Son Haberler

EDEBİYAT ÇETELERİ

27 Nisan 1995 Önce şu bir gerçek: İnönü Cumhuriyeti’nde, ‘iktidarın’ kayırdığı sanatçılar olmuştur! Atatürk’ten sonra, bir sanat ve kültür devri başlattığını ilân eden İnönü totaliterliği, üç ayrı edebiyatçı grubunu tek partinin nimetlerinden yararlandırıyordu: Aralarında hiç geçinemeyen bu gruplardan ilki, Ataç, Garipçiler (Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat), Milli Eğitim Bakanlığı etrafındaki Sabahattin Eyuboğlu, Vedat Günyol, Azra Erhat, Ha- likarnas Balıkçısı, ... Devamını Oku »

Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne

  Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne Sermayeden zararın var satmanın faydası ne Kendin kadrin bilmeyen ne bilir dostun kıymetin Merkebin boynuna cevahir takmanın faydası ne Çobana yazı gerek hem yayıla,hem gerneşe Çobanı meclise imam etmenin faydası ne Kargaya üleş gerek hem yiye hem çağıra Karganın önüne şükker dökmenin faydası ne Velhasılı Nesimi sen kendini aleme faş eyleme Köpeği ... Devamını Oku »

GÜL BÜLBÜL

Ismi Sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül Bilirim âşıksın güle Gülün hâlinden kim bile. Bahçedeki gonca güle Dolaşıp söz atma bülbül. Bilirim âşıksın verde, Cünûnun var gâyet serde. Şu sînemde olan derde Bir de sen dert katma bülbül. Pervâz olup uçar mısın, Deniz deryâ geçer misin? Bencileyin nâ-çâr mısın? Sen ... Devamını Oku »

TÜRKÜ HİKAYESİ

Yaşar Küçük hocamın derlemesi “GADİROĞLU” Gadiroğlu, aslen Şalpazarı nın Kabasakal köyündendir. Gadiroğlu nun maceraları yaylacılık geleneği ile yakından ilgilidir. Başından geçenlerin çoğu yayla yollarında cereyan etmiştir. O yıllarda Beşikdüzü Uğuz köylüleri ile Eynesil’e bağlı Ören köylüleri arasında MERA kullanımı yüzünden anlaşmazlık vardır. Uğuzlular , Gadiroğlu nun nüfuzundan yararlanmak isterler. Örenliler, Uğuzluların bir tabancasını almıştır. Uğuzlular, tabancayı almak için Gadiroğlu nu ... Devamını Oku »

TOPLUMSAL ŞİDDETİN PARADİGMALARI

                  Koronalı günlerde, ev hapsindeyiz! Şiddetsiz zamanlardayız. Bu günlerin öncesinde, kimse yükselen şiddeti konuşmuyordu? Haberlerde, şiddet havadisleri kanıksanır oldu!Biz şiddetin sadece sonucunu konuşuyoruz. Kadın, erkek cinayetleri; taciz, tecavüz; işyeri mobingi vb. meseleleri konuşuyorduk. Bu hadiseleri ortaya çıkaran sebepleri kimse konuşamıyor ya da konuşmak istemiyor. Kolay olanı tercih ediyoruz. Bu popüler bir örtme olayıdır! Oysa toplumsal bir cinnet halimiz var. ... Devamını Oku »

EKSİK TAMAMLANDI

Yunus bize gel eyledi Vara vara aşka vardık Bu aşk bizi del’eyledi Dura dura aşka vardık Dervişlerin hırkasını Sevgilerin en hasını Aşkın yedi belâsını Sora sora aşka vardık. Mevlâ’m bizleri kayıra Düze, ovaya, bayıra Bütün düşleri hayıra Yora yora aşka vardık. Yunus önde, biz arkada Hiç keramet yok hırkada Şerlerin hepsi korkuda Vura vura aşka vardık! Tahir Kutsi Makal Devamını Oku »

ÇIKTIM ERİK DALINA

ŞATHİYE Çıktım erik dalına Anda yedim üzümü Bostan ıssı kakıyıp Der ne yersin kozumu Uğruluk yaptı bana Bühtan eyledim ona Çerçi de geldi aydır Hani aldın gözgünü Kerpiç koydum kazana Poyraz ile kaynattım Nedir diye sorana Bandım verdim özünü İplik verdim cullaha Sarıp yumak etmemiş Becid becid ısmarlar Gelsin alsın bezini Bir serçenin kanadın Kırk katıra yüklettim Çift dahi çekemedi ... Devamını Oku »

KENT KARANTİNA ALTINA ALINMALIDIR

  Kent karantina altına alınmalıdır Halk kekre kokulu uysallık hastalığına yakalanmıştır Sahte tanrılar, uyduruk şarkılar ırlamakta Ve işçi kızlar iç donlarını sahnelere fırlatmaktadır Konforun merkezini gösteren haritalar Evrensel reklamcıların ellerindedir artık Markalar yoksulların nabzında atmaktadır Mezar taşlarını deviriyor rüzgar Eviçlerine savruluyor sokaklar Eviçleri televizyonlara Halk, bileği taşlarına kör bıçaklar gibi yaslanmaktadır Kent karantina altına alınmalıdır Bütün sokaklar çıkmaz sokaklardır artık ... Devamını Oku »

NİÇİN EDEBİYAT OKURUZ?

Edebiyat, tarih, coğrafya dersleri okutmakla güdülen gayelerden birisi de, gençlere, millet ve yurt sevgisi aşılamaktır. Bu işin hiç yalan söylemeden, gerçekleri değiştirmeden yapılması gerektir. Çünkü yalancılık üzerine kurulmuş yurtseverlik olamayacağı gibi, gerçeklerin değiştirilmesinden de hiç bir erdem doğmaz. Çocuklar, kendi edebiyatlarını ve tarihlerini okurlarken düşünürler, muhakeme yaparlar, sevinirler, kızarlar, beğenirler, tenkit ederler; fakat sonunda bütün zaferler ve bozgunları ile iyi ... Devamını Oku »

ASLAN SÜTÜ

“Aslanın vücudu, yediği hayvanlardan mürekkeptir”. Valery’nin, şairin, kendinden önce gelen şairlerle ilgisini anlatan bir sözü. Fakat bu söz, şiir dışı alanlarda da geçerli. Hele devletler arasındaki tek prensip bu, fiilen. Aslanın vücudu böyle. Ama ruhu? İşte o, tam kendine mahsustur. Aslan, her şeyden önce kendini ormanların başı olarak bilir. Buna inanır ve bunda samimîdir. Demek ki aslan olmanın birinci şartı, ... Devamını Oku »