Amasya’da yaşamak ayrı bir keyif .Bunu her zaman da söylerim . Gel gör ki , bu kentte yaşarken bazen kültür kışı da yaşıyoruz . Kültürün kışı , adab-ı muşarete uygun yaşamamakla olur . Şehir yaşamı kültür ve şuur ister . Her ne kadar yazı yaşasak da , bazı yurttaşlarımızın kuralsız yaşamı, şehri kışa çeviriyor . Aslında Türk milleti adab-ı muaşeret kitabı yazmamış ya da gerek görmemiş bir millettir . Biz bununla övünürken , şehre ihanet eden ve kültürümüze kış yaşatanların sayısı giderek artıyor . Bu yazıyı yazmamın nedeni , kültürün kışını yaşatanlara bir nebze uyarı yapmaktır .
Görgü kurallarını yaşamadan ,bir şehre ve onun kültürüne sahip olmak mümkün değildir . Kültürsüzlüğümüzün ilk misalini , trafik kurallarına uymama da görebiliriz . Kültür yazımızı ya da baharımızı ilk kaybettiren özensizlik , yaya kulvarında durmayan oto sahipleridir . Amasya’mızda yaya şeridinde yol vermemek bir kural haline gelmiş vaziyette ! Uzun ve anlamlı yol bölümlemelerinden sonra , yayalar şeride birikmeye başladı . Bu da gayet doğal . Yaya ölümleri azaldı .Oto sahipleri , yaya şeritlerinde de durmamak için , basıyorlar gaza !Bayan ya da erkek sürücüler , tüm gücüyle ve saygısızca yayaların üzerine araç sürüyorlar . Acaba arabası olanın egosu mu şişiyor . Arabası var , dünyalar onun mu oluyor ? Yaya üzerine araba sürerek , kendi egosonu güçlendiren arkadaş , acaba cana kastettiğini bilmiyor mu ? Yaya şeridinde önceliğin arabada değil , yaya da olduğunu unutmayalım !
Amasya’da yaşadığımız ikinci kültür kışı da , bisiklet yolundaki faciadır . Belediye güzel bir fikirle bu yolu yaptı . Bisiklet yolundaki araba sürücüleri de , gözümün içine baka baka , yolda seyretme alabaşlığına devam ediyorlar ! Karedeniz ağzında alabaş diye , görgüsüz ve anlayışsız davranan yurttaşlara denir !Kentin bir lise müdürünü , bisiklet yolunda park yapmış ve arabanın içinde gülerek otururken görmek ne bahtsızlıktır … Demek ki cahillik sadece sıradan arkadaşların işi değilmiş ! Mesai saatleri içinde bisiklet yoluna park eden araçlara polis arkadaşlar niye ceza kesmez? Şehirdeki vandallığın sürmemesi için , biraz ceza kesmek gerekmez mi ? Bisiklet yolundaki araçların sahiplerini hizmet içi kültürel eğitime alamaz mıyız ? Şehirde yaşamanın bir bedeli ve eğitimi olduğunu anlamış olurlar .Yavrularımızın ve bisiklet dostlarının güvenliği için tedbirleri almalıyız .
Şehir yaşamında hissettiğim diğer bir eksiklik de , midibüslerin gelişigüzel yerde yolcu indirmeleridir . Bu da bir yol tıkama ve kültürsüzlük misalidir . Yaya durakta düğmeye basacak , midibüs şoförü de orada duracak . Kural budur . Otobüs , midibüs , taksi şoförleri kafasına uyan her yerde yolcu indirip bindiriyor . Trafikte de yığılma artıyor . Amasya’nın eskiden yol sorunu vardı , şimdi trafik sorunu var . Bunu kabul edip , ona göre yola çıkmamız gerekiyor .Burası yayla ya da köy değil ! Osmanlı bakiyesi bir Amasya .Yolcularını kuralsız indiren şoförün vücut dilini aynadan görseniz . Sanırsınız arkasındaki araba sahiplerini dövecek !Umursamaz ve aymaz bir şoför dili ! Korna çalanlara sövenlere bile şahit oldum . Kentin akıl adamlarına ve yöneticilerine duyurulur .
Gelelim yaz ortasında kültür kışı yaratan olaylar zincirine . Borabay ve Yedikır , Amasya ‘nın önemli iki kır piknik yeridir . Önce Yedikır’dan başlayalım . Suluova sınırları içindeki , kuş cenneti ve harika doğasıyla en sevdiğim dinlence yerlerinden birisi .Suluova belediyesinin işlettiği bölüm , çok harika ve tam bir işletme havasında . Hemen yanıbaşındaki Suluova Belediyesine ait müştemilatsa , tam bir izbelik halinde . Mescit için yapılan bölümler ve tuvaletler , sanki savaştan çıkmış gibi ! Kırık camlı ve sahipsiz Suluova Belediye misafirhanesi , metruk havuz , sahipsiz köpeklerin konakladığı boş binalar! Memleketin paralarına yazık değil mi ? İşletemiyorsan , bir garibana kirala da , o da nasiplensin . Yüzlerce metrekarelik alan , sahipsiz ve atıl durumda !Buraya gidip de bunu görmeyen birileri olamaz . Memleketime niye kültür kışı gelmesin ki ? Sadece havuz bile binlerce lira değil mi ? Yeni seçilen belediye başkanı arkadaşı göreve davet ediyorum .Boraboy’da aynı durumda .Buraları işletecek bir özel sektör ya da kuvvetli bir bürokrat yok mu ?Orası da pislikten geçilmiyor !Ben bir yeri tuvaletinin temizliğinden tanırım . Siz kendinize güveniyorsanız , Borabay’da bir tuvalete gidiniz .Ya vatandaşların pet şişe , bira , rakı şişesi rezaletine ne demeli ? Her iki yerde de içki kullanılamaz yazara ama , benim ileri görüşlü yurttaşlarım kuralara uymazlar .Poşetlere koyup , çöpe atacağımız pislikler , çok mu ağır ?
Halkımızın kültür kışına yaptığı bir olumsuz katkı da , yediğimiz kabuklu yiyecekleri yere atmak şeklinde gerçekleşmektedir .Otobüs duraklarında , parklarda , çay bahçelerinde yere içecek ve yiyecek kırıntıları atan insanlara şahit oluyoruz . Şehir kendine saygı gösterene kültür sunar . Caminin kapısında çekirdek kabuklarını yere atanı , şehir affetmez . Camideki kuşlara yuva yapan ecdat , sadaka taşı yapan eskiler , bunu görse ne erdi ? Ört ki ölem! Şehir içi minik çöp kutularını artırmakta da yarar var . Çöp atmak için uzun yürümek , modern ve sabırsız kentliyi yormuyor değil ! Kültür kışımızı yaza çevirecek bir şiirle bitirelim : “Âdem odur ki adını alemde andıra / Alemde ad kalır âdem gelir gider .” Adem dede der ki ; insan odur ki bu alem de adını andıracak, çünkü , dünyada kalan “nam” dır , yoksa insan dediğin gelir gider .İyi ad bırakmak için , irfan sahibi ve şehre ihanet etmeyen bir adem olmakta fayda var . Kalın sağlıcakla .
İsa Çolaker