Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / HARÎMİ İSMETE DEVLET GİREMEZ

HARÎMİ İSMETE DEVLET GİREMEZ

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Başbakanımızın ayaküstü yaptığı  bir konuşmadan sonra , bir kıyamettir koptu . Kıyısından bizim de bildiğimiz ve ara ara duyduğumuz polisiye bilgiler ortaya saçıldı . Apartlarda , özel yurdumsu (!) yerlerde sömürülen öğrenci  yaşamları , birden medyanın arenasına düştü . Düştü ki , ne düştü . Bir arada ya da farklı ortamlarda buluşan örencilerin yaşamı , birden özel alana ve mahreme müdahale seslerine karıştı . Oysa işin aslı başka . Devletten ve milletten kaçırılan örgüt yaşamı ya da sıradışı yaşamlar , beden politikasına kurban gitti .

Devletin özel alanımıza ve mahrem yaşamımıza giremeyeceğine inanan bir kafa yapım var . Bunu Peygamberimizin veda hutbesinde de görebilirsiniz . Namus için , evin kapısı ve içeri şartını koyar . Bunu da yaşam düsturu haline getirmişizdir . Sicili pek iyi olamayan bir devlet yapımız var . Merve Kavakçı Hanımın evinin şafakta  basıldığı , başörtülülerin yerde sürüklendiği , ikna odalarına faşistçe kamera konduğu , bayanların üzerine işendiği , eli ‘bayraklı’ kokonaların başörtülü bayanlara saldırdığı bir gündemin daha dumanı üzerinde ! Bu işin politik bireysel tarafı . Bir de ; buradan baktığımızda , nüfus planlaması için ; ilaç ve kondom dağıtarak eve bodoslama giren bir devlet geçmişimiz de var . Tüm bunlardan sonra , devletin ‘beden siyaseti’ yapmadığını söylemek geçmişe kayıtsız kalmaktır . Kürtajın da hala bedava olduğunu unutmayalım ! Bu kadar haremi ismete girmeye hevesli bir devlet ve elemanları var .

Gelelim günümüze . Sn .Başbakan konuya yanlış yerden girmiştir . Niyet halis olmasına rağmen , akıbet iyi gelişmemiştir . Apartlardaki düzensizlik , kayıtsız yasa dışılık , özel yurdumsu(!) yerlerdeki idari ve basit düzenleme isteği dillendirilecekken , müdahalenin evin içine yapılacağı gibi bir maksat hasıl olmuştur . Daha dün mahrem olan örtülere saldırılırken dişini sırıtanlar , mal bulmuş mağrip gibi sahneye inmişlerdir . Oysa devlet dahil hiç kimse , evimize ve mahremimize giremez . Olsa olsa ekonomik ve aksayan barınma meseleleri için önlemler alabilir . Yurt yapımı ve özel kiralamayla yurt temini gibi . KYK ‘ da ilana çıkarak , il il yurt kiralama ilanı vermiştir . Bunlar , sorunun çözümü için iradenin olduğu yolundaki iyi işaretlerdir .

Muhafazakar bir iktidarın unutmaması gereken şey , bir arada yaşama saçmalığına giden yolu ahlaken tıkamaktır . Çocuklarını kızlı erkekli evlerdeki örgütlere kaptıran velileri unutmayalım . Dhkpc  nin , pkk ‘nın , mlkp ‘nin … ‘komün yaşamı’ araçları , bu gibi kontrolsüz öğrenci evleridir . Hiç bir Türk ailesi , kızlı erkekli sıradışı bir  arada yaşama iradesine saygı duymaz !  Üzerine gitmeyi de düşünmez . Sadece çocuğunu o illet yaşamdan korur . KYK ‘ nın  erkekli kızlı yurtları uzaklaştırması doğrudur . Bırakınız yapsın , bırakınız geçsin liberalliği bize uymaz . Nesli korumak , iktidarların anayasal görevidir. Geçmişimiz , ‘zaaflarımız’ yüzünden yıktığımız devletçiklerle doludur ! Tarihsel örneklere bakarak , ince mahrem ayrımı yaparsak , mesele olmaz . Şahsi alana ve bireysel özgürlüğe çok değer veren bir gelenekten geliyoruz .

İnsanın nefsine hitap eden sıradışı bir arada yaşama kültürünü boşa çıkarmanın ve azaltmanın yolu ; evladına sahip çıkan aile ve devlet yaşamından geçer . Bizim için ölçü , aşağıdaki örnek yaşamlardır : “Hz. Ömer bir gece Medine sokaklarında dolaşırken evlerin birinden şarkı sesleri duyar. Hemen duvara tırmanıp içeri girer. Evde ‘kadınlı-erkekli’ içki içilen bir manzara görür ve içerideki adama çıkışır… _“Ey gafil, yaptığın kusuru Allah’ın örteceğini mi zannettin?” Adam , karşısında duran kişi halife yani devlet başkanı olmasına rağmen gayet soğukkanlı cevap verir… _“Ey müminlerin emiri; dur, acele etme. Eğer ben, Allah’a karşı bir bakımdan hata işlediysem, sen üç bakımdan hata işledin!” Hz. Ömer şaşırır… Adam “Ey Ömer” diyerek bir bir saymaya başlar : “Bir, Allah Teala, ‘Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın’ (Hucurât 49/12) buyurduğu halde, sen haneme girip ayıp araştırdın. İki , Allah, ‘Evlere kapılardan girin!’ (Bakara 2/189) buyurduğu halde, sen duvara tırmandın. Üç , Allah, ‘Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin istemeden, onlara selam vermeden girmeyiniz. Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız’ (Nur 24/27) buyurduğu halde sen evime hem izinsiz girdin hem de selam vermedin!” Bunun üzerine hiddeti ve adaleti ile tanınan Hz. Ömer gözyaşları içinde adamdan affını diler. _“Ben seni affedersem sen de beni affeder misin” der ve konut masuniyeti gereği oradan uzaklaşır .

Devleti arkalayarak , insanımızın mahremine girenlerin yaptığını unutmadan ; kendi doğrularımız ışığında yönetmeye ve insanımızın mahrem  hukukuna dikkat etmeliyiz . Tarih bizden bunu bekler . Yoksa kerameti kendinden menkul beden politikası yapmıyorum diyen kaçak güreşçiler ortalığı yeniden kaplar . Dün haksız olanlar , bugün hata aramak için el ovuşturuyor . Bunu da görüyoruz . İnsan yakan , infaz yapan , köy yakan , b.k yedirenler , özel alandan en son konuşacak adamlardır  ! Bunun bilincinde olarak , Hz. Ömer ( ra ) ler olmaya ve haremi ismete sadakate dikkat edelim . Halkımız ahlaksız bir yaşam istemediği gibi , özgürlükleri konusunda da çok dikkatli . Bu ince ayrıntıya dikkat kesilelim . Devletin müdahaleci tavrından ailece yaralı biri olarak derim ki ; kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma . Velev ki , o sana yapmış olsa bile . Kapısını kapamış birey , devletin emanetidir . Onu da korumak devletin gereğidir . Aileyi savunan Akif şiiriyle sonlandıralım  :” Vatan muhabbeti , millet yolunda bezl- i hayât; / Hülâsa, âile hissiyle cümle hissiyât; / Mukaddesâtı için çırpınan yürekte olur. / İçinde leş taşıyan sîneden ne hayr umulur?”

Günün kitabı : Ali Tuzcu , Seyahatnamelerde Amasya , Amasya Bel . Yay .

İsa Çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*