Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / DİLENMEK

DİLENMEK

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Dilenmek sosyolojik olarak anlamlandırılabilir ama , dinimizde bir geçim temin etme yolu değildir . Geçimini temin etme derdine düşmüş , gücü yeten insana dilenmek yasaklanmıştır . Kazanmaktan tamamen aciz olan ve sosyal devlet desteği alamayan vatandaşların dilenmesine kadim halklarda kötü gözle bakılmaz . Biz de yadırgamıyoruz ve olanca gücümüzle az çok yardım ediyoruz . Ölümle burun buruna ve sokağa terkedilmiş bireyler için dilenmenin sosyolojisi vardır . Toplumsal olarak sokaktaki dilenci sayısının artmasının değişik nedenleri olabilir ama , hiçbir şekilde çalışmamayı özendiremeyiz .

Devletin sosyal karakteri o kadar güçlenmesine ve sosyal yardımların onca artışına rağmen dilenme ve dilenci sayısı artıyorsa , orada bir sorun var demektir . Sokak köşelerini tutmuş dilencilerin para talepleri bir tacize ve sosyal bir yaraya dönüşmüş vaziyettedir . Kimse dilenciye para vermiyorum diyemiyor ama , dilenme gerçeğini de sorguluyor . Niçin insanlar hala çalışmaktan imtina ediyor ? Niye bu kadar sosyal yardıma rağmen dilenci sayısı artıyor ? Acaba dilenme batıda olduğu gibi sosyal bir olgu veya sınıfsal bir mesele mi oldu ? Hadiste : “ Dilenmek kulun en son kazancıdır .”diyor ama , ölüm anına kadar da çalışma öğütleniyor . Yani dilenmeyi son çare gören bir din ve çalışmayı öneren bir zihin yapımız varken insanlar niye dileniyor ? Hizmet sektörü çalıştırmaya adam bulamıyor .

Bir kimse göre göre yalan söyleyerek nasıl para ister ? Örgütlü dilenme yapısı oluşmuş vaziyette . Eline çakma sağlık raporu alan , elini yalandan burkan , ağlayarak özrünü sömüren dilenci müsveddelerini görüyoruz . Bu toplum bunlardan rahatsız . Kabahatler kanunu niye işletilmez . Dilenen toplum Müslüman toplum olamaz . Üreten ve çalışan bir toplum özlüyorum . Kimsenin yeşil kartını ya da özürlü parasını da sorgulamıyorum . Bunlar sosyal devletin gereği ve çok çağa uygun şeyler . Sadece dilenmenin sokaktaki insanı yorduğunu düşünüyorum . Sapasağlam adamların dilendiğini görmek beni üzüyor ve geriyor . Sadakanın da hayırlı bir eylem olduğunun da bilincindeyim

Halkımızın tabiriyle , başımızın gözümüzün sadakası için yardım edelim . Seçici olalım . Hak etmeyene ve sokak lümpeni züppelere para vermeyelim . Sadaka verilenden de dua , niyaz ,övgü ,teşekkür beklemeyelim . Bunlar gönüllü ve içten tavırlar .  Yalaklıkla yapılacak ve oynanacak değerler değil . Sadakanın sahibi Allah ‘ tır . Övgüyü ve mükafatı ondan ve ince bir duyguyla bekleyelim . Bizzat kendi elimizle ve lütufsuz sadaka verelim . Helalden sadaka vermek daha iyidir . Öğrencilerimize burs vermek ve onlara sosyal donatı temin etmek de yardım ve sadaka olarak düşünülmelidir . Bunu yapan dostlarımı kutluyorum . Zengin olduğunu bildiğimiz ve eline geçen parayı kötü yolllarda harcayanlara yardım etmemeliyiz . O zaman kötülüğü örgütlü hale getirmiş oluruz .

Mezarlıklarda parayla Kuran okuyana , elinde küçük Yasin kitapçıklarıyla (!) daire kapılarında din satanlara para vermeyelim ki , bundan vazgeçsin . Belediye ve yerel yöneticiler de dilenme çeteleriyle mücadele etmeli ki , insanımız parasal sadakalarını olumlu yerlere ve STK ‘ lara yöneltsin . Bir önerim de ; sadakalarımızı bildik , tanıdık akraba ve dostlarımıza yönlendirmemizdir . Dilenmenin olmadığı , sınıfsız ve sorunsuz bir dünya ütopya değildir ama , idelimiz de bu olmalı . Yardımlarımızın örgütlü olduğu Kızılayvari teşkilatlarımız şeffaf olur ve sayıları artarsa , dilenmenin yerel dirençleri de kırılır diye düşünüyorum . Kapımıza gelen dilencilerimiz azarlama işini de bırakalım .  Sorgulanan değerler yok olur . Yani her hal ve zamanda hayır yapalım . Eğer dilenci arkadaşa bir şey vermeyi düşünmüyorsanız , onu ezik ve rencide bir duruma sokma halimiz yok . Allah seni de beni de rızıklandırsın . Çünkü onun bir sıfatı da Rezzaktır .( rızık veren ) Bu yumuşak üslupla dilenciyi yolcu etmeliyiz .

İtibar zor kazanılan ve kolay yitirilen bir değerdir . Onur herkese lazım olduğu gibi , dilenciye de gereklidir . Bir kere giden onur , geri gelmez. İtibar herkese lazımdır . Onursuz yaşam dilenmeye bile ihtiyaç bırakmaz . Onun için toplumsal kesimlere şefkati elden bırakmayalım . Dilenmenin ve muhtaç sayısının az olduğu bir ülke , çağdaş ve sosyal değerleri iyi yönetmiş bir ülkedir . Sosyal devlet çıpası yükseldikçe , sınıfsal ve kronik dilenmenin azalacağını düşünenlerdenim . Dilenmenin olmadığı bir devlet , ideal ekonomik devlettir ! Dünyada örneği oldukça da azdır . Sosyal yardımları iyi olan devletin yurttaşları da mutlu ve huzurlu olur . Sosyal yardımların ve ölüme dönüşecek dilenmenin düşmanı olmak , tipik ırkçılıktır . Yani hiç mi dilenmeyi hak edecek yoksulumuz yoktur ? Bunu söylemek zor .

Hayırlı devlet , hayırlı insan yetiştirmek için uğraşır . Dilenci yetiştirmek , devletimizin ve insanımızın kaderi olamaz . Dilenmenin daha az olduğu toplumsal günlerimiz olsun dileğiyle , iyi ve mutlu yaşamlarınız olsun .

Günün şiiri : “Ahir yine hâk olur bu tenler / Bilmem niye kibr eder edenler ? ” Abdullah Vassâf

İsa Çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*