Abdizade Hüseyin Hüsameddin Efendi , Amasyalı bir kent tarihçisi olarak Amasya Tarihi adlı hacimli çalışmasıyla ünlüdür . İlim alemine Amasya Belediyesince kazandırılan Amasya Tarihi , onun baş yapıtlarından biridir . Fakat onun bir de şiir ve şairlik tarafı vardır . Edebiyat konusundaki macerası şiirle sınırlı olmayan usta tarihçi , oldukça güzel edebi metinler ve makaleler kaleme almış bir kişiliktir. Yazımızın omurgasını onun edebî ve sanatçı yönü oluşturacaktır . Tarihçiliği ve tarih yapıcılığı konusunda hakkında epey yazı bulunan usta yazarın ; maalesef , edebiyat ve sanatla ilişkisine dair Osmanlıca metinler veya tanıtım yazıları dışında bir çalışma yoktur . Dergi sayfaları arasında kaybolacağını düşündüğüm şiirleri ve edebi çalışmalarıyla ilgili bir tutam ürün tanıtımı yapabilirsek ne mutlu bize .
Abdizade Hüseyin Hüsameddin Efendi ; beyefendi ve arifane kişiliğiyle sanat ve edebiyat muhitlerine yakın durmuş bir kişiliktir . Hayatının İstanbul bölümünde tanıştığı İbnül Emin Mahmut Kemal İnal , Mükrimin Halil , Necip Asım Yazıksız gibi değişik edebiyat üstatlarıyla sürdürdüğü dostluklar ve edebiyatçı arkadaşlarıyla kurduğu teşrik –i mesai sonucu , edebiyat ve sanat alemine bir çok güzel metin hediye etmiş bir şahsiyettir . Şiirlerinde divan havası ve hüzün hakim olan ustanın , yazdığı edebi metinlere de , sosyal bir yaşam dili hakimdir . Amasya sevgisini en iyi anlatan şiirinde müthiş bir Amasya sevdası ve onun güzel bir dille anlatımı vardır : “ Ey Amasya , bana söyle nasıl füsun ettin ? / Hangi hüsnünle beni kendine meftun ettin ? “ Kendine âşık eden bir Amasya ve onu her şeyiyle seven bir tarihçi dizeleri . Amasya ‘ nın gerçekten insanı kendine füsun eden bir özelliği de yok değil ! Gelen ağlar , giden ağlar vecizesi bunu çok iyi anlatır .
Arapça ve Farsça ‘ ya hakim olan bir şiir diline sahip olan üstat , değişik tarzlarda şiirler yazmıştır . Bunlardan birisi de , kaside tarzıdır . Asrî mahlasıyla şiirler yazan Amasya müverrihi Abdizase Hüseyin Hüsameddin Efendi , gazel ve murabba , kıtalar da kaleme almıştır . Amasya Tarihi adlı eserinin tematik bölümleri arasına serpiştirdiği şiirler ; Amasya Kasidesi adıyla yazılmış otuz yedi beyitten oluşan , didaktik kıtalardan oluşmaktadır . Mesela , Amasyalı edip ve yazarları anlattığı şu şiir onlara tipik örnektir : “ Her guşe-i feyzinde birer aşık-ı Şeyda / Her kuy-ı kemalinde birer şair-i dana / Her zerre-i hakinde biner feyz-i hüveyda / Mestur-i kütübdür , nice eşar-i Amasya .” Amasya ‘ nın yazar ve akıl adamlarının çokluğunu iddialı anlatan dizeler . Her ne kadar şiirleri didaktik ve öğretici olsa da , konuya ve diline hakim bir şair anlayışı var . Samimi bir kent sevgisi ve değerlerini savunan ve seven bir yazar diliyle karşı karşıyayız .
Abdizade Hüseyin Hüsamedddin Efendi , son Osmanlı aydını olarak , bir çok alanda önemli eserler de vermiştir . Dönemin aydın ruhuna da uygun olan bu tavır , onun değişik alanlarda eser vermesine yol açmıştır . Dönemin hakim ideolojik diline ve kurtarıcı anlayış olarak görülen milliyetiçilk jargonuna uygun olarak , Türk diliyle ilgili temel bir risale de yazmıştır . Risale diyorum çünkü , eser altmış iki sayfadır . Dönemin aydınları arasında Türk diliyle ilgili eser yazmak , o gün için bir duygusal tavır ve milliyetçi bir sorumluluk olarak da görülürdü . Arkadaşları da zaten dönemin öenmli dilcileriydi . Necip Asım Yazıksız gibi . Amasya müverrihinin eserinin adı , Temel ‘ dir . Türkçe Dilbilgisi çalışması olan bu eser , Mustafa Kemal tarafından da taltif edilmişti . Eseri yazmasının amacını da şöyle açıklar : “ Türk dilinde , harflerin vaziyetleriyle , manalarını , kelimelerin teşekkülatıyla , iştikaklarını , keşf ve ispat eden Temel Kitabının birinci cüzü olan dava kısmı ve bir örnek “ ortaya koymak demektir diye açıklamıştır .
Abdizade Hüseyin Hüsameddin Efendi , klasik Amasya tarihini kaleme alırken , bazı tahkir ve sorgulamalara da cevap vermek zorunda kalmıştır . Başta Mustafa Akdağ vb . modern tarihçiler tarafından epey eleştiri getirilmiş olan yazar , eserini yayınlamak için , devlet ve sivil erkandan epey destek görmüştür . Buna rağmen yaşadığı ekonomik ve politik zorluklar yazarı yormuş ve onu , bunları şiirle anlatamaya kadar sevk etmiştir : “ Sana adam gibi her yerde perestij ettim / Beni koydun geri ağyarını memnun ettin / Bilmedim sen ne yaman dilber-i fettanmışsın / Böyle Asrî gibi üftadeni mahzun ettin .” Ben sana çok prestijli işler yaptım ama ,sen benim yerime düşmanlarımı sevindirdin diyen bir kırgın gönül . Marifet iltifata tabiidir ama , iltifat gecikebilir ! Amasya insanı ve belediye eserlerini basarak , gereken “prestiji” ona yakıştırdığını düşünüyorum . Dilber-i fettan olan Amasya ‘ ysa ; hala güzellerin en fettanı olarak , insanlardan ilgi görmeye devam ediyor . Amasya Tarihi yazarının edebiyatla imtihanı , gayet güzel ve özel bir şekilde gerçekleşmiştir . Bize düşense , Osmanlıcadan çeviri yazıyla kitaplarını edebiyat alemine kazandırmaktır . Kalın sağlıcakla .
*Abdizade Hüseyin Hüsameddin Efendi Özel Sayısı , Amasya Belediyesi Yay .Haz. Hüseyin Menç
İsa Çolaker