Ömürde geçirilen en güzel zamandır çocukluk ve gençlik yılları… Sevgi, şefkat, imkânlar hep onların etrafında şekillenir. Büyükler tarafından hemen her konuda hep onlara öncelik verilir. Bu dönemde hep kabul görürler. Çok sorgulanmazlar. Sorumluluk alanları kendileriyle sınırlıdır. Her büyüyen insanın özendiği “ah bir çocuk ve genç olsaydım” dediği o yılların maalesef çocuklar ve gençler tarafından yeterince kıymeti bilinmez.
Ömür törpüsü herkesi bilediği gibi zaman gelir onların da çocukluk ve gençliklerini alıp götürür. İleriki yıllarda geriye dönüp baktıklarında, geçmişte önlerine serilen pek çok fırsatı kaçırdıklarını görürler. Ama iş işten geçmiştir. Yapılması gerekenler yapılmadığı için, fırsatlar yeterince değerlendirilmediği için orta yaşlarda geçmişe dönük özlem başlar… Kitap okuma alışkanlığı, yeterli bilgi birikimine sahip olma, mesleğin gerektirdiği donanıma hâkim olma kısacası hayata hazırlanma gibi olgular çocukluk ve gençlik yıllarında temellendirilmediğinden dolayı orta yaşlarda muhtelif sıkıntılarla karşılaşırlar. Ve zamanın getirdiği problemleri çözmede başarısız oldukları için çaresizliğin girdabında sürüklenirler.
Hayat bir bütündür. Çocukluk ve gençlik yılları ileriki hayatın şekillenmesinde önemli rol oynar. Tarihte isim yapmış ünlü bilim adamları, din âlimleri, kıtaları fetheden ecdadımız hep çocukluk ve gençlik yıllarını değerlendirerek, ileriki yaşlarda büyük bir değişimin öncüsü oldular.
Siz çocuklar ve gençler zamanınızı etkili ve verimli kullanırsanız, ileriki yıllarınızda sıradan bir insan değil; her toplumda daima aranılan, hasretle beklenen, özlenen bir insan olursunuz. Sıradan insan olmak oldukça kolay. Önemli olan kalabalıklar arasından seçilip ahlâkınızla, bilgi birikiminizle, hitâbet gücünüzle, imân kuvvetinizle fark edilen insan olabilmektir. İçinde yaşadığınız ânınızı şimdiye göre değil; geleceğinize göre şekillendirmelisiniz. Hep şu soruyu kendinize yöneltmelisiniz. “Ben 5 veya 10 yıl sonra nerede ve ne yapıyor olmalıyım?” Kısacası hangi mevkide olmak istiyorsanız, şimdiki adımlarınızı ve davranışlarınızı ona göre atmalısınız.
Hayat sizin farkına varamayacağınız kadar kısa ve hızlı geçiyor. Ama şunu iyi bilin ki; zamanını etkili kullananlar için, bu kısa ömürde çok şey yapmak, etkili bir isim olmak, bu dünyadan ayrılırken güzel eserler ve hatıralarla anılmak da mümkün. Bildiğiniz gibi ünlü Fizikçi Albert Einstein, Ünlü bilim adamlarımız Ali kuşçu, ünlü düşünürlerimiz, Farabi, İbn Sina gibi daha ismini sayamadığımız bu zâtlar için de zaman yirmi dört saatti. Yani varlığı bakımından zaman herkes için aynı; fakat mahiyeti bakımından farklı. Önemli olan bize takdim edilen ömür sermayesini etkili ve verimli kullanmak… Özellikle ömrünüzün en güzel dönemleri olan çocukluk ve gençlik yıllarında başarı, sabır ve irade gibi hususlara önem verirseniz ileriki yaşamınızda büyük güzelliklerin sizi beklediğinden emin olabilirsiniz.
Kısacası zaman rüzgârında çocuk ve genç olmak; hayata hazırlanmayı, vakti etkili ve verimli kullanmayı, başarıya odaklanmayı, çevreye ve gelişen şartlara uyum sağlamayı, büyüklerin tecrübelerinden istifade etmeyi, size sunulan imkânları ve fırsatları en güzel şekilde değerlendirmeyi gerektirir.
Unutmayın rüzgâr hafiften ve hızlı eser, aynen çocukluk ve gençlik yılları gibi… Ne mutlu zamanını verimli bir şekilde değerlendirip, hayatın kıymetini bilerek yaşayanlara…
Yrd.Doç.Dr Nuran ÇETİN
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi