Son Haberler
Anasayfa / yazılarım / KOMŞUNDAN KENDİN GİBİ KORK

KOMŞUNDAN KENDİN GİBİ KORK

Pocket
Bookmark this on Google Bookmarks

 

                   Her şeyin maddeye indirgendiği , paran kadar konuşacağınız bir ülke topraklarında yaşıyorsunuz. Egoizmin bu kadar güçlü olduğu zamanlarda katilliğinde her türlüsünü bekleyebilirsiniz. İncil’de :”Komşunu kendin gibi sev “ denirken , Kuranda komşu neredeyse varis ilan edilecek gibidir. Yaşamın pratiği hiç de böyle gitmiyor. Apartman komşularımızı tanımaz olduk .

Oysa Türkiye toplumunda işler böyle gitmiyor. Komşundan da kendin gibi korkar hale geldik. Kendinden korkan insan , komşusundan haydi haydi korkar hale geldi.  Aile katilliği sıradan hale geldi. Mardin’deki aile katliamıyla başlayan katliamlar zinciri günlük vukuatlarla devam ediyor. Her gün bir aile katili ya da katillerinin haberleri tvlerde dönüyor. Ne oluyor bize? Nerede kendin gibi komşularımız? Nerde komşu komşunun puluna muhtaçtır felsefesi ?

Aile katilliği ve kadın cinayetleri toplumun yeni yüzü haline gelmiştir. Cinayetlerin işleniş biçimi bile garipleşmiştir. Aile katilleri cinayetlerini işliyor ve hemencecik intihar ediyor. Ailesini ve sevdiğini oracıkta infaz eden katiller, nasıl oluyor da intiharı seçiyor? Bu kadar basit mi ? Çekoslavak filozof Zizek’in esprili sözünü başlığa çekerken düşündüm , acaba komşumuzdan korkarken, kendimizden mi korkmaya başladık? Modern insan sitelere çekilerek , bu aile katillerine yol mu açtı? Bana veya sana ne vurdumduymazlığı , bu aile katillerinin işini kolaylaştırdı mı?

Saldırgan insanların özgüvenleri çok yüksektir. Allah korkularının zayıf olması kadar, narsist bir kişiliğe de sahiptirler. Egoizmin esiri olan bu aile katillerine, toplum ve devlet ne yapabilir? İlerleyen yıllarda egoizmin tavan yapmasıyla birlikte, bu tip canavar hisli cinayetlerin daha da artacağını düşünüyorum. Selam vermeyen , sadak vermeyen , acımasız , hedonist , yararcı bir toplum yapısı inşa ediyoruz. Siz kendinizi beğeniyorsunuz , daha egoist biri de sizi beğenmeyerek size saldırıyor. Durum bu . Zayıf olan saldırganlaşarak , güçlüye saldırma hali.

Değerlerin aşındığı post kapitalizm döneminde , din ya da ideoloji insanları eğitirken ; sokak insanları şişiriyor . Ruhsuz alışveriş ortamı , fikri ya da söyleyeceği olmayan pop insan tipi , bizi teslim almış vaziyette. Her şeyin maddeye indirgendiği ve paranın put yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Modern insanın Allah yardımcısı olsun. Sadece eğlence odaklı bir düşünme ve tek aracın para olduğu post mekanik bir çağı yaşıyor. Bu yapıdan sadece kendini seven , başkasını ezen bir insan tipi çıkar. Biz tam bunu yaşıyoruz. Akademisyen olarak , kendimi bir marangoz olarak görmeye başladım. İnsan yetiştiren biri olarak , pek de ümitvar değilim ! Sokağa ve insanımıza hakim olamıyoruz. Katledilen her birey , beni daha çok ümitsizliğe sevk ediyor .

Bu aile katillerini durduramaz ve eğitip dönüştüremezsek , bunlar devlete ve millete zarar verecek bir yapıya doğru gidiyor. Öfke eğitilir ve yönlendirilirse , insana yararlı da olabilir. Demokratik bir yapıya hizmet der. Muhaliflik , biraz öfke ister. Ama, eğitilmiş ve gazı alınmış bir öfke halinden bahsediyorum. Yani ahlakı olan isyandan söz ediyorum. İsyan ahlakı insanları iktidara dahi taşır. İyi ve güzele yöneltir. Tıpkı Gandhi ve Nehru gibi.

Bugün Türkiye toplumunun yaşadığı bunlar değildir.Sosyal yalnızlık çeken bireyler , kendi kabuğuna çekilmiş insanlar , alanları ve sokakları tinerciye ve katillere ter etmiştir . Tinerciyi yıllar önce yazan Kemalettin Tuğcu’ya , bu toplum gülmüştü. Şimdi tinercilerin istatistiğini bile tutamıyoruz. O kadar hızlı ve çılgın bir artış var. Çocukluğumuzda sapık fenomeni bizi korkuturdu. Giresun yıllarca ”yağlı” adlı bir şehir efsanesini konuşmuştu.  Şimdi televizyonlardaki modellerin uyuşturucu trafiği bizi korkutmuyor oysa. Aktör ya da aktrislerin sahte rollerle ortada gezmeleri , onların özel yaşamındaki uyuşturucu akışını , bize hatırlatmıyor bile. Yani “yağlı” kente inmiş de, bizim haberimiz yok…

İnsanın insana süper yabancılaştığı , iyi ve güzelin fenerle arandığı bir çağı yaşıyoruz. Her şeyin maddeye endekslendiği bu yaşam biçimimizin , bize ağır faturalar çıkarmaya devam edeceğini düşünüyorum. Yani daha çok aile ve kadın katilleri konuşmaya devam edeceğiz gibi. Korkarım, evladından korkan insanların günleri geliyor da , bizim haberimiz yok.

Komşunun kendinden korkmayacağı ve vekaletimizin komşuya kesileceği günleri görmek dileğiyle , umut dolu bir Eşrefoğlu Rumî beytiyle bitirelim :  “Gönül arştan uludur nice bin arş/Gönül zerresinin bir danesidür”

Kitap notu: Attila İlhan , Fena Halde Leman , Roman, İş Bankası Yay.

İsa Çolaker

 

Hakkında admin

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*