Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / ENGELLENEMEYEN YAŞAMLAR

ENGELLENEMEYEN YAŞAMLAR

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                  Engelli yaşamların idamesinin zor olduğunu bilenlerdenim. Engelli olmanın da an meselesi olduğunu da biliyorum. Engelli bireyin ekonomiye katılması için çalışmalar sürüyor. Daha düne kadar engellileri yolda bile görmezdik ! Yapılan çalışmalar sonucu, engelli yaşamları görünür hale geldi.

Engelli olmak bir seçme meselesi değildir.Yani kimse , durduk yerde engelli olmuyor. Ya doğumsal şartlarda kaderini yaşıyor ya da doğumdan sonraki yaşamında engelli hale geliyor. Burada da çoğu zaman , kazanın kadere dönüştüğüne şahit oluruz. Buna rağmen hayat devam ediyor realitesiyle engelli vatandaşlar yaşamaya ve  yaşamını ikame etmeye devam ediyorlar. Sonuçta kimse engelli olmayı seçmiyor. Seçilemeyen bir engelli yaşamı , insanlarımız için çile haline getirmeye gerek yok . Onlara dönük çalışmalara tanık olunca , çok seviniyorum . Merhamet kültürümüzün hala varlığını devam ettirdiğini düşünüyorum .

Engelli olmanın bir tercih meselesi olmadığını anladıktan sonra yapılacak şey ; engellilerin istihdamı ve üretime katkılarını artırmaktır . Hükümetin engellilerin istihdamı konusundaki çalışmaları taktire şayandır. Engelli memur yerleştirme sınavı olumlu bir araçtır. Engellilerin engel oranları ve fiziki kapasitelerine göre işe alınmaları süper bir olay. Bu engelli kardeşlerimizin kamudaki görünürlüklerini ve onların özgüvenini artıracaktır. Muhtaçlarına yardım etmeyen devlet , zora girer .

Burada bir çift sözüm de özel sektöre olsun : özel bankalarda engelli çalıştırmak suç mu? Niçin bir tane özel bankada veya güçlü şirkette engelli vatandaş göremiyoruz? Yoksa bu özel kesim gerçekten mi özel!!! Belirli oranda çalışanın üstüne çıkınca , engelli istihdamı bu beyefendilere zorunlu değil mi? Eğitim , sağlık , ticaret gibi alanlarda daha çok engelli çalıştırılamaz mı? Özel okullarda , dersanelerde niye engelli çalışanlar yok? Daha mı az verim var diye?

Engelli yurttaşlarımızın en fazla istihdam edilebileceği alanlar,teknolojik ve az emek yoğun işler olacaktır . Buralardan başlarsak , daha iyi bir sonuç alırız .Tekerlekli sandalyelerin kullanımını , onların evden çıkmalarına sosyal yaşama katılmalarına yol açmıştır. Bu araçların temini ve sağlanması, sosyal devletin bir numaralı ödevi olmuştur. Hükümetimiz bu konuda aktif bir çalışma izlemektedir. Stk’ların mavi kapakçık etkinliği bile çok yaratıcı bir hayır olayıdır . Her şeyi devletten beklememe adına. Engelli teşkilatlarının da artması çok güzel . İktidarların sosyal devlete yönelmesin katkı yapıyorlar .

Amasya özelinde belediyenin kaldırımlara yaptığı izli yollar bile çok güzel düşünülmüş bir engel kaldırma olayıdır. Kurumların merdivenleri de engelliye uygun hale getirilirse , bir eksik daha kapatılmış olur .Her şeyin daha azını alabilen engelli kardeşlerimize , daha fazla refah için herşeyi yapmalıyız. Üniversitemizdeki görme engelli arkadaşlarımıza faydalı olsun diye alınan” özel optik okuyucu”, bu güzel çalışmalarının yakın ve güzel iyi bir örneğidir. Darısı güzel işler yapacak kamu ve özel sektör yöneticilerinin başına.

Yukarıda bahsettiğim gibİ , engellinin yaşamını basitleştirmek amacımız olmalı. Onlara hem acıyacağız ve yardım edeceğiz , hem de iktisadî yaşama katarak kişisel gelişmelerine katkı yapacağız .Devletimizin onları koruyup kolladığını görmek de bana ayrı bir keyif veriyor. Düne kadar bu işlerin teorisi..yapılırdı ! Bugünse , pratiğinin yapıldığını görmek çok hoş. Demek ki lafla peynir gemisi yürümüyormuş , engelli yaşamlarını kolaylaştırmak için daha çok işler yapmamız gerekir .

Engelin tehlikeli olanı fiziksel ya da zekayla ilgili olanı değildir . Engelin tehlikeli olanı , fikrî engelli olmaktır ! Her güzel şeye kötü bakan bir göz , sadece muhalif olmayı seçen bir kafa , çözüm üretmeyen bir beyin gerçek engellidir. Engelli kardeşlerimize yapılan güzellikleri fazla bulan , sağlamlara iş bulmak gerekiyor diyen biyolojik , seçmeci(ırkçı) arızalı tiplere de rastlıyoruz. Allah(cc)bu tipleri ıslah etsin. Sadece sağlam insanlara yatırım yapma , demokrat bir kafa yapısı değildir. Bu sağlam insana yatırım yapan faşist anlayışın adıdır .

Otoriter kafalar,hasta ve engelli bakımını göze alamaz. Almanların yaşlı bakım maliyetleri fazla diye yaşlılarını bakım için uzak doğuya göndermesi buna güncel  örnektir…Özürlülerin ve engellilerin okul etkinliklerinin artması da çok iyi bir gelişme. Evde hasta ve engelli bakımı da Türkiye Cumhuriyeti açısından bir milattır. Bu yapılanların duası , hizmet yapanlara yeter de artar bile . Her an bir kaza  sonucunda engelli olacağımızı düşünerek , engelliler için yapılanlara katkı verelim.

Yaşama dezavantajlı başlayan ya da sonradan dezavantajlı hale gelen , engelli ve özürlü yurttaşlarımızın yaşama biraz daha avantajlı bakacağı günleri görmüş olmak beni çok mutlu etmektedir. Hepimizin fikrî engelli olmadığı günleri de görmek dileğiyle , kalın sağlıcakla . Allah’a emanet olun. Engelsiz günleriniz olsun. Yazımı , Cahit Sıtkı ‘ nın  yaşama sevinci dolu bir şiiriyle bitiriyorum : “ Ne doğan güne hükmüm geçer, / Ne halden anlayan bulunur; / Ah aklımdan ölümüm geçer; / Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. / Ve gönül Tanrısına der ki: / – Pervam yok verdiğin elemden; / Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden!”

İnternet notu:www.okumasitesi.com

İsa Çolaker

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*