Topu taça atmıyorsak , her yol kalbe çıkar . Kalbin akordu olmadığını da buradan anlarız .Her iyi şeye ve sevgiye koşan bir kalbimiz vardır . Kalbin bu gezgin ve fütursuz hali , onu akortsuz da kılmaktadır .Kalp akort isterse , orada bir mesele vardır . Yani kalbin mesele olan hali , aşksız bir anın adıdır .Akort olmamış kalbimiz , aşkın zirve yaptığı bir anı temsil eder . Akort ihtiyacı olan bir kalp de , yardıma muhtaç bir insana benzer . Ne kadar yardım etseniz de , kırık kalp , akortla ayar tutmaz.
Yüreğin hamurunda sevgi vardır . Sevginin de içerden bir inşası vardır .Yani makbul olan aşk , sevginin içerden inşasıyla olur . Yüreğimize dışarıdan zerkedilecek her şey yapay olacaktır . Yüreğimizin mayasında olan aşkı bulduğumuz zaman , mesele ortadan kalkmış olur . Oysa insan teki , aşkı hariçten temin etmeye ve maddi olanla kurmaya çalışıyor . Oysa aşk , oldukça öznel ve şahsa mahsus bir aidiyettir . Siz seviyorsanız sorun yok . Başkasının sevgisiyle sevgi ve aşk inşa edemezsiniz . İki kişilik sevgi ve aşk anlayışı , aşkın tabiatına uygun değildir .Öyle bir aşkın bir ayağı topal olacaktır.Sevgili için çektiğin çileler bile seni geliştirir ve senin hayatına olgunluk katar!Ne diyor şair yıllar öncesinden :” Âşık u ma’şûka benzer âsmân ile zemîn / Kim biri ağlayınca birisi handân olur .”Aşık gökyüzüne benzer, ma’şuk(sevgili) ise yeryüzüne. Biri ağlayınca diğeri güler. Ahmet Paşa sevgilinin cefasının bile , aşığın gönlünü güçlendirdiğini anlatıyor .Vurdukça gelişen bir gönül hali !
Aşkın biraz da aşkın bir hali vardır .Kendinin bile ne halde olduğunu anlayamayan bir sevgi halimiz olmalıdır . Şarkıdaki gibi ‘bilmiyorum ne haldeyim’ durumu . Bir aşk mecazına düşen gönlümüz bazen ne durumda olduğunu gerçekten bilmez . Sevip sevmediğimi bilmiyorum diyenlerimizin belirsiz hali böyledir .Modern insan , buna daha çok düçar oluyor .Karasızlık sevginin notası gibidir .Yani kararsız sevgili , sevildiğini de bilmez . Belki de aşk burada gizli ?Ne bilelim ! Aşkın karar hali , onun zarar halidir . Kararında bir aşk olamaz . Aşk sürekli bir devinim ister .Gönül o hareket haline sahip değilse orada mesele büyüktür .Aşkın düşmanı da , gönül dilini geliştirememe halidir :” Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin / Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez.”Aşkın zorluğu karşısında Yahya ne yapsın, bu sır hakkında konuşanlar onun ne olduğunu bilmez, bilenler ise söylemez.Evet , aşk bir bilip söylememe sessizliğidir .Şeyhül İslam Yahya ne kadar doğru söyler . Aşk dersi biraz emek ister .Hareket ve bereket ister .
Akordu olmayan aşkımızın bir yanı da , insanın kendisi olmasına bakar . Aşk kendisi olamayanların işi değildir . Sahici bir aşk dili , akort meselesini de halleder . Yani siz aşık olarak , sevginizde özelseniz , aşk sizi yalnız bırakmaz . İçinde olduğunuz aşk hali , sizi uçurmaya mutlu etmeye yeter . Kendinizi sadece aşk kelimesine mahkum ederseniz kalbin akordu bozulur ; sevgilinin aşksızlık tuzağına düşersiniz . Sevginize siz iyi bakacaksınız . Burada tek yardımcınız Allah’tır . Çünkü O, sevginin ve aşkın tek kaynağıdır . Mal , mülk de sevgiye engeldir . Aşk biraz mülkiyetsizlik ister .Baki usta ne diyor bakalım :” Cihanın nimetinden kendi âb u dânemiz yeğdir / Elin kâşânesinden kûşe-i viranemiz yeğdir. Dünya dolusu maldan, kendimize ait bir tas su ile bir lokma ekmeğimiz yeğdir. Başkasına ait saraylardansa, köşesinde oturduğumuz viranemiz hoştur bize.Aşkın dilinden anlamayan bir sevgilinin malı yerine , bizim fakir gönlümüz evladır , diyor . Ne kadar doğru .Saadet parayla değil , sevgiyle olur .
Kalbin inşasındaki önemli bir duygu da , sevginin katıksız ve yalnız olması halidir . Yani aşk ortak kabul etmez . Şeriki olmayan aşk , insanın kalbini her zaman mutlu eder . Sevdiğiniz zaman , siz ortaksız bir aşk dilini kurmuş olursunuz . Ben sevdim kime ne sorusu , bunun açılımıdır .Allahtan başkası sevgimize dil uzatamaz . O zaman sevgi ortaksızlığının tek istisnası Allah’tır .O’da semi ve basa olduğu içindir .Kalp gözlerimizi açan Allah , aşkımıza ve mutluluğumuza her daim ortaktır . Vefasız sevgili bu dili anlamaya bilir !Sorun yok .Yeter ki biz sevgimizi inşa edelim :” Düşman ne denlû saht ise de şâd ol ey Nedîm / Seng üzre gösterir zer-i kâmil âyârını .”Düşmanın ne kadar zorlu ise, sen o kadar memnun ve bahtiyar ol ey Nedîm!Çünkü, hâlis altın bu niteliğini mihenk taşında gösterir dosta düşmana diyen Nedim haklıdır .Sevginizi ve aşkınızı anlamayan sevgiliyi bile , bir an için aşkınızın değerini anlamayan düşman olarak görseniz , siz yine kalbinizi ve gönlünüzü aşktan yana çeviriniz.Çünkü aşk , hâlin adıdır .Hâli de ancak siz kurarsınız .Aşkınız ters yüz de olsa , siz hâli yaşamalısınız .
Aşka akort gerekmez lakin ; aşka reçete isterseniz , size ilaç gibi bir beyitle sonlandıralım :” Bu alem-i fanide ne mir ü ne gedayız,/A’lalara a’lalanuruz pest ile pestuz.” Bu fani dünyada ne beyefendi ne de dilenciyiz ! Büyüklenene büyüklenir, mütevazi ile mütevazi oluruz. O kadar . Aşk , sen nelere kadirsin . Kalbin akort gerektirmediği günleriniz olsun .Aşk baki , hayat fani .