Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / BEYİTLER ARASINDA GEZERKEN

BEYİTLER ARASINDA GEZERKEN

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

                                                      

Şiirler arasında gezerken en zorlandığım şey, ilişkili beyitleri bir arada yorumlamaktır. Edebiyat metinlerinin birbirine yakınlığı , olanları yorumlamayı ve ayrı ayrı anlamlandırmayı da zorlaştırır. Bunun bilincinde biri olarak , farklı beyitlerin arasında gezmeyi , anlamayı da deneyebiliriz. Aslında her bir beyit bir dünyadır. Bunu da biliyorum . Beyitler arası seyr-ü sefer yapmak için , metinlerin dünyasına bir sefere çıkalım . Bunu  yaparken de , eski ya da yeni metinlerden  ziyade , sevdiğimiz  nesir ya da şiirlere  yorum getirmeyi düşünüyorum .

Önce bir atasözü : ”Adam, adamdır olmasa bir pulu / Eşek yine eşektir atlastan olsa çulu”. İnsanın değerinin parayla pulla ölçülemeyeceğini söyleyen bir öğütler  toplamı . Adamın parası olmasa da, değer gören bir kişiliği varsa , yeterlidir atalara sözüne göre . Günümüzde  , tersi mi ne? Azcık makamı veya  parayı görenin “yalakalığından” geçilmiyor .Yaradılıştan görevi yük taşımak olan eşeğe , en modern eğer vurulsa da fıtraten eşek olduğuna vurgu yapılıyor ! Günümüzdeyse , giyilen bir elbisenin imaj olduğu pazarlaması yapılıyor .Yani paranın , pulun , eğerin değeri insanın değerinin önüne mi geçiyor ne? Kapitalist değerler de , ahlakın tefehhüsüne yol açmış vaziyette . Varsa yoksa para ! Değersizlik bir değer olmuş !

Hacı Bayram Veli bir beytinde : ”Hak Teala intikamın yine kul ile alır / Bilmeyen ilm-i ledünni , anı kul yaptı sanır.”der. İnsanoğlu günlük yaşamında bir sürü sıkıntıyla karşılaşır ya da kötülükler yapar. Fakat bunun cezasız kalacağını da düşünür. İntikam sahibi olan Allah’tır.  Allah’ın intikamıysa , doğal hukuk yoluyla  veya kullarının eliyle olur. Ama çoğumuz bunu bir cinayet ya da kaza üzerinden somutlaştırarak anlarız . Allah ‘ ın muntakim sıfatıyla intikamına memur insanlar vardır . Oysa diyor Hacı Bayram Veli ; keramet sahibi veliler bunun böyle olmadığını bilir diyor. Adaletin kul eliyle gerçekleşmesi , Allah’ın adaletinin yeryüzüne inmiş halidir. Yani gerçek laikliktir. Muntakim olan Allah , memur ettiği intikam sahibi kullar eliyle yeryüzünde adalet tesis eder . Yeter ki biz , adil ve sabırlı bir şekilde  muntakim olana inanalım . Kullar adalet terzisinin aracıdırlar .

Bir başka beyitte de,ölümün varoluşsal gerçeğine vurgu vardır : ”Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı / Hangi güzel göz ki , yere akmadı?”der üstat Bişr-i Hafi . Gerçekten her şey yalan , ölüm gerçektir. Ocak ayı itibarıyla kaybettiğimiz değerli insanlara bakar mısınız? Hepsi birer değerdi . Ama olmadı . Ömr-ü Hak geldi. Güzel yüzlü insanlarımızın bir çoğu Rabbine kavuştu. Ağlayanların da gözyaşları yere akmadı mı? Ne yapabiliyoruz ,  bu ölümler karşısında? Sadece salavat ve dua . Her insan ölümü tadacaktır gerçeği orada gün gibi duruyor . Güzel yüz ve gözün toprakla buluşması bu kadar mı diyalektik anlatılır ! Sonuçta topraktan geldik ve toprağa dönüyoruz . Gerisi yalan .

Bir de dünyada yaşayıp da , yukarıdaki gerçekleri fark etmeyen cahil bir tayfa var. Bazıları da okumuş cahiller… Allah’ım niye bu ölümler isyanıyla takılan ruhsuz tayfa ! Sorunun kendisi sorunlu! Onlara da Necip Fazıl’ın güzel dizeleriyle cevap verelim : ”Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet /Al sana derya gibi sonsuz Karacaahmet” Ne diyor üstat ; dünyada sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü aramaya gerek yok . Karacaahmet mezarlığına baktığınız zaman ; ölümlü hayatla , ölümsüz gerçeğin ilişkisini , yine ölüm üzerinden anlarsınız diyor . Allah baki , insan fani demeye getiriyor üstat . Her şey üç beş dizeye sığdırılmıştır . Anlatım ne kadar yalın ve basit , anlayana. Ara ara mezarlıkları ziyaret etmek , insan doğasını biraz daha ötelere yaklaştırır diye düşünüyorum . Ölüm kadar yaşamı anlamlandıran bir gerçek yoktur .

İbn-i Kemal’in sevdiğim bir beytinde de , buna benzer bir akıbet ve sonuç vurgusu vardır. ”Kısmetindir seni gezdiren yer yer seni /Arşa çıksan akıbet yer, yer seni” Şair burada yer yer kelimeleriyle çok güzel oynuyor. O konumuz dışında olduğu için geçiyoruz . Senin bahtın iyiyse ve birazcık kaderinde nasip varsa , ayağın dolaşmadan dünyayı ve güzelliklerini yaşarsın . Güzel kısmet, insanı mutlu eder . Eğer akıbetin ve kaderinde üzüntü varsa , o da seni sonunda bulur . Gökyüzüne bile çıksan , insan kedere dönüşen kaderini yaşar . Eden bulur deyiminin tefsiri olan dizeler bunlar. Seçtiğim tüm dizelerde olduğu gibi , kötülüğün ve iyiliğin karşılıksız kalmayacağı fikri savunuluyor. Günlük yaşamda öyle değil mi , “ men Dakka duka  “yani .

Beş güzel beyit ve beş güzel hakikat vurgusu . Tematik içerikleri birbirine yakın metinlerin dünyası böyle . Onun için yaşasın adalet diyorum . Doğru yoldan ve hakikatten ayrılmayalım. Para , pul ,şan , şöhret , koltuk bunlar insanların maması ! Bunların hepsinin imtihanlarımız olduğunu unutmayalım . Onlara taparak , kişiliğimizin yerlere düşmesine neden olmayalım . Dünya fani , hakikat baki . Güzel bir derviş şiiriyle , şifa  niyetine bitirelim : “ Arifler durur sözüne / Gayri görünmez gözüne Eşrefoğlu “ Eşrefoğlu Rumi her şeyi özetlemiş ; sözümüze ihanet etmeyelim , Tanrı bizi katında sever . Kalın sağlıcakla .

Dergi notu: Karabatak , Edebiyat Dergisi .

 

İsa Çolaker

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*