Geçen aylarda kaybettiğimiz Neşet Usta , tam bir gönül adamıydı. Bozkırın tezenesi olan rahmetli , lirik ve halk şiiri tarzına yakın şiiriyle gönül dünyamıza tercüman oluyordu . Onu ilk tanımam Bayram Bilge Tokel üstadın bir nehir söyleşisi kitabı olan eseri dolayısıyla olmuştur . Hatta öğrencilerime de okuttuğum bu eseri , alanında tek görüyorum. “ Neşet Ertaş Kitabı “namıyla yayınlanan çalışma , tam bir Neşet Usta kitabıdır. Bir şiirinde “ gidengitti bilmem ne kaldı “ diyen usta, geçek hayta da Hakka yürüdü . Giden gitti Neşet usta .
Daha sonraları Neşet Usta ‘ yla ilgili biyografik bir çok eser yayınlanmıştır .Tam bir halk adamı olan Ozan ’ ın mahşerî bir de cenazesi de olmuştur. Birleştirici bir özelliği de olan cenazesine, binler katılmış ve Sn . Başbakan ’ın da veciz bir konuşmasıyla taçlanmıştır. Her faniye nasip olmayabilecek – güzel bir ölüm diyebileceğimiz – cenaze töreni sırasında , canlı yayınlarla birlikte bu yazının omurgası oluşmuştu aslında. Elinde sazıyla gönlümüze taht kuran Neşet Ertaş , tıpkı çağdaş Aşık Veysel gibi yaşadı ve milletinin yolundan hiç ayrılmadı . Bir çok kasete ve türküye imza tan ozan , tam bir eren gibi yaşadı . Yaşamını hiçbir zaman politize etmedi ! Gayet çelebi bir şekilde üretti, yazdı ve gitti . Ölmeden önce kaleme aldığı “Veda” adlı şiiri bu yazma iştiyakımı daha da hızlandırdı. Yaşamın finalini hisseden ya da duyan bir veli tavrıyla kaleme aldığı şiirden bir parçayı , önemine binaen alıyorum : “Geçti günler, yıllar, ömürse doldu / Giden gitti bilmem geri ne kaldı / Ömrümün baharı sarardı soldu / Yandı kaldı garip bağrım çöl gibi…”
Türk milletinin bağrı gerçekten yandı . Bir değerini kaybeden millet , onu vefa ve minnet duygularıyla yolcu etmesini de bildi . Sanatıyla insan inşa eden bir sanatçı ve cenazesi ancak bu kadar güzel olur . Demek ki , yaşarken sanatını iyi yaparsan , insanlarımızın vefa duygusuna mazhar oluyorsun . Ustanın ilk aklıma gelen hit parçaları şöyledir : “ …ah yalan dünya , gönül dağı , zahidem, acem kızı , leylam … vb . Vakur ve sade bir sanat yaşamı olan Neşet usta , insanımızın sanata verdiği değerin adı olan bir yolculukla Hakka yürümüştür . Hakkında yazılanlara bakılınca , ne kadar düz ve şatafatsız bir sanatçı yaşamı olduğunu anlarsınız . Haşmet Babaoğlundan Hıncal Uluç ‘ a farklı kalemler onun yaşamı ve sanatçı kişiliği hakkında veciz yazılar kaleme aldılar . Neşet Ertaş gereken ilgi ve iltifatı medyadan da gördü . Demek ki , boş ve kof bir sanat icra etmemiş usta !
Bütün şiir ve türkülerinde aşka ve sevgiye vurgu yapan usta , tam bir aşk ve güzellik adamıydı. Sevmese ve yaşamın değerini bilen bir gönül adamı olmasa , gönül dağı ya da zahidem ‘i bu kadar içten bir tezekkürle sunabilir miydi ? Kesinlikle hayır . N ediyor türküsünde : “ Bir ahu gözlüye candan vurgunum / Garip gönlüm kapısında kul gibi …! “ Kapısında kul olduğu sevdiklerine karşı , bu kadar verici ve içten olan bir sanatçı duyarlılığı ne güzel . İnsanın samimi ve hisli bir dünyası olduğunu bu kısa şiirden anlarsınız . Ahu gözlü bir dilbere bu kadar mı güzel sözler söylenir ! Kullandığı mısraların gücü onu anlamamıza yeter. Arkasına bakmadan gittiğini söyleyen Neşet Usta ; hayatının sonun da bile sevmeye devam ettiğini , yorgun ve bitkin haldeyken bile , garip gönlün kapsında kul olduğunu belirterek sevginin ne olduğunu kullukla eşitleyerek anlatıyor . Yani yârin seven Allahını da sevmiş olur demeye getiriyor . Doğru değil mi ? Yaradanı seven , yaratılmışı da sever .
Ölümünü bile aylar öncesinden hisse kablel vuku hisseden bir ozanın, yaşamı da en az ölümü kadar hatırlanmaya ve anılmaya değerdir. Bu kadar kadere inanmış birinin, kabuller toplamının da, onu iyi bir inanmış adam olarak anmamıza yeter de artar diye düşünüyorum . Ozanın gönülden gönüle sürüklenmesi ne kadar tabiiyse , okuyucularının ve sevenlerinin de onun peşinden ağıt yakması ve kalem dökmesi o kadar tabiidir . Ölümünün hüznüyle yazdığımız bu yazıyı ; üretip yazdığı yüzlerce eser ve albüme binaen yararlı kişiliğine en uygun Veysel dizeleriyle bitirelim : “ Her kim olursa bu sırra mazhar / Dünyaya bırakır ölmez bir eser / …Benim sadık yârim kara topraktır .” İyi eser bırakanlar ruhen ölmez diyorum . “Ah yalan dünya “ , Neşet ustayı da aldın ya elimizden …
Günün kitabı : Berceste , Ali Fuat Bilkan , Ufuk Yay .
İsa Çolaker