Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / İSLAMIN VE İSTİKLALİN ŞAİRİ

İSLAMIN VE İSTİKLALİN ŞAİRİ

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Ömrü boyunca, ilmin ve irfanın kucağında bir “Asım nesli” yetişmesi için çalıştı . Tevazu içinde yaşadı , şöhretin seline kapılmadı . Onu oğluma ismini verecek kadar çok sevdim . Allah’tan başka kimseden korkmadı ve kimsenin önünde eğilmedi. Büyük milletin kahramanlık destanını o yazdı . “Çanakkale Harbi” ve “İstiklal mücadelesi”, anlamını onun mısralarında buldu. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy, doğruluktan şaşmayan, özü sözü bir, yılmaz bir hakikat savunucusuydu .

Mehmet Akif Ersoy’un şiiri , politik bir şiirdir.Tüm şiirlerinde dönemin politik havası ve edası vardır. Şairin konularını aldığı havza , memleket meseleleri olduğu için , bütün şiirlerinde protest mücadele  havası vardır. Nesre yaklaşan şiirlerinin tümünde görülen bu hava , anlaşılır bir şeydir . İslam ‘ ın  ve istiklalin korunması gerektiği için , vaaz tarzı bir üslup da göze çarpar . Okunması ve söylenmesi kolay olmayan bir şiir anlayışıyla karşı karşıya kalmamızın nedeni budur . Akif ‘in şiir yazdığı dönemler ; Cumhuriyetin kuruluş yılları ve zorlukları kapsadığı için , şiirlerinde oldukça sert bir dil vardır .

Şimdi bazı şiirlerine bakalım . Eleştirilerini çok yönelttiği bir toplum kesimi olan dindarlar için : “Ah O Din Nerde” adlı şiirinde oldukça sofu bir din anlayışı eleştirisi yapmaktadır : “Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;  / O yerin gökten inen dini, hayatın dini? / Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek? / Müslümanlık mı dedin? … Tövbeler olsun, ne demek!” Çalışmayan ve üretmeyen bir mütevekkilliğe ve boş bir tembelliğe sert eleştiri vardır . Şiirin tümünde yaptığı çalışmaya vurgudur.Dinin gökten yere insanlar için indirildiğini fakat , basmakalıp din anlayışlarıyla dinin yozlaştırıldığına gönderme yapıyor.Hayatın içinde olması gereken dinin , sanki tekrar göğe döndüğüne nazire yapıyor.Başarılı insanları dini olması gereken İslam’ın ; sıradan , çalışmayan ve üretmeyen insanların dini haline geldiğini söylüyor.Bunu sorularla pekiştiriyor.

Akif’in önem verdiği değerlerden biri de , istiklâle ve özgürlüğe verdiği önemdir. Yazımın başlığına konu olan temalardan biri olan istiklâlin düşmanı zalimlerdir. Ona göre müslüman , özgürlüğüne düşkün insandır . Şiirlerinde sık sık hürriyete vurgu yapar şair.Aşağıdaki dizeler buna tanıklık eder:”Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem; /Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. / Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!.. /- Boğamazsın ki! / – Hiç olmazsa yanımdan koğarım.” Zalimlere karşı dik durmak İslam’ın şiarıdır. Mehmet Akif üstad da ,İslam’ın bu kuralını yukarıdaki dizelerle savunuyor. Geçmişine söven soysuzlara da çok kızıyor şair. Atalarına sövenlere hiç tahammülü yok onun .Ecdada sövenlere hiç bir şey yapamazsam ,en zayıf İslami tepki olan bir yolu da yaparım. En azından yanımdan kovarım diyor.Boğarım fiili de , en az kovarım kadar kararlılık ifade eder. Sanatçı boğamayacağına göre , en azından tavır alırım demeye getiriyor üstat.

Akif , vatan ve memleket meselelerini gündelik  yaşama sokan toplumcu  şairlerimizden biridir : ” Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan, / Yatıyor şimdi… Nasıl yerlere geçmez insan? / Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu, / Nereden başladı yükselmeye, bak, nerde ucu!” Akif’in “ey yolcu” şiirinden aldığım yukarıdaki parçalar , onun memleketin halini anlatmadaki ustalığını gösteriyor. İyi şiir dili olan şairin yukarıdaki dizeleri , milli mücadelede kaybettiğimiz insanların hal-i pür melalini çok iyi anlatır. Vatanı mezarlığa benzeten ozan , vatan sathını bir üzüntü toplamıyla açıklıyor.Vatanın bu zor gününde sorumluluk almayanların, ne kadar duyarsız olduklarına gönderme yapıyor. Zor zamanların adamı olan usta , vatanı imara nereden başlasak diye de hayıflanıyor .

Akif’in istiklalci tarafı olduğu kadar, istikbalci bir tarafı da vardır.İslam’ın her tür bölücülüğe ve milli bir birliği bozacak her türlü fitneye karşı bir ilaç olduğuna düşünür şair. Aşağıya alacağım şiir, bugün yaşadığımız siyasi ve bölücü fitneye karşı İslam kardeşliğine yapılan gelecekçi bir vurgudur. Aydın sorumluluğuyla hareket eden şair , sanki bugünleri görerek yazmış dizeleri. Şiiri okuduğunuzda ; günümüz dünyasını saran ırkçı , bölücü fitneyi tekrar hatırlar gibi olacaksınız. Ona göre bu fitnenin çözümü de , İslam kardeşliğidir: ” Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez. / Bırakın eski hükümetleri meydandakiler / Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer. / İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti! / İşte Irak’ı da taksim ediyorlar şimdi.” Sanki günümüz İslam coğrafyası ve parçalanmış yurtlarımızı anlatıyor usta! Aslında Akif, şiirin tümünde tefrikanın zararına vurgu yapmaktadır.Şiirde adı geçen ülkelerin hepsinde politik sıkıntı olduğu gibi , bizde de ayrılıkçı fitne Türkiye halkına zarar vermektedir.İlk ırkçının şeytan olduğunu anlatan şair,bu ırkçı fitnenin batı kaynaklı ecnebilerin işi olduğunu da biliyor.Taşeronlarının da “yerli coniler” olduğunu bildiği gibi.

İstikbalin ve istiklalin şairinin dizelerini yorumlamak bana ayrı bir zevk veriyor.Fakat bu yazımızın sınırlarını daha fazla zorlamamak için ,İslam’ın ve istiklalin şairinin öğretilerine her daim kulak verelim. Onu rafine bir Müslüman olarak bilelim .Eserlerine ve düşüncelerini sürdüren ”Asımlara” (gençlere) sahip çıkalım. Gençlere ve genç kalmış kafalara onun fikirlerini anlatmaya devam edelim.

İnternet notu:www.dünyabizim.com

 

İsa ÇOLAKER

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*