Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / HEPİMİZ REYHANLILIYIZ

HEPİMİZ REYHANLILIYIZ

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Üzerinde yaşadığımız topraklar bizim kaderimizdir. Yani Anadolu ‘ yu yurt tutmamız  biraz da kaderin cilvesidir. Üzerinde yaşadığımız topraklar bize namaz kılar gibi vatan kılınmıştır. Kimse bunun aksini iddia edemez.Reyhanlı bizim için bu zorunluluğun son savunma hattıdır. Sınır boylarını savunmanın şeref olduğu ve şehitliğe uzandığı bir gelenekten geliyoruz. Reyhanlı’da halkımızı bombalayan yerli ya da  yabancı menşeli “coniler “ şunu bilmeli ki , Hepimiz Reyhanlılıyız. Son savunma hattımız Anadolu ‘yu terk etmek gibi bir lüksümüz  de olamaz. Yurdumun her kalesini tutmuş ve bayraklaştırmış bir milletin çocuklarıyız. Bu böyle biline .

İbn-i Haldun coğrafyanın kader olduğunu söylerken , biz de Türkiye’yi kaderimiz olarak gördük. Dhkpc ,Tikko , Acilciler ,Pkk vb. bölücü ve yıkıcı örgütlerin göremediği bir şey var , vatanını ve milletini korumaya ahdetmiş bir milletin çocuklarıyız biz. Öldürdüğünüz elli bir can (kırkı çocuk…) ve yok etmeye çalıştığınız bu millet , yedi milyon tek dişi kalmış canavara yenilmedi ki ,size ve işbirlikçiniz yerli coni haydutlara yenilsin. Burası ülkelerden bir ülke ve yurtlardan bir yurt değildir ki , her gelen bizi alt edebilsin. Bir buçuk milyon vatan evladını şehit verdiğimiz Dünya Savaşları ve Osmanlı son döneminde bile pes etmedik ki , şimdi mezhepçi savaş çıkarmak isteyen on iki eylül artığı “acilcilere” yenik düşelim.

Baasçı Suriyeli nusayrilerle işbirliği yaparak , Reyhanlı’da halkımıza saldıran sosyal faşist bedhahlara derim ki ; bu millet sizin gibi  haydutlara karşı mücadele etti ve de başarılı oldu. Kürtçü faşistlere karşı yıllarca direnen bu millet , mezhepçi kılıklı baasçılara karşı da direnir. Anadolu’da hayırlı devlet ve hayırlı evlat diye tabirimiz vardır. Hayırlı evlat yetiştiremeyen bazı ailelerimiz , hayırlı devlete karşı savaş açmış olabilir ama , yol yakınken dönsünler. Bu millet molotoflu haydutlara teslim olmadığı gibi , yeni versiyon baasçı soysuzlara da teslim olmaz. Türkiye Cumhuriyeti  devleti üç buçuk dahili ve harici bombacı hayduta gündemi teslim etmez. Reyhanlı’da halkımızı vuran Acilci  çapulculara karşı mücadelemiz , yeni de değildir. Onları on iki eylül öncesinden de tanıyoruz! Ecnebiye ya da Baasçı Esed’e çalışmalarını da yadırgamıyoruz! Bunlar , sürekli yabancıya çalışan tetikçidirler. Bombacıların yakalanması ve polisin başarısını kutluyorum.

Gelelim, Reyhanlı olayıyla birlikte anlayabileceğimiz Swoboda meselesine . AB ‘li sosyalist Swoboda ‘yla görüşmek için salona giren ana muhalefet partisi Başkanımız ; ayak üstü yaptığı konuşmada Sn .Başbakan’ı Esed ‘le aynı teraziye koyunca , Sosyalist Swoboda ‘nın itirazıyla karşılaştı. Demokratik bir ülkenin Başbakanının , seri katil Esed ‘le karşılaştırılamayacağını belirten Swoboda , sayın ana muhalefet lideriyle görüşmeyi reddetti. Yani ana muhalefet liderimiz açığa düştü. Yapılan bu istiskale şahsen ben de üzüldüm ama , ülkesinin başbakanını cani Esed’le bir tutmakta ne demek ? Seri katil Esed’le sayın Başbakanımız nasıl aynı kefeye konur ! Biri halkını bombalayan seri katil Esed , diğeri milletinin oylarıyla seçilmiş bir Başbakan. Kıyas doğru değil , karanlıktaysan gölgen seni yalnız bırakır. Maalesef sağlıklı bir eleştiri kültürü geliştiremedik. İktidar ya da muhalefet eleştiri dilimizi yenilemekte ve geliştirmekte fayda var.

Yüksek bir kültür ,yüksek bir yaşama tecrübesiyle olur. Kendi milletinizi ve onun unsurlarını Esed ‘e tercih ederseniz halka uzanırsınız. Ben, ana muhalefet liderini her daim  Esed ‘ e tercih ederim. Karakter yapım bunu böyle söyler. Ana muhalefet liderimiz niye cani  Esed’i tercih ediyor bunu anlamakta zorlanıyorum ! Onuncu sınıf Ortadoğu liderlerini savunmak solculuk mu oluyor ? Kalp insanın ana yurdudur. Merhameti ve şefkati elden bırakmayalım. Misafirimiz bize Allah ‘ın emanetidir. Suriyeli muhacir kardeşlerimize karşı geliştirilen ayrımcı ve bölücü hava bu bombalamanın politik nedenidir. Bombalama öncesi  muhacirleri  sürekli horlayan bir atmosfer vardı. Bu sisli hava , bombalama öncesi bazı gazeteler tarafından pompalandı. Sonunda da olanlar oldu. Bize ne oldu böyle?

Reyhanlı  bombalamasının öncesine bir bakalım. Suriyeli muhacirler paramızı yiyor , sokakta alış veriş yapıp para ödemiyorlar vb. yakınmalar gazetelerde gırla gidiyor! Marmara depreminde “yerli hırsızlar” , altın için el kol kesmedi mi ! Bulgaristan , Yunanistan , Halepçe ‘den gelen soydaş ve dindaşlarımıza kapı açmadık mı ? Yani muhacir ve ensarın sorunlu insanı var diye , muhacir yurdu Anadolu ‘yu düşmüşlere açmayacak mıyız? Hani nerede konukseverlik ruhu , nerede düşmüşe vurmama söylemi ? İnanmak istemiyorum ama , bomba patladıktan sonra , yoldan geçen Suriyeli mültecilere karşı linç kültürü ne demek ? Bu mu Müslümanlık? Tam bir Vandalizm örneği . Hz. Ali ne diyor : “Dostlarını üzmekle , düşmanlarını sevindirmiş olursun.” Sanırım bu hale  en çok coniler sevinmiştir! Suriyeli devrimcileri geri göndermek de cabası ! Tam bir akıl ve gönül tutulması.

Gelen muhacir, bereketi ve sevabıyla birlikte gelir. Sabredeceğiz. Tıpkı Bulgaristan , Kafkasya, Halepçe ‘den gelenlere sabrettiğimiz  gibi. Anadolu gurbetçilere vatan olmuş , Orta Asya ‘dan gelen biz Türkleri kabul etmiş bir coğrafyanın adıdır. İbn-i Haldun’un dediği gibi, kaderimiz olan coğrafyamıza ve atalar kültürümüze yabancılaşmadan , bütün muhacir ve ensar dostlarımıza sahip çıkalım. Baharın barış açtığı coğrafyamızda , kardeşçe ve bir arada yaşama irademizi pekiştirdiğimiz zaman ; burası vatan ve konuklara emin bir yer olur.Yoksa gerisi lâf-ı güzâf.

İsa

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*