Öğretmenlik , çok eski ve kadim mesleklerden biridir. Mensubu olmaktan da her zaman gurur duymuşumdur. Öğretmenlik , en az iki kişinin ilişkisine dayanan bir yapıdır. Öğrenci ve hoca ilişkisiyle vücut bulan bu meslek , her zaman var oldu ve olmaya devam edecek. Öğrenci ve öğretmenin hayırda buluştuğu bir ortamı yaratan öğretmenlik , bu ikili yapıyla ayakta durur. Talebe , öğretmenin varlık nedeni olsa da , durum böyledir .
Öğrencinin varlık nedeni olduğu öğretmenlik , günümüzde özen isteyen ve zor bir meslek dalı haline gelmiştir. Öğretmenin kendini iyi donatmadığı zaman , öğrencileri karşısında bilgi ve görgü yoksunu olabileceği bir ortamı yaşıyoruz . Bilişimle arası iyi olan bir öğretmen , öğrencisinin hareket alanını epey genişletebilir. Kendini yenilemeyen öğretmen ve okumayan öğrenci birlikte ve yalnız olarak toplumun gerisinde kalırlar. Demek ki , eğitilemeyen her öğrenci ve kendini yenileyemeyen her öğretmen , faturayı halka ödetir hale geliyorlar. Çünkü eğitimin gecikmeye ve geri kalmaya tahammülü yoktur.
Bilge Hekim , Lokman’a sormuşlar : “Bilgeliği kimden öğrendin? Lokman Hekim’in cevabı tam bir bilge öğretmen tavrıdır : _“Körlerden öğrendim . Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar .Basacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar. Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür, faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım . Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim.” Öğretmenin tavrı budur. Yararlı gördüğü şeyi öğretmek , yanlış gördüğü şeyi öğretmemektir.
Öğrenci de sürekli isteyen ve bilgi talep eden bir yapı da olacaktır. Hocanın öğrencisine bilim öğretmesi vaciptir. Hocası meşgulken soru sormamak esastır. Öğretmen de ilk soru sorana cevap verecektir. Hoca amfide meşgulken de soru sorulmamalıdır. Bunlar öğretmenliğin töresi haline gelmiştir. Şair Nabi’nin dizeleri tam bir öğrenci ilkesidir : ” Etme âr öğren , oku ehlinden / Her şeyin ilmi güzel cehlinden.” Utanmaya ve çekinmeye gerek yok , her şeyin ilmi güzel cehaletten diyerek , soru sormaya çekinen öğrenciye uyarı yapmaktadır. Sormazsan cehaletin artar, sorarsan ilmin diyor üstat Nabi. Evet , sora sora Bağdat bulunurmuş!
Verimli öğrenmeyi artırmanın yolu , öğrenciye sorumluluk aşılamaktır. Hocaların sorumluluğu dağıtması ve öğrencilerine özgüven aşılaması kadar güzel bir şey yoktur. Kendi adıma ödev vermeyi ve onlara bilgisel yardım etmeyi , insani ve ahlaki bir görev sayarım. Sorumluluk arttıkça, öğrenci başarısı da artacaktır. Öğrenci alın terini , öğretmen de istekliliğini feda edemez. Sürekli başarı ve kariyer peşinde de koşmamak gerek. Onun için yazımın başlığını yürüyen akıl koydum . Eğitim ir koşu ve süreç işidir . Öğrencilerimiz bir dua ve teşekkür ederse yeter. Aklımızı sürekli yedeğimizde tutacağız.
Öğretmen yaşamının önemli bir ayağı da onun itibarının inşasıdır. İtibarımızın iyi olmasında öğrencinin de payı olacaktır , fakat , itibarımızın ekonomik tarafı da vardır. Öğretmene kız verilmeyen bir geleneksel yapıdan geliyoruz . Sözleşmeli ve maaşı düşük olduğu için , kpps’se kazanamadığı için evlenemeyen öğretmenler biliyoruz . Mesleğimizin itibarlı ve gelişmiş olması için , ekonomik yapımızın da düzeltilmesi gerekir. Şu türkünün nakaratlı ve güzel dizeleri evlenemeyen bir hocayı anlatır : ”Penceresi Cam Cama(muallim) / Selam Söylen Amcama(muallim) / Amcam Kızını Vermezse(muallim / Turşu Da Kursun Fincana(muallim)”
Yürüyen aklımızın paydaşı olan öğrencilerimizi de donanımlı bir yaşamda görmek istiyoruz. Onların başarılı ve vicdanlı , arif bir birey olduklarını görmek bizi heyecanlandırır . Öğrencimize memur değil , irfan ordusu mensubu olarak bakmalıyız . Onların kişilik inşasını ertelememeliyiz . Velev ki , sistem bize iyi bakmasa da. Biz liyakatli,vicdanlı , edepli öğretenler olarak onları topluma kazandırmalıyız . Onlar da bize minnettar olacaklardır. Bunu ben kendim görüyorum. Öğretmen iyiliği,her daim cevabı olan bir davranıştır.Gerçekler bölünmez, öğrenci ve öğretmen de bir gerçektir. Onun için yaşamı birlikte kuracağımız öğrencilerimize sahip çıkalım. Toplumun inşasına bir katkı da yapalım. Ya öğrenen,ya öğreten ol kuralı gereği, öğrenci ve öğretmen ortak akıldır. Birlikte ve ilmik ilmik bilinçli vicdanlar yaratalım.
Kitap notu: Namık Kemal, Turan Karataş-O.Kemal Tavukçu,Biyografi,Kültür Bak.Yay.
İsa Çolaker