Son Haberler
Anasayfa / afilli (sayfa 10)

afilli

SÜRÜ ADAMI

Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareketinde “kendi kendisi” olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, men­sup olduğu sosyeteyi, ırkı, muhiti ve dışarıdan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fi­kirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder. İra­desi de böyle dışarıdan gelme, yanaşma, iğreti bir hareket mihrakıdır. Bil­mez ki, asıl ... Devamını Oku »

BAŞPARMAK

İnsanın en asil uzvu hangisidir? diye sorsalar hepimizin vereceği cevap budur: Dimağ! Hâlbuki dimağdan daha yüksek ve hattâ insanı diğer yaratıklardan ayıran ve onu bütün hayvanlara nazaran üstün bir mevkie çıkaran dimağ değil, sadece elinin başparmağı imiş. Başparmağın diğer parmaklarla birleşip iş görebilecek bir vaziyette olmasıdır ki in­sana unsurlar üzerinde üstünlük imkânını veriyor. Bunu söyleyen tabiat tarihi ilmidir. Gerçekten birçok ... Devamını Oku »

BİR ÖĞRENCİMİN BANA ÖĞRETTİKLERİ

Kaliforniya’da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu. İkinci olarak çok iyi bir öğrenciydi; bütün sınav ve ödevlerde en yüksek notu o alıyordu. Ayrıca, çok hanımefendi, ... Devamını Oku »

İSA ÇOLAKER HOCAMA

İSA ÇOLAKER HOCAMA Geçenlerde Mevlana’yı yazmıştınız ya İsa Hocam… Mevlana’yı… Hepimizin adını bildiği Mevlana’yı. Ama okumadığımız… okuyamadığımız… okutmadıkları… *** Mesnevi’yi okumuş kaç vatandaş vardır dersiniz? (Ben de dahil) Vazgeçtim ortalama vatandaştan, kaç aydın okumuştur Mesnevi’yi? Kaç entelektüel? *** Çoğumuz Mevlana’yı Elif ŞAFAK’ın “AŞK” kitabından “öğrendik.” Hani şu Mevlana’yı ve Şemsi anlatan AŞK romanından… Bence çarpıcı bir kitaptı. Okuyanı Mevlana’ya yaklaştıran… ... Devamını Oku »

KAFI YUTANLAR

Çeşitli dillerde çeşitli nedenlerle çeşitli seslerin yutulduğunu biliriz. Genellikle yutulan sesler, vokal de denen ünlülerdir. “Kahve altı”yı “kahvaltı” yaparken “e”yi yutup yok ederiz. Bu yutma işinde daha da ileri gittiğimiz olur. “Pazar ertesi”, “pazartesi” olurken iki ses, “e” ve “r” yutulmuş olur. “Eczahane”den çıkıp “eczane”ye giderken “ha”yı yolda bırakmış oluruz. Bağrımızı yakan, beynimizi kurcalayan, gönlümüzü burkan, boynumuzu büken şeyler olurken, ... Devamını Oku »

MİLLET VE MİLLETDAŞLIK

  Bizi, toplum olarak bir arada tutan bir çok bağ vardır. Ancak, bunların en temellisi, asıl olanı “MİLLET OLMA” bağı, “MİLLETDAŞLIK” bağıdır. Coğrafya bağı, yani yurttaşlık bağı da önemli bir bağdır. Tebea olarak bir devlette vatandaşlık bağı, aslında sebep değil, sonuçtur. Onu, tek başına bizi bir arada tutan bağ olarak düşünmek doğru değildir. İnsanlar arasındaki, aynı toplumun mensubu olmaktan gelen ... Devamını Oku »

İSLAMİ ÇÖZÜM

Örnek olarak çözülecek mesele (anlaşmazlık, çatışma sebebi) ‘etnik ayrışma’ olsa demokrasilerde ve İslâm’da çözüm nasıl olur? Demokrasilerde eşitlik, düşünceyi açıklama, kültürü koruma, siyasi özgürlük gibi insan hakları tanınmış olacağından (olması gerektiğinden) bir etnik grup bu haklardan yararlanmak isteyebilir. Demokrasi ulus devlet ve toplumda uygulanıyorsa çoğunluğu oluşturan hakim ulusun (etnik grubun) adı, dili, kültürü, siyasi hakları… baskın çıkar, neredeyse kaçınılmaz olarak ... Devamını Oku »

İNSANLIĞIN KANI

Bizim bunalımımız biraz da Avrupa’nın, biraz da Ortadoğu’nun bunalımı olmuştur. Avrupa, bizi bunalıma ittikten sonra, kendisi de bunalmaya başlamış, bizim bunalımımızla Avrupa’nın bunalımı toplanarak Ortadoğu’nun üstüne yıkılmıştır. Nasıl oldu bu? Hiçbir bağnazlığa kapılmadan, haktanırlıkla irdelemeliyiz tarihsel olguları, tarihsel devinimleri. Tarihsel olguların, çok derinlerde çalışan gizemli ‘güç’leri vardır, Osmanlı döneminden 1923 dönemine nasıl gelindiğini irdelemek zorundayız sürekli. Hiçbir köklü çözüme bizi ... Devamını Oku »

NERDE , O HAKİKAT ERLERİ ? NEREDE

İçinde yaşadığımızı sandığımız dünya, bizim, kendimiz olarak nefes alıp verebildiğimiz, kendimizi neysek o olarak ifade edebildiğimiz, gerçekten kendimiz olarak varolabildiğimiz ve çağa ruh üfleyebildiğimiz bir dünya mıdır; bizim dünyamız mıdır? Yoksa kendimizi içinde bulduğumuz, ‘biz’i bizden uzaklaştıran, bizi kendimize yabancılaştıran bir ‘yalan’ dünya mı? Her çağın kendi gerçeği vardır. Bir de, her çağın kendi gerçeğini vareden gerçeklikleri. Çağ, kendi gerçeğinin ... Devamını Oku »

İSLAMCILIK ve KEMİYYET

Yolu mümin için çok dar, fasık için çok geniş olan ruhbanlığın farz kılınmamasındaki (Hadid 27) hikmetlerden biri insanın fıtraten gütmeye ve güdülmeye meyyal ve bunun da istismara açık olmasıyla ilgili olabilir. Nitekim modern dini cemaatlerdeki ilişkilerin de zaman içinde bu yöne evriliverdiğini görmek mümkündür: Ezberciliği benimsedikleri için, ola ki içlerinden düşünmeye teşebbüs ederek o ezberin fevkinde davranmayı, diğer bir söyleyişle ... Devamını Oku »