Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / EVLENMEYECEKSEN GEL

EVLENMEYECEKSEN GEL

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Televizyonlarda dönen evlilik programları aslında evlenmemek üzerine kodlanmıştır. Onun için “evlenmeyeceksen gel” diyorum. Türk kültürüne ve aile yapısına saldırıyı örgütleyen programlar, tam bir evlenmeme ve evlendirmeme programlarına dönüşmüşlerdir. Formatları ve aslı ecnebi olan programlar, bizim aile mahremiyetimize saldırı formatında kurgulanmışlardır. Atv, star, flaş, show tv kanallarında dönen evlilik programları tam bir “evlenmeyeceksen gel” programlarıdır. Programların ana katılımcılarına baktığınız zaman ne demek istediğimi anlarsınız.

Programların tümünde paralı ve maaşlı sahte evlenme adayları olduğunu düşünüyorum. Adları Hafize, Cemile, Ahmet olan alt sınıflardan insanımız; seküler kültürün araçları ve nesneleri olamaya aday tiplerdir. Aslında kendilerini komik eden bu tipler, aşağılanmanın ve dalga geçilmenin evlilik nesneleridir. Yani evlenmemenin nesnel araçlarıdır. Tam burada evliliğe saldırı başlamaktadır. Tüketilen aşklar ve her sabah başlatılan yeni tüketici aşklar! Mesele budur. Buraya katılan adaylara gülen, aşağılayan spiker tiplerine şahit oluyoruz. Otelde evlenmeyi bekleyen ve sürekli birbirlerine saldıranlardan evlilik hadisesi beklenebilir mi? Hayır. Olsa olsa evcilik oyunu oynayan cikcik tipler ortaya çıkar. Manzara  budur.

Bu evlenmeme programlarında evlilik kurumuna açık bir saldırı da mevcuttur. Popüler kültüre feda edilen evlilik müessesi, bu programlarda ayaklar altına alınmaktadır. Evlilik yapmaya geldiğini söyleyenlerin hemen hepsi, sorunlu ailelerin çocuklarıdır. Boşanmış, ayrılmış, hapislik ailelerin evlatları adayların yekününü oluşturmaktadır. Yani gençler kendine anne-baba aramaya gelmişler de, kimse bunu anlamamaktadır? Oysa programlar evcilik oyunu oynamaktadır! Olan sorunlu aile ve çocuklarına olmaktadır. Öznesi olacakları evliliğin, nesnesi haline gelmişlerdir. Onları vahşice izleyen ya da gülen seyircilere ne demeli? Romanın arena müşterileri gibi!  Aslanların önüne atılan, ezilen sınıfları izlemek gibi bir şey! Dağılan ve bir türlü kurulamayacak aile yapısını oynatan izlenimlik programlar.! Mesele budur. Buna alet olup, izlemeyelim.

Bu programlara katılanlarda gördüğüm bir duygusuzluk hali de vardır. Taraflar at pazarlığı yaparcasına; ev, araba, para ve güç pazarlığı yapmaktadır. Evlilik gibi kutsal bir yapı, kapitalistik pazarlığa tabii olamaz. Olmamalıdır da. Oysa evlenmeyeceksen gel programları, tam bir panayır evlilik pazarlığı şeklinde çalışmaktadır. Çok para ve güç gösterisi yapan aday, evleneceği zayıf kadına sahip olmaya çalışmaktadır. Evlenemeyen kadınlarımız da, bu güç gösterisinin öznesi değil, nesnesi haline gelmektedir. Dökülen gözyaşları ve ayrılma fanatizmi de bu gösteri düzenine dayanmaktadır. Ne kadar ağlarsan, o kadar  reyting demektir. Burada toplumsal ahlakımız da örselenmektedir. Yapılan kurlar, öpme, kucaklama ve sarf edilen sevgi kelimeleri hep tuzaktır. Hiç birinin sevgi ve aşk karşılığı yoktur. Çünkü ayrılan tipler, aynı numaraları bir gün sonra başkasına arsız bir şekilde yapmaktadır.

Bu arsız ve sevgisiz programların başka bir mahsuru da, toplumun zekası ve ahlakıyla dalga geçilmesidir. Bir adayın ortalama dört kadın ya da erkeğe talip olduğunu düşünürseniz, ne demek istediğimi anlarsınız. Yaşamın olağan akışına aykırı olan bu durum, katılımcı gençlerin değerlerini de aşındırmıştır. Başörtülü katılımcı neyi koruduğunu bilemediği gibi, modern geçinen de neyi yaşadığını anlamamaktadır. Eskort kız ya da jigolo erkeklerin bu programlara dadandığını düşünürseniz, ne dediğimi iyi anlarsınız. Ahu Tuğba’nın sevgilisi buna iyi bir örnektir! Başka programlarda tüketilen manken veya yarışmacıların bu programlara dahil edilerek, yeni evcilik nesneleri olmalarına şahit oluyoruz. Bu hareketler, evlilik kurumunun altının oyulmasıyla sonuçlanacaktır. Boşanmaların sıradanlaşması ve kolaylaşması, belki de bu ezik programların halkımızın kültürüne saldırısı vesilesiyledir. Kim bilir?

Evlenme programları bir nevi evlenmeyeceksen gel programlarına dönüştüğü bir ortamda, acilen rtük harekete geçmelidir. Yayınlara son verilmelidir. Esra Erol, Seda Sayan ve avanesi işsiz kalacak diye, bu kültür faşizmine göz yumamayız. Devlet aile demektir. Türk devleti bir aile devletidir.15 Temmuz darbesini ailelerimiz ve yuvalarımızın fertleri önlemiştir. Ailemize saldıran sörvayvır ve evlenmeyeceksen gel tarzı ezik programlara kayıtsız kalamayız! Sokak kültürünü temsil eden bu yoz programlara derhal son verilmelidir. Tüketilen ahlaklar birlikte, yaşamlar da vardır. Aile masuniyeti ve mahremiyetine saldırı içeren bu programlar, artık bir hastalıklı insan tipine yataklık etmektedir. Yani katılımcıların da ruh sağlığı için, programlar acilen sonlandırılmalıdır. Buralardan evlilik değil, evcilik oynayan sahte insan tipleri ortaya çıkacağı için, bireylerin selameti dahilinde evlilik programları meselesi halledilmelidir. Necip Fazıl ustanın ev hasreti satırlarıyla bitirelim:

“Evim, evim, vah evim, gönül bucağı evim!

Tadım, rengim, ışığım, anne kucağı evim!”

Böyle bir ev ve evlilikler dileğiyle. Aile boyu saadet dilerim.

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*