Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / HERKESİN KANTARI ELİNDE

HERKESİN KANTARI ELİNDE

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                  Sevginin ve aşkın çok büyük bir güç olduğunu insan zamanla anlıyor. Kariyer, mal , kuvvet , makamlar insanı mutlu etmeye yetmiyor. Bunlar , insanı daha çok  bireyselleştirerek insanın düşmanlarının sayısını artırmaya yarıyor. İnsanları biri birine bağlayan sevgi ve aşktır. Aşksız ve sevgisiz toplumlarda iman da zayıf oluyor. Sevgi ve aşk insanı eğiten , dönüştüren bir değere sahiptir.

Peygamberimizin (sav) hadisinde : ”İnsan , sevdiğiyle beraberdir.” buyrulur. Sevdiğinizle birlikte olunca , mutluluğunuz da daim oluyor. Fuzulî  usta : ”Güya iki tende idi bir can .” diyerek , aşkın ve sevginin iki kişilik gibi görünse de , aslında bir canda yaşandığını söyleyerek , sevginin kuramsal tarafına vurgu yapar. Sevgi iki kişilik olsa da , Allah yolunda olunca , birde birleşir ve can olursun diyor. Onun için herkesin sevgi kantarı elinde ve nasıl aşık olur ve severse , öyle iman etmiş ve sevgisini çoğaltmış olur. Çoğaltamadığımız her sevgi ve aşk , topluma   bela olarak geri döner.

Alman düşünür Goethe :”Sevenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir” der. Sevmenin ve aşkın ikinci ayağı da açık aramama ve müslümanın ayıbını örtme değeridir. Kişi sevdiğinin ve aşık olduğunun ayıplarını örtmeyi ve tatlı bir eleştiriyi kabullenmelidir. Sevginin azaldığı yerde kin ve düşmanlık ortaya çıkar. Örtmediğimiz ve açık ettiğimiz her kişisel açık , bize döner. Aşkımıza ve sevgimize zarar verebilir. Zararın da neresinden dönsek kardır. Sevdiğimiz insanları hatalarıyla sevelim ve onların da hatadan mamul bir varlık olduğunu unutmayalım.

Sevmek , kollektif bir akıl ve ruh da gerektirir. ”Sevmek birbirine değil , birlikte aynı noktaya bakmaktır” der A.Saint Exupery. Doğru da söylemektedir. Sevenlerin bakışları ve kanaatleri , algıları ortak olmadıkça , sevgi paylaşılan bir hâl olmaktan çıkar. Toplumdaki sevgisizlik de bu kolektif aşk anlayışına sahip olamadığımız içindir. Aşk da tıpkı toplum gibi samimiyet ve kolektif sevgiye ihtiyaç duyar. ”Canı kim cananı için sevse cananın sever /Canı içün kim ki cananın sever canın sever ” Sevgiliyi kim kendi canı için sever, cananı sevmiş olur. Kim sevgiliyi canı için sever , o da cananı ve sevgiliyi sevmiş olur diyor Fuzulî usta. Yani neyi sevsen Allahı ve sevgiliyi ; dolayısıyla hem kendini , hem de aşkını sevmiş olursun diyor.Yeter ki sev kardeşim.

Toplumda gözle görülür bir aşksızlık ve sevgisizlik hali var. Gandhi der ki: “ Sevgi insanlığın; şiddet , hayvanlığın yasasıdır.” Doğrudur. Şiddet sarmalı da bu sevgisizlik halinin tezahürüdür. ”Şah bile sevginin kölesidir” der , Mevlana. Devlet büyüklerinin de aşka dayanamayacağına vurgu yapar. Köle olan şahlar durumu , sevgiyi bu kadar önemser Mevlana. Öldürmeden dem vuran şahlara duyurulur ! Sevgi toplumunda ölü sevicilik yapılamaz. İmansız  aşk ve sevgi de olmaz . Şahı köle yapacak sevgi , mütevazı bir ahlakla olur. İmanın esası da sevgidir zaten . Ölüm tacirleri sürekli sevginin tersi olan ölüme , acımasızlığa yatırım yaparlar.

Seven insan , aşkın insandır. Sevenin kendini aşma haline vecd diyoruz. Aşık uçar dedikleri budur. Gerçekten kalite bir aşk insanı uçurur. Sevilmek isteyen arkadaş önce sevimli olacak. Aurası olmayan ve ışık saçmayan bir adamı kim sevsin? Oscar Wilde : ” Sevmek insanın kendi kendini aşmasıdır” der. Sevgilinin aştığını ve sevenin aşkın bir hale geçtiğini , onun saçtığı ışık ve nurdan anlarız. Öyle bir haldir ki bu , insanı yorar ve dost hale getirir. Aşık dosttur. Aşık ne kadar sevgi kanaatkarı olsa da , sürekli sevilmek ister. Sevgi onun için bir sevilme sürecidir. Bitimsiz bir sevgi ve aşk hali böyle gerçekleşir.

Aşkın göreli bir şartı da , Yaratanı sevmektir. Yaratılan sevgiliyi sevdiğiniz zaman , Yaratandan gelen ışığı da almış olursunuz .Yaratan ve yaratılan ikilisi  aşkın zor bir denklemi değil , bilakis , aşkın ilerlemesi için varlık nedenidir. Yunus usta bunu böyle formüle etmiş ve doğru yapmıştır.Tabii ki aşkın en durusu , ilişkiye çıkar ve dünya menfaatleri  katmamaktır. Aşk mı para mı sorusu , çok sorunlu bir sorudur. Aşk , bu ters ilişkiyi de hak etmemektedir. Para aşkın ilacı değildir. Para sonuçtur . Aşk , varlık meselesi ve ontolojik bir olaydır. Kendiyle kaimdir aşk . Seversin olur biter. Aşık olmak bir hâldir. Aşkın benzeri ve çoğaltılması da yoktur. Sadece yaşanır ve itaat ister. Aşksızlık ve sevgisizlik de bir ahlaki sorundur . O tiplere , acil şifa dilerim. Şafi sıfatı olan Allah , bizi aşksız ve sevgisiz bırakmasın . Aşkın ilacı da sevgidir .

Bir aşk şiiriyle bitirelim : ”Aşıka tân etmek olmaz mübteladır neylesün / Ademe mihr-ü muhabbet bir beladır neylesün. Nefî

Kitap notu : Yunustan Günümüze 1001 Beyit,Bahri Yağmur,Antoloji,Kişisel Yayın .

İsa Çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*