İstiklâlin ve istikbâlin şairi Mehmet Akif Ersoy , yukarıdaki başlığı ocak benzetmesiyle beraber aile yapısı için kullanmıştır . İstiklal marşının anlam yüklü veciz dizelerinden olan mısra , bana aile ve değerlerimiz konusunda ön ayak oldu . Ocak , devamlılığı önemli bir araçtır . Ocağa benzetilen aile kurumu da , savunulması ve sürdürülebilir olması çok önemli olan bir kurumdur . Modern zamanların oyuncak araçları (!) ; sinema , medya gibi küresel saldırganlar , ocağa ve aileye saldırıyı amaç edinmiş gibiler . Halbuki devlet dahi , -aygıt olarak – aile ve değerlerle ayakta kalabilecek tarihsel bir kurumdur. Ocağımızı söndürmeye çalışan küresel oligarkların elindeki araçlar , bizim ailemizi korumamıza ve ayakta tutmamıza düşman olan araçlardır . Bu araçların kötü kullanılması , ocağı ya da aileyi tehdit eder hale gelmiştir .
Edebiyatımızda ocağı sönsün , ocağına incir dikmek , ocağı bucağı dağılsın gibi bedduaların yanında ; ocağı tütmek , ocak bucak sahibi olmak gibi kullanılan deyim ve deyişler vardır . Tümü de bir şekilde ocağa ve aileye önem veren kullanımlardır . Ocağa benzetilen aile , aslında devletin ve mutluluğun da esasıdır . Aile ; sadakat , saygı , sevgi ve fedakarlık üstüne kurulan bir kurumdur .Bu kadim müessese , çocukla beraber bir devamlılığa ve mülke yani devlete de dönüşür . Sizin çocuklarınız devlet kurumunun da devamını sağlamış olurlar .Yani ailenin asli unsurları arasında , nasipte olan çocuklar da vardır ! Teşbih olarak ocağa benzetilen aile , maalesef , batıda ve doğuda saldırı altındadır . Yurdumuza kasteden yerli ve yabancı mütekebbirler farklı araç ve enstrümanlarla aileye saldırmakta ve onun köküne kibrit çalmaya niyetlenmektedirler .
Ülkemizin batısından başlayarak , içki ve türevlerinin kullanımına modernite havası veren harici ve dahili emperyal kafalar , alkol bağımlısı bir gençlik oluşturmaya çalışıyorlar . Bunun için her vasıtayı da değerlendiriyorlar . Alkol tüketimini artırmak için , ona olmadık ve saçma anlamlar yüklemeye çalışıyorlar . Sanki içki almayan insanımız erkek değil havasındalar !Sonuçta , içki bir çok devleti ve ideolojiyi tarihin çöplüğüne atarken , sağlıksız yetişen alkolik nesiller yoluyla da düşünmeye ket vuran bir insan modeli oluşmasına vesile oluyor . Örnek , Rus toplumu ve devletinin başına gelenler. Sosyalizmin tasavvuru alkole yenik düşmüştür ! Bizim de alkol tüketimine artışına durdiyemezsek , düşeceğimiz durum aynı . Milletler birbirine benzer , Rus ‘ un başına gelen bela bize de gelebilir ! Yoksa tek başına ideoloji , milletin yenik düşmesine yetmez ! Belirleyici olan toplumsal zaaf ve yenilgi alanı olan alışkanlıklardır .Alkoltüketimimiz özellikle yılbaşı aralığında Ruslara yaklaşmış durumdadır . Sokak ve maçlara bakarsanız ne dediğimi anlarsınız . Alkol festivalleri olan bir kent algısına doğru giden yerlerimiz var !
Özellikle Güney Doğuda etkisini artıran bir esrar ve uyuşturucu belası da var .Ekili alanların esrar tarlalarına çevrildiği günleri görüyor ve yaşıyoruz . Esrarı eken ve bunu üstü örtük savunan bir kafa yapısı , ne hazin !Gençliğimizde zor bulunan ve çok tehlikeli bir ürün olan esrar artık , kolay bulunan ve içkiyle beraber sokakta servis edilen bir uyuşturucu haline gelmiştir . Doğu toplumlarının kadim ürünü olan esrar , çok devlet ve milletin helâkına yol açmıştır . Hasan Sabbah örneğindeki gibi batınî ve sapık kişiliklerin bile ortaya çıkmasına yol açmıştır . Afganistan meselesi , tipik eroin meselesidir . Doğudan batıya içki ve esrar bataklığına sürülmeye çalışan gençliğimizi , bu tarihî ve saldırgan alışkanlıklardan korumamız gerekir . Okul önlerine kadar inen esrarı , gençliğin önünden uzaklaştırmamız gerekir . Devlet her türlü meşru aracı kullanarak , içki ve esrar ikilisinin hegemonyasına dur demelidir . Tvlerde kamu spotu yaparak , el ilanı ve afişler yoluyla gençlerimiz eğitmeliyiz . Nerdeyse her gün yakalanan tonlarca esrar ve eroin duyuyoruz ! Devlet kimyamıza saldırı olan bu durum , maalesef , bazı toplum kesimlerinin geçim kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır .
Alkol türevlerini reklam alanlarından ve eğitim kurumlarının önünden uzaklaştırmamız gerekir . Esrarın kullanım cezaları ve üretim alanlarının işletilmesine de ağrı cezalar getirmeliyiz . Yakalanan eroin satıcısı kısa zamanda dışarı salıverilmemeli ve cezaları artırılmalıdır . Toplum önündeki insanların alkol ve eroin bağımlılıkları meşru bir hale getirilmemeli . Onları yalnızlaştırmalı ve medyaya kapatmalıyız . İzleyicilerin de alkol ve tüketimiyle ilgili sınırlayıcı yasalarla muhatap olmasının önü açılmalıdır . Trafikte alkollü araba kullanma , statlara alkollü girme , eğitim kurumlarına alkol sokma cezaları katlamalı artırılmalıdır . İçkili alanlara sınırlama getirilirken özgürlük ve yaşam ilişkisine dikkat edilmeli .Tıpkı sigara kullanma alanları gibi , içkili yerlere girme ve ulaşma kolay olmamalı . Esrar türevleri de kesinlikle satana ve içene göre ceza değil , tümden cezalandırılmalıdır . Ocağımıza kasteden ve aileye saldıran beşinci kol hizmeti alışkanlık araçları konusundaki ihtimamız daha daartmalı . Devlet aklı , milletin bekası konusunda bunları gerekli görerek derhal uygulamalı ve yasal düzenlemeler yapmalıdır .
Dede Korkut , çıkan can geri gelmez der . Bir kısım arkadaşımı alkole ve esrara kurban vermiş biri olarak , devlet gereğini yapmalı diyorum . Yahya Kemal bir veciz sözünde , içkinin etkisini ve insana zararını çok güzel anlatır . “Rakı geceyi aydınlatır , sabahı karartır “ diyerek alkolün kendine ne kadar zarar verdiğini incelikle anlatmıştır . Rahmetli epey içki düşkünü bir kişilikti . Alışkanlıkları olan insanlarımızın hukukunu gözetmeyi ve yanlışın nasıl anlatılması gerektiğini anlatan eğitici , nefis bir metin olan , Esat Muhlis Paşa ‘nın güzel bir beytiyle bitirelim : “ Mey gibi her bir haramın sekri olsaydı eğer / Ol zaman ma’lum olurdu mest kim huşyar kim .” Mealen ,eğer haram (günah ) olan her şey içki misali insanı sarhoş etseydi ; işte o zaman kimin haramzade, kimin dürüst olduğu anlaşılırdı diyerek ölçüyü koymuştur . Vesselam .
Günün sözü : “Harekette birlik olmazsa , fikirde bilgi faydasızdır .” İkbal
İsa Çolaker