölümü anlatan onlarca mısra ve motif bulabilirsiniz.Şiirinin tasavvufi boyutları bile vardır:”Yegane hüsnü ilahi O’dur Cemalullah/Cihana ahseni takvimden iyan olalı.” diyen üstat, Allahın güzel cemalinin yarattığı insanda tezahür ettiği fikrine de inanır.Biz Yahya Kemal’i bu kolay ve açık şiir dilinden kinaye seviyoruz.Onun şiirine sadece haz ve hedonizmden bakmak da sorunludur.Güzel bir dizesiyle bitirelim: “Artık demir almak günü gelmişse zamandan,/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan./Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;/Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.”Ölüm bu kadar mı incelikle anlatılır.Üstada rahmet olsun.

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*