Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / BİLGE İNSAN OLARAK ÖĞRETMEN

BİLGE İNSAN OLARAK ÖĞRETMEN

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                Öğretmen , vasıfları itibarıyla  ilahi ve bilgelik kökenli bir mesleği icra eden adamdır . Öğreticilik niteliği gereği , bir memurluk gibi görülse de , mesleğim , hiçbir zaman didaktik olmayı merkeze almaz . Öğretmenlik , yapısı itibarıyla kadim ve eski bir meslektir . Öğretici veya öğrenen ol kuralı gereği , daima eğitime ve öğretime aç bir toplum yaşamı olagelmiştir . Biz öğretmenler de , bu açık yaşam kuralına harfiyen uymayı , bir eğitim amacı olarak benimsemeliyiz . Öğretici ya da öğrenen olmak , insanın entelektüel olmasına ve kendini geliştirmesine hizmet eder . Tersi sıradanlık ve memur zihniyetidir . Okuma ve yazma gibi iki önemli aracı iyi kullanırsak , kolay bir eğitim yaşamına talip olmamış oluruz . Öğretmen hem okuyan hem de onu yaşama biçimi haline getiren bir öznedir .

Hocalığın görünür birinci niteliği , idealist olmaktır . İdealist olmak , karşılıksız ve beklentisiz olarak , eğitim gönüllüsü olmak demektir . Yarı aydın bir öğretmen , mesleğe ilk adımını idealist olarak atar . Parsı düşük ama  gibi cümleler , idealizmi iyi anlatan ifadelerdir . Ekonomik durumu iyi bir öğretmen her şartta , hizmetkar ve verici olabilir ama , hesapkarlık iyi bir öğretmenin vasfı olamaz . Çünkü mesleğimiz biraz da , bilgi ve emek isteyen bir amatörlüğü gerektiriyor . Çevrenize bakarsanız , iyi öğretmenlerin idealist insanlar olduğunu ve beklentisiz insanlar olduklarını görürsünüz . İdealist öğretmen , insan üreten ve yetiştiren öğretmendir . Yoksa kereste yapmak ve düzeltmek çok kolaydır! Ne diyor şair İzzet Ali Paşa  : “Sûret-pezîr-i ma’rifet olmakdadır hüner /  Yoksa bu dehre nice heyula gelir gider.( Bu dünyaya o kadar çok korkuluk gelir gider ki , asıl hüner ortaya görünür bir eser koymaktır.) Evet , mesele insan yetiştirme meselesidir . Kendini marangoz , öğrencini de odun gördün mü , bu işi bırakacaksın !

Öğretmen , öğreticidir . Hocalığın pratiklerinden biri de , öğretici ve yaşatıcı niteliğimizi kaybetmememizdir . İlk öğrendiğimiz değeri ve ilkeyi hemencecik orada uygular ve yaşama geçirirsek , hocalık vasfına ihanet etmemiş oluruz . Yaşmadığımız ve inanmadığımız şeyleri de , öğrenciye pazarlamak durumunda değiliz . Burada biraz sıkıntılarımız var gibi ! Alkol ve sigara alan bir öğretmen kardeşimizin ilkeselliği ve ahlaki zekası sıkıntıya girer . En azından sigarayı terk edene kadar , sigara içmeyin masalına sığınmayacağız . Öğrencilerin tahammül ve beklenti sınırı , görülen ve ilkesel tutarlılıkla sınırlıdır . Öğretici olmanın da , sınırlı ve sorumlu olmayı gerektirdiğini bilmeliyiz . Hocalığın geniş bir eğitim ve öğretim ufku gerektirdiğini bilen ve yaşayan birisi olarak , neyi yapın dediysem hep arksında durmaya çalıştım . Ara ara yapamadığım ve nefsime yenik düştüğüm değerlerim olsuysa , onları yapana kadar kendimi sınırlamayı ve ertelemeyi becerebildim diye düşünüyorum .

Arkadaş , sırdaş , dost olan hoca ; öğrencisine ihanet etmez . Onun yaşamını ve özelini de kurcalamaz . Hukukuna dikkat etiğimiz öğrenci yaşamı , gayet zengin ve özel olacaktır . Kimseye politik empoze ve değer zorlaması yapmazsak , öğrencilerin demokratik bilincinin geliştiğini ve sizi saygıyla dinlemeye ve anlamaya çalıştığını görürsünüz . İdeolojik yoksullukla , öğrenci ve insan yetiştirmek olanaklı değildir . Felsefi zeminimiz , daima ahlaki ve insani olmak olsun . Çocuklarımızın ahlaki ve insani bir karaktere sahip olması , bir süreç ve görgü işidir . Sizde zengin bir dünya görüşü ve yansızlık görmeyen çocuk , rolünüze ve karakterinize saygı duymaz . Siner ve yalnız kalınca da bildiğini okur ! Amfi ya da sınıflar resmi ideolojinin hoyratça sallandığı yerler olmamalıdır . Özgür bireyler , arkadaş ve dost bir ortamda yetişir . Öğretmenlik de mütevazı olmayı gerektirir . “Terfi-i gayre himmet eder ser-bülend olan / Pâ-mâl olursa her ne kadar nerdüban gibi…” Şair Hâzık 🙁 Yüksek ruhlu insanlar, her ne kadar merdiven gibi ayaklar altında kalsa da , etraftaki insanların yükselmesi için gayret ederler.) diyerek , sanki hocanın etrafına saçtığı mütevazı ışığı anlatmıştır .

Öğretmen okuyan ve okutan adamdır . Benim gözümde günlük okumayan ve tefekkür etmeyen adam , öğretmen ve eğitimci vasfına haiz olamaz . İkra kuralını en iyi anlayan ve uygulayan adam öğretmen olmalıdır . Maalesef , son yılların okuma ve yazma göstergeleri öğretmenleri işaret etmiyor . Entelektüel ve arif öğretmen tipinden , memur ve okumayan test tipi öğretmene doğru bir gidiş var ! Günlük gazete ve periyodik dergi okumak bizim ayrıt edici özelliklerimizden biridir . Kitaplığımız gür ve doyurucu olacak , öğrencilerimiz kitaplığımızı eşe  dosta salık verecektir . Kendisi okumayan öğretmen , okutan bir öğretmen olamaz . Okuduğumuz her kitabı , taze bir şekilde sunmakta yara var . Önerilen kitaplar , okuduğumuz kitaplar olacaktır . İnternet ve bilgisayar teknolojisi kitaba ve eserlere ulaşmamızı kolaylaştırmaktadır . E-Kitap ve tablet bilgisayar iyi bir okuma aracı olarak da düşünülebilir . Bunlara teslim olmadan kullanalım. Sonuçta hiçbiri kitabın tozunu ve zenginliğini veremez .

İyi bir öğretmen , taktir ve teşekkür kuralını da işletir . Şiddetin onulmaz yara olduğu eğitimde, teşekkür ve taktir , öğrencileri geliştiren bir kurumsal araçtır . İyi okuyanı ya da iyi yazanı tebrik etmek esastır . Marifet iltifata tabiidir kuralı gereği , takdir edilen öğrenci topluma hizmete hazır hale gelir . Tekdir ve kötekle mukabele edilen her öğrenci , potansiyel terör ve şiddet aracı olarak  topluma döner . Yani bizim mesleğin bir ayağı da , hayırhah insan yetiştirmektir . Kaybettiğimiz her insan ve öğrenci , topluma salınan kötülerdir . Özür dileyen öğretmen de erdemlidir. Hatadan mamul olan insan , iyiliğe de yatkındır . Az hata yapan bir öğrenci profili bizim önceliğimizdir . Yoksa insan hatadan , aslan etten mamuldür atalar sözü orada duruyor . Gönül ehli bir hoca , olduğu yeri gülistana çeviren adamdır .” Ehl-i dil ârâm eder her kande kim ragbetlenür / Gâh olur gurbet vatan gâhî vatan gurbetlenür… “ diyen şair Hami-i Amidi ;( Gönül ehli insanlar nerede rağbet görürlerse orada kalırlar. Onlara bazen vatan gurbet olur , bazen de gurbet vatan olur.) İnsanın rağbet ve takdir gördüğü yerde kendini geliştirdiği gerçeğine vurgu yapmıştır . Yılan bile sıcağa kar der atalar .

Örnek ve rehber kişilik olarak öğretmen , her zaman bu toplumda karşılık görmüştür . Onun için bir çift söz de öğrencilerimize olsun . Hukukunuzu ve hakkınızı ararken , öğretmeninizi ailelerinize ve devlete ezdirmeyiniz . Sonuçta öğretmen ve öğrenci hayırda ortaktır . Toplumsal varlığımızın iki önemli ayağı olan siz öğrenci ve öğretmenlerimiz , milletin eğitim ordusunun iki önemli ayağıdır . Öğretmenin niteliklerini kısaca belirttiğimiz yazımızı , kendini yetiştirmiş ve entelektüel öğretmeni iyi tarif eden bir şiirle bitirelim :” Mahalde kâbiliyet şarttır bârân-ı nişanın / Temâşa kıl ki her bir katresi dürr-i semîn olmaz…” Çelebizade Asım şiirinde der ki 🙁 Bir yerde kabiliyet şarttır. Bak , yere düşen nisan yağmurlarının her damlası , büyük inci tanesi olmaz.) Öğretmenlik  , sıradanlığı ve gönülsüzlüğü kaldırmaz .

Günün şiiri : “Zevâl-i elem lezzet olduğu gibi , zevâl-i lezzet dahi elemdir.”

İsa Çolaker

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*