Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / MEKTEPTE İKTİDARSIZLIK

MEKTEPTE İKTİDARSIZLIK

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Nurettin Topçu ‘nun bir yazısından alıntıladığım başlık , eğitim tarihimizin serüvenini iyi anlatan bir cümledir .Yıllardır içinde bulunduğum eğitim maceramızı en iyi anlatan bir kaç yazardan biri Nurettin Topçu ‘dur .Eğitim düzenimizin iktidarsız olduğuna inananlardanım . Kifayetsiz ve kendini tekrar eden bir eğitim sistemimiz varsa , bunun tarihine bakmamızda fayda var .Ne diyor Topçu : “Mektepte iktidarsızlık, mabette riyakârlık, devlette mesuliyetsizlik ve ailede itimatsızlık felaketleri birleşerek hayatı tahammül edilmez hale koyarlar. Hakikatte hepsinin sebebi kalbimizdeki imansızlıktır. Hayatımız duygusuzların asla farkında olmayacakları devasız bir yeis içindeki bunaltmalarıyla bizi aşağı canlıların hizasına yaklaştırır. O zaman ruhsuz kalan şekillere başvurulur, içi boş güzel sözler, parlak şekiller, süslü kıyafetler itibar kazanırlar. Amerikan hayatı ideal olur. Büyük adam diye yüksek koltukta oturana denir. Kibir ve haset hürmet bulur ve bütün bunların yanı sıra aşk unutulur, mukaddesat bizi Allah’a doğru götürücü yol olan manasını kaybeder.”

Nurettin Topçu ‘ nun eğitim tespitleri ne kadar güncel değil mi ? Sanki günümüz kifayetsiz eğitim sistemini ve yetiştirdiği insan düzenini anlatıyor .Okullarımızda iktidarsızlık yok mu ? Sadece kuru bilgiyle , sınıfına bile hakim olamayan bir okul gerçeği .Okulumuz böyle de , camimiz farklı mı ? Onlardaki işlevsizliği sağır sultan bile biliyor !Okul-cami ikilisinin  tarihsel birlikteliğinden eser bile yok . Sadece namaz anında bulunulan bir yer cami midir ?Eskiden talebe iki kurum arasında irfan eğitiminde bulunurdu .Oysa mektepteki iktidarsızlık , artık talebeyi vuracak hale geldi .Yetişen neslin sıradanlığını tartışmıyoruz bile .Öğretmen yetiştirme düzenimiz de ayrı bir vakıa . Melali anlamayan bir nesilden , mecazı anlayamayan bir eğitimci kuşağına doğru gidiyoruz .

Şahsen alamadığı bir eğitimin kurbanı olan nesillerle birlikteyiz .Mevcut eğitim paradigmamız cahil yetiştiriyor .Çünkü bir cehalet üretim merkezi olarak resmi eğitim ideolojisi insanları, yalınkat gerçekler dururken, çeşitli masallara inandırma konusunda son derece başarılı bir ideolojidir.Nesiller sistemin palavralarıyla eğitilmeye çalışılıyor  : Arap harfleriyle yazmak çok zor, Osmanlıca çok karışık, divan edebiyatı anlaşılmaz, Nazım Hikmet vatan haini, İskilipli Atıf terörist,  Vahdettin vatanı satmış, Serbest Fırka ihtilal hazırlığına girişmiş , Said Nursi bir haindir palavralarıyla uyutulan bir heba edilmiş gençlikle karşı karşıyayız .Tüm bu insanları ve ideallerini yan yana koysanız , ortaya bir Türkiye gerçeği çıkar .28 Şubatta operasyonları sırasında , Osmanlıca derslerinin Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümünde iki saate indirildiğini de unutmayalım !

“Çocukluğumdan beri güldüğüm bir şey vardır. Okka, endaze, dirhem, fersah, kulaç gibi uzunluk ölçülerinin kaldırılma gerekçesi olarak ne öğrettiler bize: ‘Efendim, bu ölçüler çok karışık ölçülerdi. Modernleşmek istiyorsak, modern dünyanın ölçülerini kullanmalıydık. Büyük Atatürk, bu yüzden bu ölçü birimlerini kaldırıp yerine…’ Hatırladınız değil mi? Dünyanın en modern ülkesi İngiltere’nin hala mille, inçle, libreyle, poundla, galonla ölçüm yaptığını bilmesek bu açıklamayı son derece makul bulacaktık belki de… “İsmail Kılıçaslan yandaki düşünceleriyle eğitim faciamıza parmak basmıştır .Darbe sever ilkokul öğretmenlerinin  Osmanlı’yı aşağılamak için ‘tekerleme ile alfabe mi öğretilir? Ne demek ‘ca leyli cala cula da cümbür leyli cab cub?’ deyişi hala kulaklarımızdadır. Bugün Amerika ve İngiltere başta olmak üzere çocuklarına alfabeyi tekerlemelerle öğretmeyen ülke var mıdır? Yoktur. Tarihsel birikimlerini ideolojik olarak aşağılayan bir eğitim düzeninden ve onun maaşlı borazanlarından bir eğitim geleceği çıkmaz .Böyle eğitimcilerimizin sayısının azaldığını sevinerek müşahade ediyorum .

Hele hele söz konusu din ve dine bağlı kavramların bilgisi olunca resmi eğitim ideolojisi ya dünyanın en kara cahil zırvalamalarını sergiler, ya da din bilgisine karşı keskin bir kayıtsızlık gösterir.Ahlak derslerine sıkı marksistlerin girdiği bir eğitim geçmişimiz var .İktidarın çarşı pazar  İlahiyat Fakültesi açmasını eleştirsem de , yetişecek devletlü din hocalarından ve eğiticiliklerinden ümitvarım .Yaşadığımız cemaat çöplüğü vakalarını ancak , devletin dini eğitime el atmasıyla önleyebiliriz diye düşünüyorum .Buna sevgili Hayrettin Karaman Hoca da böyle bakıyor .

Devlet ricalinde ve bürokraside bir aymazlık varsa , güvensizlik aileyi vuruyorsa ,devlete bile güven kaybolmuşsa , bunun sebebi imansızlıktır .Şekle sıkıştırılmış bir seküler eğitim , sadece ezber yapan bilgili (!) adamlar yetiştirir . Bugün bir test ve tost gençliği yetişmişse , bunun nedeni irfanı olmayan eğitim düzenimizdir  .Okullarımıza yeni konulan seçmeli din dersi , siyer ,Kuran derslerini alkışlıyorum . Veliler buna nasıl bakıyor , bunu da merak etmiyor değilim ?Eğitimin sözel ayağını ne kadar canlı tutar , felsefe ve mantık gibi algı derslerini artırırsak , irfan eğitimine doğru yol alırız diye düşünüyorum .İrfanı hür , vicdanı hür , imanlı nesiller yetiştirmenin yolu buradan geçiyor .Öğretmen yetiştirme düzenimizi de buna paralel yenilememizde yarar var . İmanlı , vicdanlı , irfanlı bir öğretmen nesli bu beklediğimiz nesli yetiştirecektir .Mektepte iktidar olduğumuz eğitim düzenimizi görmek dileğiyle .Kalın sağlıcakla .

İsa Çolaker

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*